Gündem
BBC Türkçe

Ankara Katliamı Davası'nın ilk haftasında neler oldu?

Türkiye'de en çok can kaybıyla sonuçlanan, 10 Ekim 2015'teki intihar saldırısı ile ilgili dava bu hafta bir seri duruşmayla başladı ve 14 sanığın sorgusu yapıldı

11 Kasım 2016 20:58

Türkiye'de en çok can kaybına yol açan intihar saldırısı olan 10 Ekim Ankara saldırısıyla ilgili davanın bu hafta yapılan ilk seri duruşmalarında tutuksuz iki sanığın daha tutuklanmasına hükmedildi.

İkisi çocuk 100 kişinin öldüğü ve 20'si çocuk 391 kişinin yaralandığı saldırının failleri oldukları ve IŞİD ile bağlantılı oldukları söylenen 36 sanık yargılanıyor.

Yakalanması için düzenlenen bir operasyonda beraberindeki patlayıcıları infilak ettirerek öldüğü söylenen Mehmet Kadir Cebael'in bu listeden çıkarılması sonucu sanık sayısı 35'e düşmüş oldu.

Sanıkların bir kısmı anayasal düzeni kaldırmaya teşebbüs, kasten öldürme veya kasten öldürmeye teşebbüs gibi suçlardan, bir kısmı da silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanıyor.

Bu haftaki tutuklamalarla birlikte, sanıkların 17'si tutuklu, 2'si tutuksuz ve 16'sı da firari.

Mahkeme bu beş günlük yargılama sırasındaki ifadelerine dayanarak, tutuksuz sanıklardan Suphi Alpfidan ve Yakup Yıldırım'ın tutuklanmalarına karar verdi.

Duruşmanın ilk gününde, baro tarafından atanan bazı avukatlar, sanıkları savunmak istemediklerini belirterek davadan çekildiler.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 5 gün boyunca devam eden duruşmalarda, sanıklardan 14'ünün ifadeleri alındı ve çapraz sorguları yapıldı.

Mağdur avukatlarından biri BBC Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede davayı, "Maşa olarak kullanılan sanıklardan oluşan, göstermelik bir dava" olarak niteledi.

Aynı avukat, dava kapsamında Antep, Ankara ve Kilis emniyet müdürlükleri başta olmak üzere kamu görevlilerinin soruşturulması gerektiğini belirtiyor ve "Davanın bir ayağı eksik" diyor.

 

Bu hafta yapılan duruşmalar sırasında mağdur avukatlarının talebini kabul eden mahkeme, itirafçı olan sanık Yakub Şahin'in ifadesini alırken diğer sanıkları dışarı çıkardı.

Yanında çalıştığı ve 10 Ekim saldırısının faili olduğu söylenen Halil İbrahim Durgun'un isteğiyle, amonyum nitrat almak için Birecik'e gittiğini anlatan Şahin, Durgun ile aralarında sadece patron-çalışan ilişkisi olduğunu söyleyerek örgüt üyeliği iddiaları reddetti.

Gözaltına alındığı sırada, kullandığı uyuşturucunun etkisinde olduğunu, kendine geldiğinde polislerin kendisiyle selfie çektiğini fark ettiğini söyleyen Şahin, Halil İbrahim Durgun tarafından kullanıldığını iddia etti.

Şahin, "Ekmeğimi kovalarken Halil'in beni kandırdığını nereden bileyim. Koskoca Cumhurbaşkanı bile 'Allah affetsin kandırılmışız' dedi.

İtirafçı sanık "Koca Cumhurbaşkanı bile kandırılıyorken ben nasıl kandırılmayayım" diyerek kendini savundu.

Şahin, "Bütün bu insanları öldürmem yetmezmiş gibi Anayasal düzeni de yıkmaya çalıştığım iddia ediliyor. Bu iddia komik ve gülünçtür. Ben bir başıma bu düzeni nasıl yıkayım? Gülen cemaatinin tankla tüfekle yıkamadığı Anayasal düzeni ben nasıl yıkayım?" dedi.

Avukat Murat Yılmaz'ın BBC Türkçe'ye aktardığına göre, Şahin ayrıca "[Gözaltındayken] polisler bana eline sağlık birkaç da çocuk ölmüş ama önemli değil deyip güldüler" dedi.

 

Polise kötü muamele nedeniyle "uydurarak" ifade verdiğini" iddia eden Şahin, "O an oradan kurtulmak için hepsini salladım. Ben şimdi de senaryo yazarım, ondan daha iyisini yazarım" dedi.

Bir başka sanık Resul Demir ise, kendisinin olayla ilgisi olmadığını söyledikten sonra, "Halil İbrahim Durgun'un kendini patlattığını duyunca şoka girdim. Kendini çok seven birisiydi. Ben de şüpheye düşüyorum" dedi.

Demir sorgusunda ayrıca, "Allah şahit, siz de biliyorsunuz ki bu olayın faili bu dosyada yok" diye ekledi.

 

Çarşamba günü sorgulanan kritik isimlerden biri ise, operasyonlar sırasında yakalanacağını anlayınca üzerindeki patlayıcıları patlatan ve IŞİD'in Türkiye emiri olduğu söylenen Yunus Durmaz'ın kardeşi Hacı Ali Durmaz idi.

Yunus Durmaz'ın kendini öldürdüğü operasyonda yakalanan Hacı Ali Durmaz, ailesiyle birlikte IŞİD'e katılmak için Suriye'ye gittiğini ve 8 ay orada kaldığını söyledi.

Buna karşılık "Abimin bu işleri yaptığından haberim yoktu" diyerek intihar saldırısından haberdar olmadığını kaydetti.

Suriye'deki kamplarda kaldığını ve silah eğitimi aldığını söyleyen Durmaz, iddiaları reddeden Yakub Şahin'i de, daha önce Suriye'de Resulayn'da gördüğünü iddia etti.

Bu hafta sorgu ve çapraz sorguları yapılan bazı sanıklar ise mağdur avukatlarının sorularına yanıt vermek istemedi.

Duruşmalar sırasında sanıkların bazı ifadeleri, 10 Ekim saldırısında hayatını kaybedenlerin ailelerinin mahkeme salonunda zaman zaman tepki göstermelerine yol açtı.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir