Gündem

Avrupa Birliği, 2013 Türkiye İlerleme Raporu'nu kabul etti

Raporda, Gezi Parkı'nda polisin aşırı güç kullandığı belirtilirken, Kıbrıs sorununa çözüm bulunması ve cari açık konularında uyarılar yer aldı

16 Ekim 2013 16:07

Avrupa Birliği Komisyonu’nun bugün resmen açıkladığı İlerleme Raporu’nda, Gezi Parkı direnişinden herkesin ders çıkarması gerektiği belirtilirken, 30 Eylül’de açıklanan demokratikleşme paketi ve daha önce devreye sokulan yargı reformu paketlerinden olumlu yönde bahsedildi.

“Hükümetin daha fazla demokratikleşme ve siyasi reformlara yönelik taahhüdünü koruduğu” mesajının verildiği belgede, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 30 Eylül’de açıkladığı demokratikleşme paketine atıf yapıldı.

Paketin içeriğine detaylı şekilde yer verilen belgede, “demokratikleşme paketinin Avrupa standartları göz önünde bulundurularak uygulanmasının kilit önem arz ettiği” vurgulandı.

Yargı reformu paketlerine geniş yer ayrılan raporda, 3. ve 4. yargı paketlerinin Avrupa standartlarıyla uyumlu uygulanması halinde Türkiye’deki ifade özgürlüğüne olumlu katkıda bulunacağı belirtildi.

 

‘Gezi’de aşırı güç kullanıldı’

 

Gezi Parkı olaylarına da değinilen raporda, İstanbul’un merkezindeki bir projeye karşı başlayan protesto olaylarının daha geniş taleplerle farklı şehirlere yayıldığı ve protestocular arasında “az da olsa şiddete başvuranların” görüldüğü anlatıldı.

Belgede, “Türkiye’de büyüyen ve aktif bir sivil toplum var. Mayıs-haziran döneminde İstanbul’da ve diğer şehirlerdeki Gezi Parkı protestoları aktif ve canlı vatandaşlık olgusunun ortaya çıkışını gösterdi” tespitine yer verildi. 

AB, güvenlik birimlerinin olaylar sırasında aşırı güç kullandığını belirtirken, insan hakları ihlalleri iddialarıyla ilgili olarak görevden uzaklaştırma ve idari soruşturma uygulamalarının devreye sokulduğunun altını çizdi.

 

Anayasa süreci

 

Raporda, Türkiye’ye “parlamento-sivil toplum” ve “hükümet-sivil toplum” ilişkilerini sistematik, kalıcı ve yapısal danışma mekanizmalarıyla geliştirmesi tavsiye edildi.

AB’nin önem verdiği konular arasında yer alan sivil-asker ilişkileri bu yılki raporda da yer aldı. Sivillerin güvenlik birimleri üzerindeki kontrolünün daha sağlamlaştığının belirtildiği belgede, Genelkurmay Başkanı’nın görev alanına girmeyen siyasi konularda baskı uygulamaya çalışmaktan kaçındığına işaret edildi.

Yeni anayasa hazırlama çalışmalarının sürdüğü ancak uzlaşıya varılan madde sayısının 60’la sınırlı kaldığına dikkat çeken AB, kuvvetler ayrılığı, etnik referans içermeyen vatandaşlık tanımı gibi önemli siyasi konularda uzlaşı sağlanamamış olmasını not ediyor. AB, anayasa hazırlık sürecinde netlik ve şeffaflık eksikliği olduğu yönündeki görüşünü de metne yansıttı.

 

Çözüm süreci

 

Çözüm sürecine de değinilen raporda, “hükümetin terörü durdurma ve ülkeyi terk eden PKK üyelerine güvenli geçiş sağlama konusunda kararlı hareket ettiği” belirtiliyor.

Belgede, “Hükümetin barış süreci inisiyatifi dönüm noktası oldu ve Kürt aktörlerin güçlü katılımı sağlandı. Güneydoğu’nun ekonomik ve sosyal kalkınmasını kolaylaştıracağı umudu paralelinde Kürt meselesi ve çözüm yöntemleri genişçe tartışıldı” ifadesi kullanıldı.

Raporda, Avrupa Birliği de dahil olmak üzere uluslararası toplumun çözüm sürecine destek verdiğinin ve bu sürece kamuoyu desteğinin artan oranda hissedildiğinin altı çizildi.

 

‘Baskı, basında otosansüre yol açıyor’

 

İfade ve basın özgürlüğü alanındaki gelişmeler bu yıl da İlerleme Raporu’nda eleştirilen unsurlar arasında yer aldı. Eleştirel gazeteciler aleyhine devlet yetkililerince açılan davaların ve farklı sektörlerde yoğunlaştıkları için bilginin serbest dolaşımının çok ötesinde çıkarları olan medya sahiplerinin yaygın otosansüre neden olduğu ifade edildi.

Ergenekon davasına da değinilen raporda, “Karar, demokratik yollardan seçilmiş hükümeti yıkmak amacını güden bir suç ağının varlığını tescil etmiştir” deniliyor. Türk yargı sistemindeki eksikliklerin bu davada da gözlendiği ve bu yüzden kararın toplum katmanlarının bazı bölümlerinde kabul görmediği vurgusu da belgede yer alıyor.

AB Komisyonu, azınlık hakları, Alevilerin karşılaştığı sorunlar, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmaması ve Kıbrıs sorunu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yapısı adalet sistemindeki aksaklıklar gibi konularda da daha önceki belgelerde yer alan tespit ve eleştirilerini büyük ölçüde korudu. 

 

‘Türkiye stratejik ortak’ vurgusu

 

AB Komisyonu tarafından İlerleme Raporu’yla açıklanan Strateji Belgesi’nde de dış politika alanında Türkiye’yle sürmekte olan işbirliği ve diyalogun önemine vurgu yapılıyor.

Türkiye’nin, enerji güvenliği açısından da olmak üzere stratejik bir konuma sahip olduğu ve önemli bir bölgesel rol oynadığı ifade edilen belgede, “Türkiye aday ülke ve AB için stratejik bir ortak. Türkiye geniş ve dinamik ekonomisiyle AB’nin önemli bir ticaret ortağı ve gümrük birliği sayesinde AB’nin rekabet edebilirliğinin değerli bir tamamlayıcısı” deniliyor.

Belgede, AB-Türkiye ilişkilerinin potansiyelini tam anlamıyla kullanmanın en iyi yolunun aktif ve inanılır bir katılım müzakeresi çerçevesinde mümkün olduğu kaydediliyor.

Katılım müzakerelerinin yeniden ivme kazanmaya ihtiyaç duyduğu ve bu çerçevede bölgesel politikalarla ilgili 22 numaralı başlığın açılmasının üç yıllık durgunluğun ardından önemli bir adımı temsil ettiği vurgulanıyor.

 

Vize muafiyeti

 

Siyasi iklimdeki kutuplaşmaya ve uzlaşı eksikliğine dikkat çekilen belgede, Türkiye’nin AB’yle ilişkilerinde öncelikli konuların başında yer alan vize muafiyeti konusuna da değiniliyor.

Belgede, ilişkilere yeni bir ivme kazandırabilecek ve her iki taraf için da somut yarar sağlayabilecek vize liberalizasyonunun ilk adımlarının geri kabul anlaşmasının imzalanması ve eşzamanlı olarak vize diyaloguna başlanması olduğu belirtiliyor.

Dış politikada Türkiye’nin özellikle geniş komşuluk alanında önemli bir rol oynadığının altının çizildiği belgede, “Daha birleşik bir muhalefet oluşturulmasını destekleyerek ve ülkelerinden kaçan Suriyelilere yaşamsal insani destek sağlayarak Suriye konusunda özellikle önemli bir rol oynadı” denildi.

Türkiye’nin işleyen piyasa ekonomisi olduğunun kaydedildiği belgede, AB müktesebatına uyum bağlamında iyi ilerleme sağlanan alanlar malların serbest dolaşımı, mali hizmetler, enerji, bölgesel politikalar, bilim ve araştırma ile eğitim ve kültür olarak sıralanıyor.

 

'Gül kutuplaşmaya karşı uyarıyor'

 

Raporda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, barışçıl bir toplanma ve aynı fikirde olmama hakkını savunarak Mayıs ve Haziran protestoları da dahil olmak üzere Türkiye'nin siyasi yelpazesini ve toplumu kutuplaşmaya karşı uyararak uzlaştırıcı bir rol üstlendiği belirtildi.  

Ayrıca, Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin AB'ye üyelik perspektifi çizgisinde siyasi reformları gerçekleştirme ihtiyacını dile getirmeye devam ettiği ve ülkenin Güneydoğu'sunda şiddeti ve terörü sonlandırma amaçlı barış sürecine aktif destek sunduğu raporda öne çıktı. 

 

'Büyükşehir Yasası ve alkol düzenlemesinde yeterli görüşü alınmadı'

 

AB İlerleme Raporu'nun "Hükümet" başlıklı bölümü "Hükümet, demokratikleşme ve siyasi reformları ileriye taşıma konusundaki bağlılığını sürdürdü" ifadesiyle başladı. İlgili bölümün devamında, Gezi Parkı eylemlerinde hükümetin ödün vermeyen duruşu eleştirilirken vatandaşlara, sivil toplum örgütlerine ve iş dünyasına yönelik kutuplaştırıcı bir ton kullanıldığı belirtildi.     

"Hükümet kilit önem taşıyan politikalar ve yasaların benimsenmesinde, taraflarla yeterli müzakere yürütmedi ve yeterli etkili değerlendirme yapmakta başarısız oldu" denilen metinde örnek olarak Büyükşehir Yasası ve alkollü içkilerin tanıtım ve satışını kısıtlayan yasa da sayıldı.

Yerel yönetimlere güç devretme konusunda bazı ilerlemelerin olduğu kaydedildiği raporda, Avrupa Konseyi'nin bu konudaki "güç devretme" veya "belediyelerin gelirlerini kendilerinin arttırması" tavsiyelerinin uygulanmadığına dikkat çekildi.  

 

Avrupa Birliği tarafından açıklanan 2013 Türkiye İlerleme Raporu'nun İngilizce metnini okumak için tıklayınız.

 

Avrupa Birliği, 2012 Türkiye İlerleme Raporu

2012 ve öncesi diğer İlerleme Raporları