Gündem

'Atatürk ateist değil deistti'

Prof. Tunçay, İnönü Üniversitesindeki 'Batı Düşüncesine Eleştirel Bakış' konferansında, "Atatürk'ün deist olduğunu düşünüyorum" dedi.

09 Nisan 2009 03:00

Prof. Dr. Mete Tunçay, İnönü Üniversitesinde düzenlenen 'Batı Düşüncesine Eleştirel Bakış' konferansında, "Atatürk'ün deist olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.


Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mete Tunçay, 'Tek parti döneminde pozitivist anlayışla halkı bilime inanmaya zorlamak tepkiler yaratmıştır. Bu tepkilerin üzerine Demokrat Parti, iktidara gelebildi, Süleyman bey de kaç sene iktidara gelebildi. Öyle anlaşılıyor ki bu AKP üzerinde uzunca süre devam edecek' dedi.

Malatya Aktüel gazetesinin haberine göre, Prof. Dr. Mete Tunçay, İnönü Üniversitesi'nde düzenlenen 'Batı Düşüncesine Eleştirel Bakış' konferansında yaptığı konuşmada, Batı uygarlığının 500 yıllık bir uygarlıktan ibaret olduğunu belirterek, 'Ama Batı, kendisine bir geçmiş uydurmuş. O geçmişte eski Yunan medeniyetine dayanıyor' dedi.

'Atatürk ataist değildi'

Aydınlanmanın 18. yüzyılda yaşandığını ifade eden Tunçay, 'Aydınlanma dinin dışında bilime yönelmek olarak kabul edildi. Aydınlanmada pek çok insan dini reddetmekle birlikte tanrıyı reddetmemiş deist olmuş, deist yani yaradancılık. 'Bu dinde bir takım hurafeler olabilir, ama aslolan bir yaratıcısı olmalı bu alemin' diyorlar. Atatürk'ün de bir deist olduğunu düşünüyorum. Agnostik ya da ateist değildi' diye konuştu.

'Türkiye'de dinle devlet işleri ayrılmaz' 

19. yüzyılda batı düşüncesinin temelinin pozitivizm yani bilime inanma şeklinde geliştiğine işaret eden Tunçay, pozitivizmin Türkiye'de 20. yüzyılda hakim olduğunu dile getirdi. Tunçay, şunları ileri sürdü:

'Türkiye'de laiklik dinle devlet işlerinin ayrılması diye yanlış bir tanımla anlatılır. Türkiye'de dinle devlet işleri ayrılmaz. Tam tersine Türkiye'de din devlet denetimi altında olmuştur. Çağdaşlaşmanın çok önemli bir bacağı dinin kamusal hayata hakim durumda olmasına izin vermemek. Ama bu izin vermemek yasakla değil, toplumun geliştirerek buna ihtiyaç duymaması ile olmalı. Hilafetin kaldırılması, Cumhuriyet döneminde laiklik için atılan adımların başında geliyor. Hilafet kaldırılmasa ne olurdu sorusunu düşünüyorum. İyi bir Müslüman değilim, agnostiğim. Türk toplumunda hilafetin onayı ile cumhuriyet devrimleri yapılmış olsaydı bugün acaba böyle din temelli bir hareket iktidara gelme imkanını bulabilir miydi? Tek parti döneminde pozitivist anlayışla halkı bilime inanmayı zorlamak tepkiler yaratmıştır. Bu tepkilerin üzerine Demokrat Parti, iktidara gelebildi, Süleyman bey de kaç sene iktidara gelebildi. Öyle anlaşılıyor ki bu AKP üzerinde uzunca süre devam edecek.'