Çevre

Bağcılık raporunda, küçük üretici sorun olarak tespit edildi

"Sorunun kaynağına inmeyen, çözüm üretmeyen, üreticiyi korumayan bir rapor"

11 Mayıs 2018 13:26

Bağcılık sektörü ve üzüm üreticilerinin sorunlarının araştırılarak alınacak tedbirlerin tespit edilmesi maksadıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu'nun hazırladığı rapor Meclis Başkanlığı'na sunuldu. Rapora göre, iller bazında ekolojik ve ekonomik değerlendirmelerde, 64 ilin orta, üst ve çok üst düzey bağcılık potansiyeline sahip olduğu belirtildi. CHP’li komisyon üyeleri “Sorunun kaynağına inmeyen, çözüm üretmeyen, üreticiyi korumayan bir rapor. “Bağ alanlarının küçüklüğü aile tarımı yapan üreticiler için sorun teşkil etmez” diyerek itirazlarını etti. 

Birgün'den Burcu Cansu'nun haberine göre, AKP üyeleri, tarafından hazırlanan raporda, ​b​ağların geleneksel sistemlerle kurulması ve yetiştirilmesinin, küçük ölçekli işletme yapısının, bakım eksikliğinin, sektörde örgütlenme kapasitesinin düşük oluşunun ürünün değerlendirilmesinde ciddi sıkıntılara yol açtığı tespiti yapıldı. Rapor sorunları, “Bazı bölgelerde bağ işletme alanının küçüklüğü ve parçalı alanlarda üretim yapılması, bağ alanlarının amaç dışı kullanılması ve bağ alanlarının giderek azalması, doğru ve sağlıklı fidan temininde yaşanan sorunlar, bilinçsizce yapılan kış budamaları, modern bağcılık üretiminin yapılamaması, kaliteli sofralık çeşitlerde üretim eksikliği, üzüm fiyatlarının istikrarsızlığı, bağcılık konusunda teknik danışmanlık yapacak uzman sayısının yetersiz olması” şeklinde formüle ederken CHP’li üyelerden itiraz geldi.

‘Bu alanlar büyük ticari bağ işletmelerine nasıl entegre edilir’ 

Komisyonunu CHP’li üyeleri Orhan Sarıbal ve Mazlum Nurlu AKP oyları ile Meclis başkanlığına sunulan raporun hem tespit hem de öneri bakımından yanlışlarla dolu olduğunu ifade etti.

Sarıbal ve Nurlu’nun rapora itiraz metninde şu görü​ş​lere yer verildi:

“Bağ alanlarının küçüklüğü aile tarımı yapan üreticiler için sorun teşkil etmez. ‘Bu alanlar büyük ticari bağ işletmelerine nasıl entegre edilir’ şeklinde formül arayışlarına gidilir ki, bu üreticinin aleyhinedir. Bir ailenin arazisinin farklı yerlerde olması elbette sorun teşkil eder ama ‘bu sorunları gidereceğiz’ şeklinde önerilen çözümler daha büyük problem oluşturur. İklim değişikliğine yol açan Jeotermal Enerji Santrallerinin bağ alanlarında izin verilmesinden bahsediliyor.

Ama JES’lere itiraz edenlere de yine aynı iktidar tarafından ‘biz istediğimizi yaparız’ deniliyor. Örgütlenme konusunda kooperatiflerin demokratikleşmesini, şeffaflaşmasını ve iç denetimini sağlayacak yasalar çıkarılmalıdır. Üretici sendikalarının örgütlenmesinin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Sadece taban fiyatın açıklanması yetmez, destekleme alımı yapılmalı ve yaptırmalıdır. 2017 yılında olduğu gibi hem 4 TL fiyat açıklanıp hem de 3,850 TL’den TMO’ya üzüm aldırıp sonra da üzümler TARİŞ’e satılmamalıdır. Buna benzer onlarca itirazı sıralayabileceğimiz raporun bu haliyle kesinleşmesine karşıyız.”