25 Ağustos 2015 16:45
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, Cumhuriyet tarihinin ilk seçim hükümetinin kurulması için Başbakan olarak atadığı Ahmet Davutoğlu, kabineye bakan vermeyeceğini duyuran CHP ve MHP'nin milletvekillerine de bakanlık teklif edeceğini açıkladı. Davutoğlu, "tevdi edilecek görevi kabul etmenin anayasal bir zorunluluk olduğunu" savundu. Anayasa'nın 114. maddesinde seçim hükümeti oluşumu için kullanılan "siyasi parti gruplarından üye alınır" ve "partililer" ifadelerine gönderme yapan Davutoğlu, CHP ve MHP'li milletvekillerine bakanlık teklif etmezse Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı verebileceğini dile getirdi.
Liderlerle de temas kuracağını açıklayan Davutoğlu "Liderlere ve bütün milletvekillerine çağrı yapıyorum; gelin bu sorumluluğu birlikte omuzlayalım" dedi. Davutoğlu, çağrısına cevap gelmesi halinde liderlerle görüşeceğini belirterek "Liderleri aşarak milletvekilleri ile görüşme planı içinde değilim" açıklamasını yaptı. CHP ve MHP liderleri "parti kararına rağmen geçici hükümete girme teklifini kabul edecek karakter ve ahlakta bir milletvekililerinin bulunmadığını" açıklamışlardı.
Davutoğlu bakanlık için düşündüğü isimlerin "kendisinde saklı olduğunu, en son AKP'den belirlenecek bakan isimlerini açıklayacağını" söyledi.
Davutoğlu, Yarbay Mehmet Alkan'ın Şırnak'ta şehit olan yüzbaşı kardeşinin cenazesinde söylediği “Şu güne kadar 'çözüm' diyenler neden şimdi 'sonuna kadar savaş' diyor" sözleri ve muhatap kaldığı suçlamalar için "Ateş düştüğü yeri daha fazla yakıyor ve bir aile içinde böyle bir acının yaşanması gayet doğal" dedi. Yarbay Alkan'ın "kardeş acısıyla o sözleri söylediğini düşündüğünü, insani yaklaşılması gerektiğini" belirten Davutoğlu, "TSK mensuplarının vakur durması gerektiğini" de dile getirdi.
Davutoğlu, Erdoğan tarafından beş günde seçim hükümetini kurmak üzere Başbakanlığa atandıktan sonra Başbakanlık'ta düzenlediği basın toplantısında, şu bilgileri verdi:
"Ülkede hükümet kurulamaması nedeniyle, halkın güven ve huzur içinde verilmiş bir görev olduğu için toplantıyı Başbakanlık binasında yapma kararı aldım. Buraya ben isteyerek gelmiş değilim. Gönül isterdiki bütün siyasi partiler sorumluluklarını yerine getirerek koalisyon için katkı sağlamış olsalardı. 7 Haziran'dan bu yana hepimizin hükümet kurma arzusuyla birlikte, hep anayasal süreçleri işletmek korkusunda bulundum. Anayasa hepimizin saygı duyması gereken bir kurumdur."
"Sayın Kılıçdaroğlu ile yaptığımız görüşmelerde, bir koalisyon müzakeresi yapmak değil, koalisyon zemini olup olmadığını konuşmak konusunda mutabık kalmıştık. Kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum. Bize koalisyon teklif edilmedi, söylemi yanlıştır. Görüşmelerde bazı noktalarda anlaşamadığımız ortaya çıktı. Eğitim ve dış politika konularındaki bütün icraatımıza karşı oldukları, temel görüş farkları ortaya çıktı. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu ile daha sonra kısa süreli bir reform hükümeti formülü için konuştuk. Anayasa ve yasalarda reform yaparak kısa sürede Türkiye'yi seçime götürecek böyle bir hükümet de mümkün olmadı. Sayın Bahçeli de defaatle koalisyona kapalı olduğunu açıkladı. Görüşmelerimizde de koalisyon kurmak istemediklerini beyan ettiler."
"45 günlük süre içinde hükümet kurmak için neredeyse yalvardım.
Sanki biz ülkeyi seçime zorluyormuşuz gibi suçlamalarda bulunuyorlar. Bu doğru değil. Her şey ortada. Bahçeli, daha konuşmamızın başında uzun dönemli koalisyona, seçim hükümetine ve erken seçime karşı olduğunu beyan etti.
Daha sonra koalisyon imkânı kalmayınca görevi iade ettim. Cumhurbaşkanımızın bir karar almak zorunda kalmaması için bir kez daha seçim hükümeti için koalisyon çağrısı yaptım. Ama maalesef bu çağrılar da karşılık bulmadı. Karşılık bulsaydı, 3 veya 4 parti birlikte seçime gidecekti. Denemediğim yol ve yöntem kalmadı. Bunun üzerine Sayın Cumhurbaşkanımız dün Anayasa'nın 114. ve 116. maddeleri gereğince erken seçim kararı aldı. Görevi bana tevdi ederek hükümeti kurmakla görevlendirdi.
Bu görev AK Parti ile diğer partiler arasında müzakere başlatma süreci değildir. Bugün başlatacağımız olan uygulamanın yol haritasını açık ve şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşacağım. Birincisi ilk kez böyle bir uygulama ile karşı karşıyayız. Onun için dün anayasa hukukçularıyla, uzmanlarla toplantı yaptım. Geldiğimiz noktada anayasanın 114 ve 116. maddesini, beğeniriz ya da beğenmeyiz, bunun dışına çıkmamız mümkün değil. Dün bazı partilerin yaptığı açıklamaların yakışıksız ve Anayasayla çelişkili olduğunu belirtmek isterim. 'Güneş Otel' benzetmesi çirkindir."
"Son günlerde 1961 ve 1982 anayasalarını inceledim. Zannedildiği gibi bu madde mevcut anayasayla gelmedi, 1961 Anayasası ile geldi. Ülke bir seçimle karşı karşıya kaldığında belirlenen bir maddedir 114. madde. Bakanlar Kurulu'nun nasıl oluşacağı konusunda belli bir hukuki çevre var. Görev tevdi edilen milletvekillerinin görevlerini yerine getirmesi anayasal bir zorunluluktur. Anayasanın daha metnini okumadan Bakanlar Kurulu'nun nasıl belirleneceği konusunda yakışıksız açıklamalar yapmaları doğru değil.
Küresel ekonomide dalgalanmalar söz konusu ise sorumluluktan kaçmak doğru olmaz. Erken seçim kararı alındıktan sonra Meclis Başkanı, partilerin milletvekili dağılımına göre bakanlık sayılarını tespit eder. Başbakan, anayasa uyarınca partililere teklifte bulunur. Şimdi bir zaruretle karşı karşıyayız. Anayasal çizgiden sapmaya zemin vermeyeceğim ve sonuna kadar bunu koruyacağım. Bu çerçevede süreci işletmek bağlamında Meclis Başkanı'ndan bugün bakanlık dağılımıyla ilgili yazı gelecek. Bu yazı çerçevesinde bütün siyasi partilere, liderlere, milletvekillerine çağrı yapıyorum; gelin bu sorumluluğu beraber omuzlayalım."
"Bakanlar Kurulu'nu belirlemek için anayasanın belirlediği çerçevede partililere teklifte bulunacağım. Bu ülkede siyasi bir kriz varmış gibi bir tutum içine girmeyelim. Bakanlar Kurulu'nu kurma görevinden kaçmak önümüzde telafisi mümkün olmayan sorunlara yol açar. Herhangi bir partinin içişlerine müdahale etmedik, etmeyiz de. Böyle bir durum olursa ilk karşı çıkacak kişi benim. Anayasa bana '5 gün içinde Bakanlar Kurulu'nu kuracaksın' diyor. Genel başkanlar bu çağrılarıma karşılık vermezse o zaman birtakım tekliflerde bulunacağım. Eğer partilere teklif götürmeden bağımsız bakan atarsam anayasaya aykırı davranmış olurum. Anayasa bunu mümkün kılmıyor. O yüzden çağrılarıma kimse kapılarını kapatmasın. Meclis Başkanı bana siyasi partilere düşen bakanlık oranlarını bildirdiği zaman ilgili partilerin milletvekillerine teklif götüreceğim. En doğru isimleri, bunu söylerken diğerleri yanlış demiyorum, biz teklif ettikten sonra her milletvekili partisi ile elbette istişare edebilir, ama bu teklifi yapmak zorundayız. Bu teklifi yapmadan bağımsızlar atanamaz. Bu teklifleri makul bir sürede cevaplandırmaları için davette bulunacağım. 5 günümüz var; makul süre ile cevaplandırılmasını isteyeceğim.
Anayasal çizgiyi ve süreci kararlılıkla işleteceğiz. Ülkenin bir boşluk içine düşmeden seçime gitmesi için elimizden geleni yapacağız. Terörle mücadele kapsamında başlatılan operasyonlar sürecek."
Davutoğlu, gazetecilerin sorularını da özetle şöyle yanıtladı:
- Liderlere çağrınızdan bahsettiniz. Daha önce MHP ve CHP bu çağrıya olumsuz yanıt vermişti. Kapalı zarf usulü milletvekillerine teklif götüreceğiniz basına yansıdı; yol haritanız nasıl olacak?
Biz milletvekilleri ile her an her yerde görüşebiliriz. Bir hasım gibi birbirimize bakmayalım. Oturup konuşalım. Böyle bir ortamda tekrar bloklaşmaya girmek olmaz. Bugün ben teklif edene kadar çağrıma cevap gelirse liderlerle de görüşürüm. Diğer yandan anayasa liderler bir araya gelemediği için bu yöntemi öngörüyor. Liderlerle anlaşma olmadığı için bu noktadayız.
Ben teklif yapmazsam milletvekillerine 7 veya 9 bakanlık boş kalır ve ben oraya bağımsız üye atayamam. Bu durumda anayasayı nasıl işletiriz. Eğer birlikte bir hükümet kursaydık, her parti kendi belirlediği ismi tabii ki bakan olarak belirleyecekti.
Telefonu kapatmak ne demek. Ben dün yine liderlerle telefonda görüşecektim, ama iki lider de telefonlarını kapatmış."
"Bakanlık için kafamda belirlediğim isimler bende mahfuzdur (saklıdır), yeri geldiğinde açıklayacağım. En son AK Parti'den belirlenecek bakan isimlerini açıklamayı düşünüyorum. AKP içinde de tek tek milletvekilleri ile görüşeceğim bakanlık için. Konuyu parti organlarına götürmeyeceğim.
- Hangi parti milletvekillerine hangi bakanlığı teklif edeceksiniz? İlk kez uygulama olduğu için sizin izleyeceğiniz yöntemin AYM'ye taşınma ihtimali olursa ne yapacaksınız?
Bakanlıklar için belirlenecek isimler bende mahfuz dedim ama 5 gündür bu isimler üzerinde çalışıyorum. Sayın Cumhurbaşkanı'nın beni görevlendireceğini tahmin ederek, görevlendirmeden önce 550 milletvekilinin özgeçmişleri üzerinde çalıştım. Çünkü 5 günlük süre var hükümeti kurmak için. Görevlendirmeyi beklesem, iki gün özgeçmişler üzerinde çalımam gerekecekti. İsimleri şu anda paylaşmayı uygun görmüyorum. Onlardan olumlu cevap gelmesi durumunda değerlendirmeleri paylaşacağız."
"Anayasanın 114. maddesi, seçim hükümeti için 'siyasi parti gruplarından üye alınır' ve 'partililer' ifadesini kullanıyor. Eğer aksi davranırsam, milletvekillerine teklif yapmazsam Anayasa Mahkemesi'nin iptale gideceği kanaatindeyim."
- İsim vermiyorsunuz, kriterleri de açıkladınız ama Bakanlar Kurulu nasıl şekillenecek? Akil İnsanlar Heyeti'nden isimler iddia ediliyor. Yöntem nasıl olacak, yüz yüze görüşme yapacak mısınız?
Sivil toplum tecrübesi önemli. Dolayısıyla partililere teklif ederken şu partide genel başkana şu milletvekili muhalifmiş gibi bir düşünce aklımdan geçmedi. Derlerse ki biz istişare ettik, teklifi kabul etmiyoruz, o zaman saygı duyarım. Eğer milletvekilleri reddederse dışarıdan atanacak bakanlarda tarafsız ve bağımsızlık ölçülerine uyan herhangi bir bürokrat ya da akademisyen olabilir.
- Yüzbaşı kardeşi şehit olan Yarbay'ın sözleri gündem oldu. Yarbay'a yönelik ağır suçlamalar hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Zor günlerden geçiyoruz. Kimse acısız ve ızdırapsız olduğunu iddia edemez. Acı her eve düşüyor. Zor zamanlarda nasıl kenetlendiğimize cümle alem şahit. Tabii ateş düştüğü yeri daha fazla yakıyor ve bir aile içinde böyle bir acının yaşanması gayet doğal. Bütün şehit ailelerini aradım ve hiçbir olumsuz tepki almadım. Böyle günler dayanışma günleri. Bu olayı kastetmiyorum ama provokatif eylemler de varsa bunları vakarla karşılamamız gerekiyor.
Yarbayımızın silah arkadaşları da albayrak için çarpışıyor. Acıyı anlarız, kardeş acısıyla bu sözlerin sarf edildiğini düşünüyorum, insani duygularla yaklaşılmalı. Ama TSK mensupları gerektiğinde en acı olaylar kaşısında dahi vakar içinde durabilmeli. Acıları anlıyoruz, ama vakar korunmalı.
- Saadet ve BBP ile ittifak iddiları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Teklif ya da görüşme süreci olursa değerlendiririz. Ama şu anda böyle bir durum söz konusu değil.
Anayasa'nın seçimlerde geçici Bakanlar Kurulu oluşturulmasına ilişkin 114. maddesi şöyle:
"Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimlerinden önce, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları çekilir. Seçimin başlangıç tarihinden üç gün önce; seçim dönemi bitmeden seçimin yenilenmesine karar verilmesi halinde ise, bu karardan başlayarak beş gün içinde, bu bakanlıklara Türkiye Büyük Millet Meclisi içinden veya dışarıdan bağımsızlar Başbakanca atanır. 116 ncı Madde gereğince seçimlerin yenilenmesine karar verildiğinde Bakanlar Kurulu çekilir ve Cumhurbaşkanı geçici Bakanlar Kurulunu kurmak üzere bir Başbakan atar. Geçici Bakanlar Kuruluna, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları Türkiye Büyük Millet Meclisindeki veya Meclis dışındaki bağımsızlardan olmak üzere, siyasi parti gruplarından, oranlarına göre üye alınır. Siyasi parti gruplarından alınacak üye sayısını Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı tespit ederek Başbakana bildirir. Teklif edilen bakanlığı kabul etmeyen veya sonradan çekilen partililer yerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi içinden veya dışarıdan bağımsızlar atanır. Geçici Bakanlar Kurulu, yenilenme kararının Resmi Gazetede ilanından itibaren beş gün içinde kurulur. Geçici Bakanlar Kurulu için güvenoyuna başvurulmaz. Geçici Bakanlar Kurulu seçim süresince ve yeni Meclis toplanıncaya kadar vazife görür." |
Davutoğlu'nun seçim hükümeti için yol haritası nasıl olacak?
Anayasa'nın 114. maddesine göre, Başbakan Davutoğlu'nun 5 gün içinde kabineyi kurması gerekiyor. Bu kapsamda, geçici seçim hükümetinde partilerin oy oranına göre partilere bakanlık verilecek. MHP ve CHP, geçici seçim hükümetine üye vermeyeceklerini, HDP hükümette yer alacağını açıklamıştı. Davutoğlu'nun oluşturacağı geçici Bakanlar Kurulu'nda Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları bağımsız olacak. Mevcut 3 bağımsız ismin görevine devam etmesi bekleniyor. Geriye kalan Başbakan dahil 23 koltuk ise AKP 11, CHP 6, MHP ve HDP'ye 3'er olmak üzere paylaştırılacak. Ancak CHP ve MHP seçim hükümetine bakan vermeyeceklerini açıkladıkları için, Davutoğlu'nun bu partilerden bakanlık teklif edebileceği isimlerin reddetmesi halinde, bu koltuklara da bağımsız isimler atanacak.
© Tüm hakları saklıdır.