Gündem

Barış akademisyenleri davası | Duruşma 18 Nisan'a ertelendi, bakanlık yazısı beklenecek

'Terör örgütü' propagandası suçlamasıyla dava açılmıştı

26 Aralık 2017 18:33

“Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzalayan Barış Akademisyenleri Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy’un  yargılandığı davanın altıncı duruşması Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görüldü. 

Altıncı duruşmada akademisyenlerin avukatları dosyadaki bir belgeden hareketle yazının gediğini düşündüklerini söyledi. Yazının geip gelmediğinin sorulmasını, döndüyse getirilmesini talep etti. Bir sonraki duruşma 18 Nisan 2018 saat 10.30'da.

Bianet'te yer alan habere göre dört akademisyen "Terör örgütü propagandası" başlıklı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7/2 maddesinden yargılanmaya başlamıştı. Savcının ilk duruşmadaki talebi üzerine akademisyenlerin Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesine göre yargılanması talebine dair Adalet Bakanlığı'ndan izin bekleniyordu.

"Yazının geldiğini düşündük"

Esra Mungan ve avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.Duruşmayı Barış Akademisyenler, Halkların Demokratik Partisi milletvekili Garo Paylan'ın da aralarında olduğu isimler izledi.

Mahkeme heyetinin değiştiği görüldü. Heyet değiştiği gerekçesiyle eski zabıtlar okundu Dosyanın TCK 301. maddeden yargılama izni konusunda gönderildiği Adalet Bakanlığı’nda olduğu görüldü.

Hakim, Mungan’a beyanını sordu. Mungan ifadesini verdiğini belirtti.

Avukat Meriç Eyüboğlu, Adalet Bakanlığı’ndan yazını geldiğini düşündüklerini ancak bu konuda yazılı bir beyana ulaşamadıklarını söyledi.

“Dosyada bulunan bakanlık bürosunun yazısının içeriği incelendiğinde 17 Kasım 2017 tarihli yazının içeriğinde dosyanın Adalet Bakanlığı’ndan geldiğini düşündük, biz bu nedenle dosyanın Adalet Bakanlığı’na gönderiliş gerekçesini içeren fezekeyi ve dosyanın dönme ihtimaline binaen dosyanın istenmesini talep ediyoruz” dedi.

Avukat Ziynet Özçelik, böyle bir soruşturma izni yazısının gönderildiği bilgisini edindiklerini belirterek, bunun sorulmasını ve getirtilmesini talep etti.

Savcı dosyanın Adalet Bakanlığı’ndan dönüşünün beklenmesini talep etti. Mahkeme, dosyanın Adalet Bakanlığı’ndan dönüp dönmediğinin bakanlık bürosundan sorulmasını, döndü ise gönderilmesinin istenmesine karar verdi. 

Ne olmuştu?

Barış İçin Akademisyenler’in “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi 11 Ocak 2016'da Türkiye’de 89 üniversiteden 1128, yurtdışından 355’i aşkın akademisyen ve araştırmacının imzasıyla duyuruldu.

Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan (Boğaziçi Üniversitesi), Doç. Dr. Kıvanç Ersoy (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) ve Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya (Nişantaşı Üniversitesi) ve Yrd. Doç. Dr Meral Camcı (İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi) imzacı akademisyenlerdi.

İşten atıldılar

Meral Camcı, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nin bildiriyi imzalaması nedeniyle hakkında başlattığı disiplin soruşturması sonucunda işten çıkardı.

Muzaffer Kaya, Nişantaşı Üniversitesi’nin sözleşmesini feshettiği imzacı altı akademisyenden biriydi.

Taleplerini yinelediler

Dört akademisyen 10 Mart 2016’da Barış İçin Akademisyenler İstanbul grubu adına yapılan açıklamayı okudu. Bu açıklamada savcılığın hangi suçu istinat edeceğini belirlemeden soruşturmalar için harekete geçtiğini belirtti, barış talebinde ısrarcı olduklarını söylediler.

Tutuklandılar

14 Mart 2016’da dört akademisyen hakkında yakalama kararı çıkarılarak evlerine baskın düzenlendi. Yurtdışında olan Meral Camcı dışındaki üç akademisyen kendileri Emniyet'e gitti.

15 Mart 2016’da çıkarıldıkları mahkemece “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi gerekçe gösterilerek “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla tutuklandılar. 

Hakkında yakalama ve gözaltı kararı çıkarılan Meral Camcı, “Barış sözümün arkasında duracağım, mücadeleye devam edeceğim” diyerek Türkiye’ye döndü ve emniyete kendisi gittikten sonra 31 Mart’ta tutuklandı.

İlk duruşmada tahliye

Dört akademisyenin ilk duruşması 22 Nisan 2016’da görüldü.

Savcı, suçlamayı TCK 301 (Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama)  olarak değiştirdi ve dosyanın durması ve bu maddeden yargılama yapılması için Adalet Bakanı'ndan yanıt gelmesinin beklenmesini ve tahliyeleri talep etti.

Mahkeme, sanıkların savunmalarının alınmış oluşu, dosya kapsamı, mevcut delillerin toplanmış olması ve tutuklulukta geçen süre dikkate alınarak tahliyelerine karar verdi.

Durdurma kararı

Mahkeme ayrıca, "sanıkların eylemlerini sübutu halinde isnat edilen suçun vasıf ve mahiyetinin değişerek TCK'nın 301. Maddesinde belirtilen suçu oluşturması ihtimaline binaen TCK 301/4, CMK 223/8 maddesi gereğince usulü muamelelerin durdurularak Adalet Bakanlığı'ndan soruşturma izni alınması için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine" karar verdi.

Duruşmanın ardından geçen beş ayda Adalet Bakanlığı savcılığın talebinde gerekçe belirtmediğini söyleyerek dosyayı geri gönderdi.

27 Eylül 2016'daki ikinci duruşmada Mahkeme, Adalet Bakanlığı'na yazılan müzakerenin ve dosyanın görüşünün beklenmesine karar verdi. 

Mahkeme 22 Aralık 2016, 30 Mart 2017 ve 18 Temmuz 2017'deki duruşmalarda sanık avuklarının beraat talebini kabul etmedi, Adalet Bakanlığı'ndan gelecek cevabın beklenmesine karar verdi.