Gündem

Erdoğan: Sanatçı kimsenin kölesi değil

Erdoğan: CHP, MHP, HDP, hadi siz gidin Esed ile beraber kahvaltı yapın. Netanyahu ile beraber de yapabilirsiniz

13 Temmuz 2014 21:24

Başbakan Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı vizyonunu açıkladığı toplantıya katılan sanatçıların linç edildiğini savundu. Erdoğan, "Bu CHP benim vizyon belgemi açıkladığım toplantıya katılan sanatçıları linç ediyor. Bu devirler geçti. Sanat kimsenin elinde değil, sanatçı da kimsenin kölesi değil" dedi. Bu ifadeler, sosyal medyada Gezi Parkı eylemleri sürecinde Erdoğan'ın  Mehmet Ali Alabora hakkında söyledikleri hatırlatılarak eleştirildi.    

Konuşmasının devamında "vizyon belgesi" toplantısına katılan ve Ece Erken, Zerrin Özer, Metin Arolat, Bülent Ersoy, Orhan Gencebay'ın da bulunduğu sanatçı grubuna seslenen Erdoğan, "Artık eski Türkiye'de yaşamıyoruz. Size bu hakaretleri yapanların hepsi o hakaretleriyle baş başa kalacaktır. Siz de onurunuzla sanatınızla bu ülkenin geleceğine yön vereceksiniz" ifadesini kullandı.  

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun SSK Genel Müdürlüğü döneminde yaptığı icraatları eleştirerek, "Hastane deyince akla hijyen gelir. Ama bu Kılıçdaroğlu'nun kendisi hijyenik değil ki. Temizlik başka bir şey" diye konuştu. Başbakan Erdoğan, isim vermeden HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ı eleştirerek, “Bu HDP, Doğu ve Güneydoğu’nun CHP’si olmaya çalışıyor. Model aldıkları partileri CHP. Adaylar belirlenirken, HDP’nin şimdiki adayı gidiyor, CHP’yle pazarlık yapıyor. Bunu da kendisi itiraf etti. Eğer CHP filan ismi, şu anda milletvekili olan Rıza Türmen, aday gösterseydi, CHP’yle birlikte hareket edecektik diyor” dedi.

Erdoğan, “Partilerinin CHP’yle ittifak pazarlıkları yaptığını söyleyin. Kim bu CHP? Benim Şanlıurfalı kardeşim CHP’yi çok iyi tanır. CHP demek, dikta yönetimi demektir, inkar demektir, ret demektir, asimilasyon demektir. CHP demek, yasak demektir, yoksulluk demektir, yolsuzluk demektir. CHP demek, ezanı Türkçe okutmak, Kuran’ı yasaklamak, başörtülülere zulmetmek, bütün milli ve manevi değerleri çiğnemek demektir” diye konuştu.

Erdoğan sözlerini, “CHP Kürt’ün de, Türk’ün de, Alevi’nin de, Sünni’nin de haklarını yok saymak demektir. Bu nasıl bir CHP ki, HDP ile ittifak görüşüyor, MHP ile de ittifak görüşüyor. Bunlarda her numara var. Sosyal medyada bunlarla ilgili güzel de bir tasarım yapmışlar. Bunlarda darbecilik de var, başörtüsü düşmanlığı da var, ulusalcılık da var, Esedçilik de var, ne ararsan var. İnanın, Şanlıurfa’nın aktar çarşısında, kapalı çarşısında bu kadar çeşit yok” şeklinde sürdürdü.

Muhalefetin, Filistin'le ilgili tutumuna da eleştiren Başbakan Tayyip Erdoğan, "CHP niye sesin çıkmıyor? MHP niye sesin çıkmıyor? HDP niye sesin çıkmıyor? Hadi siz gidin Esed ile beraber kahvaltı yapın. Netanyahu ile beraber de yapabilirsiniz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Tayyip Erdoğan, Şanlıurfa Topçu Meydanı'nda konuştu. Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

81 il içinde Şanlıurfa, Rize ve Konya’dan sonra yüzde 62’yle üçüncü oldu.

Şanlıurfa bir kez daha farkını ortaya koydu. Bir kez daha kendisinden bekleneni, kendisine yakışanı yaptı.

Bu güzel sonuçtan dolayı hepinize çok teşekkür ediyorum.

Bu davaya, bu harekete, bu partiye ve bu kardeşinize verdiğiniz destekten dolayı çok teşekkür ediyorum.

Önümüzde bir seçim var. 10 Ağustos’ta tekrar sandığa gidiyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. Cumhurbaşkanını Allah’ın izniyle bu sefer sandıkta belirliyoruz.

Şanlıurfa 10 Ağustos’a hazır mı? Hazır mıyız, sandığa gidiyor muyuz, sandığa sahip çıkıyor muyuz? Yeni Türkiye diyor muyuz? 10 Ağustos’ta kimi cumhurbaşkanı seçiyorsunuz? Maşallah, bu iş Şanlıurfa’da bitmiştir. Şanlıurfa kararını vermiş, cumhurun başına kimin geleceğini şimdiden tayin etmiş.

Ancak Şanlıurfa’dan sıradan bir sonuç beklemiyoruz, yine rekor bekliyoruz. 81 il arasında birincilik bekliyoruz. Şanlıurfa’ya bu yakışır. Çalışırsak, çalışırsanız Konya ve Rize’yi geçeriz. Ama onlar da çalışıyor ha.

 

'CHP'ye de, MHP'ye de, HDP'ye de oy çıkmaz'

 

Şanlıurfa’dan CHP’nin, MHP’nin ısmarlama, çatısı akan adayına oy çıkmaz biliyorum. Biliyorum ki, Şanlıurfa’dan HDP adayına da oy çıkmayacak.

Bu HDP, Doğu ve Güneydoğu’nun CHP’si olmaya çalışıyor. Model aldıkları partileri CHP. Adaylar belirlenirken, HDP’nin şimdiki adayı gidiyor, CHP’yle pazarlık yapıyor.

Bunu da kendisi itiraf etti. Eğer CHP filan ismi, şu anda milletvekili olan Rıza Türmen, aday gösterseydi, CHP’yle birlikte hareket edecektik diyor.

Partilerinin CHP’yle ittifak pazarlıkları yaptığını söyleyin. Kim bu CHP? Benim Şanlıurfalı kardeşim CHP’yi çok iyi tanır. CHP demek, dikta yönetimi demektir, inkar demektir, ret demektir, asimilasyon demektir. CHP demek, yasak demektir, yoksulluk demektir, yolsuzluk demektir. CHP demek, ezanı Türkçe okutmak, Kuran’ı yasaklamak, başörtülülere zulmetmek, bütün milli ve manevi değerleri çiğnemek demektir.

CHP Kürt’ün de, Türk’ün de, Alevi’nin de, Sünni’nin de haklarını yok saymak demektir. Bu nasıl bir CHP ki, HDP ile ittifak görüşüyor, MHP ile de ittifak görüşüyor.

 

'Aktar çarşısında bile bu kadar çeşit yok'

 

Bunlarda her numara var. Sosyal medyada bunlarla ilgili güzel de bir tasarım yapmışlar. Bunlarda darbecilik de var, başörtüsü düşmanlığı da var, ulusalcılık da var, Esedçilik de var, ne ararsan var.

İnanın, Şanlıurfa’nın aktar çarşısında, kapalı çarşısında bu kadar çeşit yok.

Onun için hem Şanlıurfa’da, hem Türkiye genelinde CHP’ye, MHP’ye, HDP’ye oy verenlerin bizi destekleyeceklerine yürekten inanıyorum.

Seçmen sadece cumhurbaşkanı seçmeyecek, bu ilkesiz partilere ders verecek.

Önceki gün İstanbul’da Cumhurbaşkanlığı vizyon belgemizi açıkladık. Salonda tüm Türkiye’nin renkleri vardı. Siyasetçiler, sanatçılar, sporcular, gazeteciler, sivil toplum temsilcileri, esnaf, işçi, memur herkes oradaydı.

Ne dedik? Bir, demokrasi, iki siyasi ve toplumsal normalleşme, üç refah devleti, dört öncü ülke.

77 milyonun kardeşliği için daha yoğun gayret edeceğiz. 

Başörtülü de insan, istediği yerde okuyacak, istediği yerde okuyacak dedik. Türk de, Kürt de, Arap da, Çerkez de, Roman da, Pomak da insan dedik.

Benim yavrularım imam hatip mezunu. Benim yavrularım burada okuyamadılar. Bir kısmı katsayıdan, iki kızım başörtüsünden gidemedi.

Yurtdışına gönderdik. ABD’de başörtülü okuyor, benim ülkemde okuyamıyor. Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya.

Ne oldu, başörtülü kızlarımız istedikleri üniversiteye gidiyor mu, başörtülü olarak okuyor mu, devlet dairelerinde aynen başörtülü okuyor mu, ne oldu ülke bölündü mü, millet birbirine düştü mü?

Ama bunlar korktular. Bakın şair Ahmet Arif, Şanlıurfa’da, Siverek’te bir ilkokulda okumuştu. Şanlıurfa milletvekilimiz, valimiz gitti, o okulun ismini Ahmet Arif İlkokulu olarak değiştirdi. Ne oldu, kıyamet mi koptu, Türkiye bölündü mü, kardeşliğimiz zedelendi mi?

Bütün o baskıların, zulmün, inkarın Türkiye’ye fayda değil, zarar verdiği ortaya çıktı.

Bir buçuk yılı geçti. Dağlarımızdan artık acı haber almıyoruz. Şanlıurfa’da, Çankırı’da anneler ağlamıyor.

 

'CHP toplantıya katılan sanatçıları linç ediyor'

 

Bu CHP benim vizyon belgemi açıkladığım toplantıya katılan sanatçıları linç ediyor. Bu devirler geçti. Sanat kimsenin elinde değil, sanatçı da kimsenin kölesi değil. Ben sanatçı dostlarıma, kardeşlerime sesleniyorum: Artık eski Türkiye'de yaşamıyoruz. Size bu hakaretleri yapanların hepsi o hakaretleriyle baş başa kalacaktır. Siz de onurunuzla sanatınızla bu ülkenin geleceğine yön vereceksiniz. Bunlar bir zamanlar Ahmet Kaya'ya çatal, bıçak fırlattılar. O Ahmet Kaya ki özgürlükçü bir insandı, O Ahmet Kaya ki benim cezaevine girdiğim zamanda beni uğurlamaya gelmişti.

Pensilvanya ile mücadelemiz sürecek. Bunların okullarında çocuklarınız var mı? Vern devlet okullarına, meslek liselerine, imam hatip okullarına. Hafta sonları yavrularımıza ücretsiz kurs vereceğiz.

Hem para vereceğiz, hem de bizi sömürecekler. İzin vermeyeceğiz. Allah’ın izniyle bu işi yarım bırakmayacağız.

Bu paralel yapı, Saidi Nursi’nin ölüsüne de dirisine de rahat vermeyen CHP’yle işbirliği yapıyorlar.

 

'Kirli ittifakın bedelini tekrar ödeyecekler'

 

10 Ağustos öncesinde yine CHP, MHP, HDP ve Pensilvanya işbirliği halindeler. 10 Ağustos’ta bu kirli ittifakın bedelini tekrar ödeyecekler.

Bütün çeteleri temizlediğimiz gibi bu paralel çeteyi de inşallah temizleyeceğiz.

İkincisi, çözüm sürecinden asla taviz yok, asla geri adım yok. Biz bu işe canımızı koyduk. Türkiye’nin kardeşliği için başımızı bu yola koyduk. Cumhurbaşkanı seçilirsem, çözüm süreci daha da güç kazanacak, daha hızlı, daha kararlı bir şekilde ilerleyecek.

TBMM’de bu noktada önemli bir yasayı çıkardık. Sabırla, sağduyuyla hareket edecek, hem akan kana, hem gözyaşına Allah’ın izniyle son vereceğiz.

 

'Kılıçdaroğlu'nun kendisi hijyenik değil ki'

 

Dün akşam Sahurda tv'de bir şey gördüm. Çok enteresan. Kılıçdaroğlu SSK genel müdürüyken iki olayı veriyor. Olayın röportajını yapan Savaş Ay. Okmeydanı SSK hastanesinin halini gördünüz değil mi? Rezilliği gördünüz değil mi? Orada 3 yaşındaki bir yavrunun kolunun nasıl kesildiğini gördünüz değil mi? Orada ne yapıyor sırıtıyor. O hastanenin hali ne? SSK'nın genel müdürü sensin. Samatya hastanesi de aynı. Galoş adı altında herkesi sömürüyorlar. 25 kuruşa satıyorlarmış. Herşey para hizmetse yok. Kim genel müdür? Kılıçdaroğlu.. O hala görüyor o filmi izliyor ve yine gülüyor ya. Ey CHP'ye gönül verenler. Bu tv kanalındaki belgeseli Savaş AY'ın o çekimini sene 98-99 izlemenizde fayda var. Görün bu adam nasıl bir adamdır. Bu adamdan bu ülkeye bir şey olmaz. Biz şu anda mevcut hastanelerimizi elhamdulillah modern hale getirdik. 

Hastane deyince akla hijyen gelir. Ama bu Kılıçdaroğlu'nun kendisi hijyenik değil ki. Temizlik başka bir şey... 

Filistin Mısır Irak Suriye bizim gibi Ramazan'ı yaşayamıyor. Beş günde Filistin'de 200'e yakın şehidimiz 700 yaralımız var. İnsani yardım gitmiyor. Dünyanın sesi çıkmıyor. Cidde'de yapılan toplantıya Başbakan yardımcısı olarak sadece Türkiye başbakan yardımcısı gönderdi. İki ülke daha bakan gönderdi. Diğer İslam ülkeleri sadece temsilci gönderdi. Batının sesi çıkmıyor. BM Genel sekreteriyle görüşüyorum. Fransa devlet başkanıyla görüşüyorum. Hepsi hala İsrail'e hak veriyor. 400 ton bomba indiriyor bomba. Leblebi çekirdeği atmıyor. Terör estiriyor terör. Türkiye İsrail normalleşsin. Tamam Marmara gemimize bunlar saldırdı. 10 şehidimiz oldu. Araya Amerika girdi batılılar girdi vesair. Ben özür istedim. Tazminat ve Filistine ambargoyu kaldırın dedim. Özür dilediler. Tazminatı da kabul ettiler. Filistin'e ambargoyu kaldırdıklarının da haberi geldi bu arada bombalar yağmaya başladı. Şimdi bizim İsrail ile normalleşme sürecini başlatmamız mümkün mü? Onun için her gün sesleniyorum. Ey Netanyahu. Sen bu bombaları durdurmadıkça yalnızlığa mahkum olacaksın. Türkiye ile dost olman mümkün değil. Normalleşme de mümkün değil. Elindeki orantısız gücü o mazlumlara karşı kullandıkça hiçbir zaman normalleşme olamaz. 

 

'Gidin Esed'le kahvaltı yapın'

 

Değerli kardeşlerim zulme rıza zulümdür. CHP niye sesin çıkmıyor? MHP niye sesin çıkmıyor? HDP niye sesin çıkmıyor? Hadi siz gidin Esed ile beraber kahvaltı yapın. Netanyahu ile beraber de yapabilirsiniz. Hiçbir zaman zulme rıza göstermedik. Göstermeyeceğiz. Kim olursa olsun. Bizimle hak yolda yürüdükçe dostluğumuzu devam ettiririz. Libya'da Mısır'da aynı şeyi yaptılar. İnşallah ayakları üzerine yeniden temenni ederim ki kalkar. Dualarınızda Filistin'i Gazze'yi Suriyeli mazlumları unutmayın. Şanlıurfa'daki misafir Suriyeli kardeşlerimize sahip çıkmaya devam edin. Ensar'a yakışan budur.