Gündem

Ali Babacan: Ülkeyi yönetenlerin hukukla ve süreyle sınırlandırılması gerekiyor

DEVA Partisi lideri TRT’nin yayın politikasından, ekonomiye, yaklaşan yerel seçimlerden Erdoğan'ın Akbelen kararına ilişkin farklı konularda konuştu

15 Mart 2024 07:36

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, iktidarı hedef aldı, "Ülkeyi yönetenlerin hukukla ve süreyle sınırlandırılması gerekiyor. Oysa şu andaki hükûmet, şu andaki iktidar hukuk tanımıyor. Anayasa tanımıyor" dedi. TRT önüne koydukları siyah çelenkten bahseden Babacan, "Biz sizden tarafsız yayın istiyoruz arkadaş. Eskiden olduğu gibi, onlarca yıldır gerçekleştirildiği gibi tarafsız yayın. TRT’den bizim beklediğimiz tarafsızlık. Ama kamu kuruluşlarında ne tarafsızlık kaldı ne bağımsızlık kald" diye sitem etti.

DEVA Partisi lideri Babacan, 14 Mart Perşembe günü İzmir’de bir basın toplantısı düzenledi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Serap Karaosmanoğlu’nun da tanıtıldığı basın toplantısında Babacan, TRT’nin yayın politikasına, ekonomiye ve yaklaşan yerel seçimlere değindi.

Ali Babacan’ın konuşmasından başlıklar şu şekilde:

“TRT’deki durum çok vahim”

Bir gazetecinin sorduğu TRT’nin yayın politikasıyla ilgili soruyu Ali Babacan şöyle yanıtladı: “TRT’deki durum çok vahim. Tamamen şu an iktidarın bir propaganda makinesi haline gelmiş durumda. DEVA Partisi kuruldu kurulalı, toplam bizimle ilgili yayın süresine bir bakın, 3-5 dakikayı geçmez. Dört yılda üç beş dakikalık, toplam, geçmez. O da hep negatiften bir şey tutturmuşlardır yani. Negatif bir şeyden bir yayın yapmışlardır. Bu adil değil, çünkü TRT, 85 milyonun vergileriyle finanse ediliyor, bir. İkincisi TRT elektrikten pay alıyor. Bugün sadece AK Parti’ye, sadece MHP’ye oy verenlerin elektrik faturasından kesilip de TRT finanse edilmiyor. Bütün siyasi partilere destek verenlerin elektrik faturasının altına TRT payı ekleniyor. Demek ki TRT’nin bütün bu milletin destekledikleri partilere adil bir görünürlük sağlaması lazım, haberleri de tarafsız vermesi lazım.”

“Kamu kuruluşlarında ne tarafsızlık kaldı ne bağımsızlık kaldı”

“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayımız İdris Şahin Bey, partimizin de sözcüsü. İstanbul teşkilatımızla gittiler, TRT’nin önüne bir siyah çelenk koydular. Ve bu siyah çelengin anlamı nedir, biz sizden tarafsız yayın istiyoruz arkadaş. Eskiden olduğu gibi, onlarca yıldır gerçekleştirildiği gibi tarafsız yayın. TRT’den bizim beklediğimiz tarafsızlık. Ama kamu kuruluşlarında ne tarafsızlık kaldı ne bağımsızlık kaldı.”

“Ülkeyi yönetenlerin hukukla ve süreyle sınırlandırılması gerekiyor”

“Ülkeyi yönetenlerin hukukla ve süreyle sınırlandırılması gerekiyor. Oysa şu andaki hükûmet, şu andaki iktidar hukuk tanımıyor. Anayasa tanımıyor. Anayasa’ya göre Sayın Erdoğan’ın bir yemini var değil mi; meclis kürsüsüne, işte Seda Hanım’ın da, bütün milletvekillerinin de önünde çıktı kürsüye, ‘ben’ dedi ‘görevimi tarafsızca yapacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içerim’ dedi göreve başladı. Peki görevini tarafsız yaptığını söylemek mümkün mü?”

“Yüksek bir kadın temsiliyle şu anda sahadayız”

“Adaylarımızdan 9’u kadın. Bu da İzmir’de bir rekor sanırım. Büyükşehir adayımız, artı 8 ilçe belediye başkan adayımız kadın. Pınar Hanım burada bizimle, Karşıyaka adayımız bizim kurucularımızdan, ilk İzmir teşkilatımızın çekirdek nüvesinden. Bugün sabahtan Tire’ye uğradık, Tire adayımız kadın. Kiraz ve Ödemiş’ten izin istediler, biz çalışma yapmak istiyoruz dediler, tabii dedim hiç sorun yok, öyle genel başkanımızın yanında dolaşayım diye şey yapmayın uğraşmayın. Hemen gidin çalışmalarınıza devam edin. Dolayısıyla sahadayız, ve çok yüksek bir kadın temsiliyle şu anda sahadayız.”

“‘Bu genç adam mı yapacak bu işi?’ diyorlardı”

Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayının yaptığı “Belediyecilik tecrübesi olan tek adayım” açıklamasına dair sorulan bir soruyu Ali Babacan şöyle yanıtladı: “Ben bu ülkenin ekonomisinin başına geçtiğimde 35 yaşındaydım. Ve daha önce devlette hiçbir çalışmam yoktu. O zamanlar biliyorsunuz, bana ne diyorlardı, Bebecan diyorlardı. ‘Bu genç adam mı yapacak bu işi?’ diyorlardı. Ama ne oldu, Türkiye ekonomisinin en parlak dönemi, çok şükür benim ekonominin başında olduğum dönem oldu. 3.500 dolarlık milli gelirimizi aldık 12.500 dolara çıkardık.”

“Irkçılık yaparak iktidar olanların bu ülkeyi zerre kadar faydası olmaz”

“İktidar olacağımızı bilsek ırkçılıkla biz iktidar olmayız. Çünkü ırkçılık yaparak iktidar olanların bu ülkeyi zerre kadar faydası olmaz; bu ülkeyi bölerler, parçalarlar. Onun için kimlik siyaseti de yapmıyoruz. Kimlik siyaseti ne demek; ‘ben şuyum, sen de şusun, bana oy ver.’ Ya da dönüyorsunuz, ‘sen falancasın ben de falancayım, onun için bana oy ver’. Ben o kimlik siyaseti yapanlara diyorum ki, arkadaş, sen Türkiye için ne yapacaksın, onu konuş.”

“Siyaset tarzımızda kavga yok”

“Siyaset tarzımızda kavga yok. Bizim siyaset tarzımızda gererek, kutuplaştırarak sen benden misin değil misin, beriki misin öteki misin diye insanları kutuplara ayırarak bir siyaset tarzı yok. Biz çok şükür Türkiye’nin her mahallesine rahatça girebilen, Türkiye’nin her kesiminin sempatiyle baktığı bir siyasi partiyiz. Ve bu özellikteki başka siyasi parti de yok.”

“Sayın Erdoğan’ın keyfi bilir”

Bir gazetecinin sorduğu “Akbelen’de maden ocaklarında bir kamulaştırma kararı çıktı, birkaç gün sonra da bu karar iptal edildi. Acaba yerel seçimlerle ilgili yapılmış bir hamle midir bu; yerel seçimden sonra tekrar aynı karar çıkabilir mi?” sorusunu Ali Babacan şöyle yanıtladı: “Sayın Erdoğan’ın keyfi bilir. Tek imzayla yaptı, tek imzayla da bozdu. Yarın tek imzayla yeniden yapmayacağının garantisi yok.”

“Ne kadar süsleme görüyorsanız tamamı ülkenin cari açığını artıran harcamalar”

“Ne kadar süsleme görüyorsanız sokaklarda, tamamı ülkenin cari açığını artıran harcamalar. Tamamı. %90’u devlet parası, belediye parası ya da işte belediyelerle ilişkide olanların parası. Oysa biz bakın burada her bir adayımızın kendi şahsi imkanlarıyla ve teşkilatımızın kendi içinde oluşturduğu bağış havuzlarıyla bir kampanya yönetiyoruz. Tertemiz, helalinden bir kampanya yapıyoruz.”