Yeni Akit gazetesi yazarı Hüseyin Öztürk, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi, MHP'de olağanüstü kurultay talebini kabul etmesiyle ilgili olarak, "Ülküsü olanın devleti olur, ülküsü olanın dini milli değer yargıları vardır. Ülküsü olmayanın ise hiçbir değer yargısı yoktur. Ahtapot gibi her vakit her yerde kullanılırlar. Serseri mayın gibi nerede patlayacakları nerede ortaya çıkacakları belli olmaz. İşte bu ahtapotun aktörleri, MHP’yi bulunduğu çizgiden çıkararak, kendi emirlerine almak üzere 'suni partili figüranlarıyla' iş başındadır. Türkiye’ye, Cumhurbaşkanına, hükümete yedi koldan saldıran Haçlı ahtapotlarının hedefi, Bahçeli’yi partinin başından uzaklaştırmak değildir" dedi. "İsrail merkezli, İngiliz anahtarlı, Moskof markalı, Amerikan sermayeli, Türkiye ve millet düşmanı ahtapotların MHP’ye musallat olması, bir “umutsuzluk” denemesidir" diyen Öztürk, "Endişeye mahal yoktur. MHP’nin tabanı ile ülkücü gençlik, partilerini Haçlı zihniyetinin oyuncularına teslim etmeyeceklerdir" diye yazdı.
Hüseyin Öztürk'ün, "Haçlı ahtapot bir kolunu da MHP’ye attı" başlığıyla yayımlanan (14 Nisan 2016) yazısı şöyle:
"Ülküsü olanın devleti olur, ülküsü olanın dini milli değer yargıları vardır. Ülküsü olmayanın ise hiçbir değer yargısı yoktur.
Ahtapot gibi her vakit her yerde kullanılırlar. Serseri mayın gibi nerede patlayacakları nerede ortaya çıkacakları belli olmaz.
İşte bu ahtapotun aktörleri, MHP’yi bulunduğu çizgiden çıkararak, kendi emirlerine almak üzere “suni partili figüranlarıyla” iş başındadır.
Türkiye’ye, Cumhurbaşkanına, hükümete yedi koldan saldıran Haçlı ahtapotlarının hedefi, Bahçeli’yi partinin başından uzaklaştırmak değildir.
Amaçları, MHP’nin dört ülküde birleşen; “Tek Vatan, Tek Devlet, Tek Bayrak, Tek Millet” ideal ve ideolojisini sahiplenen tabanı ile ülkü ocaklarını etkisiz hale getirmektir.
Söz konusu bu dört ilke olunca, Ak Parti’nin tabanı, MHP’nin tabanı ve diğer muhafazakâr partilerin “tabanı” arasındaki ayrılıklar derhal kalkar.
Bu noktada “Hilal’de” birleşme, Hakk’ta buluşma gerçekleşir ki işte yıllardır ahtapotları ürküten de bu hakikattir.
İsrail merkezli, İngiliz anahtarlı, Moskof markalı, Amerikan sermayeli, Türkiye ve millet düşmanı ahtapotların MHP’ye musallat olması, bir“umutsuzluk” denemesidir.
Endişeye mahal yoktur. MHP’nin tabanı ile ülkücü gençlik, partilerini Haçlı zihniyetinin oyuncularına teslim etmeyeceklerdir.
Sadece MHP’nin tabanı ve ülkücü gençlik mi? Elbet hayır!
Oy kullanma hakkına sahip olan ve olmayan ama yüreğinde vatan sevgisi taşıyan ehli insaf ve ehli iman sahibi hiç kimse, bu oyuna karşı“nemelazımcılık” sergilemeyecektir.
Ayrıca Haçlı ahtapotun; Türkiye’ye, cumhurbaşkanına, Ak Partiye, hükümete, millete ve MHP gibi devlet millet bütünlüğüne sahip çıkan kuruluşlara karşı yürüttükleri topyekün kumpasları, 'iman ve vicdan sahibi, yerli ve milli mayalı adalet temsilcileri' püskürteceklerdir.
MHP’ye hiç oy vermemiş birisi olarak böylesine sahiplenmemin sebebi soruluyor. Soru yanlış.
Söz konusu MHP’de ki yönetim değişikliği değildir ki. Mesele MHP nezdinde vatan-millet meselesidir. Elbet savunurum.
İşte MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın ifadeleri ortada.
Partisinin, Türkiye’de kirli oyunlar tezgâhlamaya çalışan iç ve dış odakların karşısında olduğunu ifade ederek şunları söylüyor:
“Krizleri fırsat telakki eden siyaset terzileri yine ortalığa dökülmüş, yeni senaryolarla Türk siyasetini tanzim işgüzarlığına girmişlerdir.
Milli iradeyi zimmetine geçirmeye çalışan bu milli irade dolandırıcılarına elbette karşı koymak zorundayız.
Yargıya müdahale edenler ve birileri adına karar veren hâkimler ‘Ayarıyla oynadığın kantar, gün gelir seni de tartar’ sözünü akıllarından çıkarmamalıdır”.
Şimdi bu gerçeklere karşı hangi namuslu bir insan duyarsız kalabilir?
Ezcümle;
İslam tarihi boyunca, Haçlı ruhu Hilal ruhuna karşı hep husumet beslemekte ve kendisine her dönem figüran bulmakta mahirdir, lakin bugüne kadar da elde ettikleri bir zaferleri yoktur. Allah’ın izniyle bundan sonra da olmayacaktır"