Politika

Akit: Cemaat, hâkimleri tehdit ettiği için tutuklanan polis sayısı az

Akit yazarı Hasan Karakaya'ya göre, 22 Temmuz operasyonu kapsamında gözaltına alınan polislerin çoğunun tutuklanması gerekiyordu

04 Eylül 2014 15:33

Yeni Akit gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya, Gülen cemaati ile bağlantılı oldukları iddia edilerek emniyet mensuplarına yönelik başlatılan operasyon kapsamında tutuklanan polis sayısının az olduğunu savunarak, cemaat mensubu olduğunu öne sürdüğü hâkim veya savcıların tutuklama kararını verecek olan hâkimleri şantaj dosyası ile tehdit ettiğini iddia etti. Karakaya, kasetleri de kapsayan bu tehditlerin tutuklanması gereken polisleri kurtardığını öne sürdü.

Karakaya'nın Yeni Akit'te "Bunlar, 'Cemaat' mi... Yoksa 'Çete' veya 'Mafya' mı?" başlığıyla yayımlanan (4 Eylül 2014) yazısının ilgili kısımları şöyle:

 

 

Tutuklama niye az?

 

“İkinci dalga” dedim de, aklıma geldi... Zaman zaman bazı arkadaşlar soruyorlar; “Emniyet içindeki Paralel Yapı’ya karşı 3. dalga operasyon yapıldı ve birinci ve ikinci dalga operasyonlarda olduğu gibi, yine birçok kişi gözaltına alındı... Ama, gözaltına alınan polislerin çoğu mahkemeler tarafından serbest bırakıldı, tutuklanmalarına bile gerek görülmedi!..

Neden acaba?..

Bu polisler mi suçsuz yere gözaltına alınıyor, yoksa işin içinde bir iş mi var?.. Savcılar gözaltına aldırıp, hakimler serbest bıraktıkça, operasyonlar üzerinde kuşku oluşuyor!.. 

Bu iş böyle devam ederse, insanlar; bu dalgalarla dalga geçmeye başlamaz mı?”

Çok doğru bir soru...

Gerçekten de, her “dalga”da onlarca polis gözaltına alınıyor ama “sadece birkaçıtutuklanıyor, gerisi serbest bırakılıyor!”

 

Dosya ile tehdit!

 

Bunu ben de düşünüyordum...

Ama bir sebep bulamıyordum...

Ta ki, bir “muhabir”imizin “dün” verdiği “çok özel bilgi”ye kadar!..

“Gözaltı”lar, niçin “tutuklama”ya dönüşmüyormuş, biliyor musunuz?

“Paralelci hakim veya savcı”lardan biri; bir “Cemaat” mensubu, “tutuklama” kararını verecek olan “hakim”in yanına gidiyormuş... Tabiî, “koltuğunun altında bir dosya” ile!..

Koyuyormuş o “dosya”yı, karar verecek olan hakimin önüne!..

“Bu dosyada” diyormuş;

“Senin filanca yılda, filânca dâvâlarla ilgili verdiğin yamuk kararlar var!.. Bu kararları; filancaların baskısı ile ya da şu kadar para karşılığında aldığına dair delillerimiz var!.. Sen tutuklama kararı verirsen, hem bu dosyayı, hem kirli ilişkilerini, hem de kasetlerini kamuoyuna açıklarız!”

Sadece bu da değil... Bir “bildiri” dağıtıp, demişler ki: “Tutuklama kararı verecek hakim ve savcılar hakkında 250 bin liralık dâvâ açılacak!”

Resmen tehdit,

Resmen şantaj!..

 

Silah ve dosya!

 

Bu metod, tam bir “mafya” metodu!.. Mafyanın adamları, nasıl ki “tehdit”ettikleri kişinin masasına “silah”koyarlar, ya da “bellerindeki tabancayı” gösterirler, bunlar da masaların üzerine “dosya”koyuyorlar, “kaset” koyuyorlar!..

Bu durumda, hakim ne yapsın?..

“Yiğitler bir defa ölür, korkaklar her gün ölür” sözü bir defa daha doğrulanıyor ve masasının üzerine“dosyası veya kasedi” konulan“hakim”, kararını veriyor:

“Sanığın tutuksuz yargılanmasına!”

Olay bu!..

Haa, hemen söyleyeyim;

“Gözaltı”ları “tutuklama”ya dönüştürmeyen bütün hakimler için, elbette; “dosyası var, kasedi var” demek mümkün değil!.. İçlerinde, elbette “dürüst, namuslu ve vatansever hakim, savcılar” var... Ama, geçmişlerinde “yanlış” işlere bulaşmış olanlar da var ki, “Paralelciler”bunları “depolamışlar”, şimdi kullanıyorlar!..

 

Emir Pensilvanya'dan!

 

Bilmem okudunuz mu; dün, bir gazetede şöyle bir haber çıkmıştı:

“Hükümeti yık emri Gülen’den geldi... 25 Aralık soruşturmasında görev alan polis, darbe girişiminin nasıl hazırlandığını gizli tanık olarak savcıya tek tek anlattı!..

İşte gizli tanığın şok ifşaatları: Başbakan’la ilgili herkesi dinlemeye aldık!.. Dershane olayı çıkınca, Pensilvanya’dan talimat geldi: Bütün tapeleri çözün!”

Demek oluyor ki;

“Başbakan ve kurmayları”başta olmak üzere; “Hakim”ler“Savcı”lar, “Bürokrat”lar,“milletvekilleri” ve“bakanlar” hakkında“fişleme” yapmışlar,“görüntü”ler çekmişler ve bunları, “zamanı gelince kullanılmak” üzere “depo”ya kaldırmışlar!..

Fetullah Gülen; “Tapeleri çözün” talimatı verince de,“dosyalar ve kasetler” raftan indirilmiş, “montajlanmış” ve“tehdit- şantaj” için kullanılmaya başlanılmış!..

Uzun lâfın kısası;

Kim “Paralel Yapı”ya karşı “tepkisiz” kalıyorsa, kim “onların istediği gibi” hareket ediyor ve kim; “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” aymazlığı içinde bulunuyorsa, bilin ki;“geçmişinde bir yamukluk” vardır ya da “Paralel’le iyi ilişkiler” içindedir!..

Söyleyin Allah aşkına;

Bunlara, hâlâ “dinî bir cemaat” gözüyle bakabilir miyiz?.. Bunların “illegal bir örgüt”ten, bir“çete”den, bir “mafya”dan ne farkları var?..

Tek farkları;

Mafya mensupları “masanın üzerine silah” koyarak “tehdit” ediyordu, bunlar ise “dosya veya kaset” koyarak tehdit ediyorlar!..

Bilmem anlatabildim mi?..