Gündem

Akit yazarından 15 yılda 'semiren' zengin zümreye: Üzerimize abanan aç kurtları püskürtün

"Ne mutlu böyle zor günlerin insanlarına"

13 Ağustos 2018 14:07

ABD ile yaşanan krizin ardından TL'nin erimesine karşı "fedakarlık çağrıları" devam ediyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Tastık altındaki dövizlerininizi TL'ye çevirin, aynı gemideyiz" açıklamalarına Akit yazarı Ali Akben'den de destek geldi. Akben, "Son 15 yılda semiren varlıklı sıfatı ile anılan zengin bir zümre" dediği kesime seslenerek "Maddi varlıkları ile üzerimize alçakça abanmış aç kurtları püskürtmelerini umuyor ve bekliyorum" dedi.

Akben "Semirip zenginleşmiş kardeşim" diyerek şunları kaydetti:

"Mücahitlik, müteahhitlik, müsaitlik derken bambaşka bir kimliğe bürünerek iç barışını devam ettireceğine inanıyorsan içindeki sen pek yakında seni ruh hastası yapar. Demedi deme. Bu kadar savrukluk erde geçte senden çıkmasa da çoluğunda çocuğundan çıkar. Son pişmanlık, ah vah da o gün ne seni ne de eşini çocuklarını kurtarabilir."

Akit'te dün (12 Ağustos 2018) yayımlanan Akben'in yazısı şöyle: 

Dostlar dış kaynaklı yaşanılan garabetleri normal karşılar oldum, ancak içerden yaşatılanlara alışmam pek mümkün olmayacak. Başkanımızın etrafında etten oluşturulan duvardan olsa gerek halkın kaygıları ile ilgili sağlıklı bir açıklama gelmiyor.

Vatandaşı ile içli dışlı olduğunu bildiğim başkanımıza ülkemizin hali pür melali nasıl yansıtılıyor acaba diyorum. Ekonomik savaşın tam ortasındayız. Gavur acımasız ve kararlı. Çökerteceğim diye de diretiyor. Ekonomi yönetiminin bahane olarak kullanılmasının mevcut savrulmaların yaşamımızda ne kadar etkisi var doğrusu her vatandaş gibi ben de merak ediyorum. 

15 Temmuz’da aynı savaşın başka bir versiyonunu bu milletin garip gurebası iman gücü ile kazanarak tüm dünya zindelerini ve alçak zalimlerin heveslerini kursaklarına tıkayarak devletine ve milletine sahip çıktı. Tarih kitapları bugünlere gelişimizi ve o günlerden bugünlere kadar da duruşumuzu altın sayfalarına yazacak.

Son 15 yılda semiren varlıklı sıfatı ile anılan zengin bir zümre, mevcut iktidarımız döneminde oluştu. Şöyle veya böyle tenkit edilecek bir sürü dedikodunun tam da zirvede olduğu bugünlerde ülkemizle ekonomik savaşa tutuşmuş azgın güruhu bu zengin zümrenin tıpkı 15 Temmuz şehit ve gazileri gibi maddi varlıkları ile üzerimize alçakça abanmış aç kurtları püskürtmelerini umuyor ve bekliyorum. 

Bu ekonomik savaşta 15 Temmuz’daki gibi can bahsi yok. Devletimizin koruması altında rahat içerisinde yaşayan bu zümrenin elinde avucunda tuttuğu dövizlerini devletine feda ederek zor anlarımızın dostu olduklarını, bugünlere gelmelerinde emeği çok olan başkanımızın yanında olmalarını hem bekliyor hem de umuyorum.

 Geçenlerde okuduğum bir makalede ülkemizde yaşayan zengin güruhun yurtdışından yüz milyarlarca doları bulan paralarla malikane aldığını yazıyordu. Bu milyarlar bugün bizim için ne kadar elzem yorumu siz yapın. 

Dost acı günde belli olur sözü deruni anlamları ile tam da bugünler için söylenmiş bir deyim.

Sevgili zengin kardeşlerim ellerinizi taşın altına koyma vaktini geçirirseniz sakladığınız maddi varlıklar ile mutlu ve müreffeh yaşayacağınız bir ülke bulamayabilirsiniz. Döviz oyunundan nemalanmak gibi bir savrulmanın içerisinde olanlara pes doğrusu diyeceğim.

Böyle bir tercih bilinçli yapılırsa en hafifinden nankörlük olur. 15 yılda iktidarın tüm artı katma değerlerinden haram helal demeden kazan ve kazandıkça okyanus suyu içmiş şaşkın gibi, daha çok kazanmanın tüm yollarını yolaklarını bularak kendini farklı bir sınıfın insanı gibi görmeye başlamak nasıl bir duygu? Doğrusu merak ediyorum.

Semirip zenginleşmiş kardeşim; Mücahitlik, müteahhitlik, müsaitlik derken bambaşka bir kimliğe bürünerek iç barışını devam ettireceğine inanıyorsan içindeki sen pek yakında seni ruh hastası yapar. Demedi deme. Bu kadar savrukluk erde geçte senden çıkmasa da çoluğunda çocuğundan çıkar. Son pişmanlık, ah vah da o gün ne seni ne de eşini çocuklarını kurtarabilir. 

Tarihten ibret almaya gerek yok. Yakın tarihlerde hafızalarımızı yokladığımızda Suriye, Libya, Irak ve diğerleri. Bugün biz onlara kucak açarak dedelerimizin kemiğini sızlatmıyoruz. Allah korusun bizim zilletimiz hiçbir şeye benzemez. Yanlışta ısrar ederek hataları katmerlersek bizlerin kemikleri sızım sızım sızlar.

 Mısır’da oynanan oyunun aynısı ile sonuca ulaşamayanlar yeni Sisiler arıyorlar. İçimizdeki Sisilere Rabbim fırsat vermesin. 

Başkanımızın bildiği ve tebası olarak bizim bilmediğimiz bir şey yoksa bu ekonomik savaş milletimize ve devletimize ağıra mal olsa da altından kalkarız.

Dostlar başta IMF ve onun ekmeğine su ve un taşıyan yardakçıları olmak üzere son 15 yılda ülkemizde yaşananları anlamak ve anlamlandırmaktan acizler ki, şimdi de son silahlarını üzerimize doğrultarak ekonomimiz üzerinden bir savaş bütün hızı ve acımasızlığı ile devam ediyor.

Ekonomi savaşları ile birçok ülkeyi dize getiren bu azgın güruh şimdi de bizim diz çökmemiz için var gücü ile vurdukça vuruyor. Sarı öküz hikayesindeki gibi bir kurnazlıkla ülkemizi dize getiremezsiniz. 

Tam da bugünlerde içeriden bildik bazı mahfiller piyasadan kına toplayarak uygun yerlerine yakmakla meşguller. Bu bildik güruhun sesi giderek gür çıkmaya devam edip birlik ve bütünlük kabuğumuzu çatlatmaya doğru giderse bugünleri çok arayacağımız daha karanlık dehlizlerde beklemek zorunda kalabiliriz.

Kalabiliriz diyorum çünkü okyanusun azgın sularında yüzen ülke gemimizin içerisinde beraber yaşıyoruz. Batması veya batırılması halinde hepimiz aynı zilleti yaşamak gibi bir durumla karşı karşıyayız. 

Çok şükür ülkemiz sevdalısı vefakar ve fedakar cengaverleri elinde avucunda nesi varsa devletime feda olsun diyerek Reisini dinleyip, bankalara giderek milli parasına sahip çıktı. Alçakların paçavra kağıtlarını saklayarak kurtulacaklarını zannedenler lütfen aklınızı kullanın.

 Döviz büfelerine koşanlarla, 15 Temmuz gecesi ATM ve AVM’lere koşanları çok iyi ayırt edemezsek vay halimize.

Gün, konuşma ahkam kesme veya başkalarını suçlayarak kendini kurtarma günü değil. Ben demiştim, sen demiştin polemiğine girme zamanı hiç değil.

 Hatasız kul elbette olamaz. Hatalar üzerinden gündemi daha fazla karartmak yerine üzerimize düşen sorumlulukların bilinci ile vakarlığımıza yakışan tavırlar sergileme günündeyiz. 

Ne mutlu böyle zor günlerin adam gibi adam olan adamlarına veya insanlarına.

Ne mutlu zoru gördüğünde kaçmadan çare ve çözümleri ile ülkemiz meselelerinin altına elleri ile değil bedenleri ile yatarak ülkemizi kalkındıranlar.

Rabbim hakkımızda hayırlısını nasip eylesin.

Sabır ve sebat elbette çok güzel iki sıfat. Sabrın sonu felaket olmasın temennilerimle bugünlük de bu kadar diyorum.