Gündem

"Barış çağrısı yapanları gözaltına almak, Türkiye hükümetinin bugüne kadar düştüğü en dip nokta"

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Afrin operasyonunu eleştiren kişilere yönelik cezai soruşturma ve kovuşturmaları değerlendirdi

27 Mart 2018 20:50

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeybatısında gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekâtı’nı sosyal medya üzerinden eleştiren çok sayıda kişinin gözaltına alındığını ve haklarında soruşturma açıldığını hatırlatan İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), “Baskı dalgasıyla kişilerin görüşlerini barışçıl yollarla ifade etme hakkının ihlal edildiğini” savundu. 

HRW’den bugün yapılan açıklamada, Türkiye İçişleri Bakanlığı'nın verilerine göre, 20 Ocak-26 Şubat 2018 tarihleri arasında Türkiye’nin Afrin operasyonunu eleştiren sosyal medya paylaşımları yüzünden 648 kişinin gözaltına alındığı kaydedildi. Sokak eylemleri ya da sosyal medyada eylemcilerle dayanışma ifade eden mesajlar sebebiyle de 197 kişinin daha gözaltına alındığı belirtilirken; son gelişmelere dair olarak İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson’ın şu yorumlarına yer verildi: 

“Barış çağrısı yapan tweetler atan kişileri gözaltına almak ve haklarında kovuşturma başlatmak Türkiye hükümetinin bugüne kadar düştüğü en dip nokta. Türkiye yetkilileri kişilerin askeri harekatlar da dahil her türlü hükümet politikasını barışçıl yollarla eleştirme haklarına saygı göstermeli ve bu saçma davaları düşürmelidir.

Türkiyeli yetkililerin ceza yargı sistemini eleştirilerini barışçıl yollarla dile getiren insanlara karşı kullanmasının hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Türkiye hükümeti toplumdaki muhalif görüşlere, bunlar kendi görüşleriyle keskin bir tezat oluştursa bile, tahammül göstermek zorundadır."

"Daha çok cezalandırma yöntemi olarak kullanılıyor"

Afrin’le ilgili tweetleri yüzünden haklarında soruşturma ve kovuşturma düzenlenen  bir gazeteci, bir politikacı, bir belgeselci, bir LGBT aktivisti ve bir insan hakları kuruluşu üyesine dair dosyaları inceleyen HRW’nin değerlendirmesinde, şu ifadelere yer verildi: 

"İnsan Hakları İzleme Örgütü vaka dosyalarını inceledikten sonra, bazı polis baskınlarının ve soruşturmaların, yetkililer ortada suç teşkil edebilecek bir fiil olduğuna gerçekten inandıkları için değil, daha çok bir cezalandırma yöntemi olarak kullanılmak amacıyla gerçekleştiği kanaatine vardı. Bir kovuşturma sonucunda dava açılmasa ya da dava açılıp beraatle sonuçlansa bile,  soruşturma ve kovuşturmaya uğradığı için terör suçlusu olarak damgalanan kişiler işten atılma ve sosyal dışlanma gibi olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalıyorlar.

Polis Afrin operasyonuyla ilgili sosyal medya paylaşımları yapanlar hakkında işlem yapmasının yanı sıra, harekâtı protesto etmek üzere basın toplantısı düzenleyen ya da açıklama yapan kişi ve grupları da hedef aldı. Bunlar arasında Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) Başkan Raşit Tükel dahil olmak üzere 11 Merkez Konsey üyesi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Hatay şubesi başkanı, 73 yaşındaki Mithat Can ve Halkevleri’nin aralarında eş-başkan Dilşat Aktaş’ın da olduğu  çok sayıda üyesi bulunuyor. Söz konusu kişiler hakkındaki cezai soruşturmalar hâlâ devam ediyor."

*HRW'nin değerlendirmesinin tamamını buradan okuyabilirsiniz.