Gündem

Akif Beki: Silvan'da yakılan polisin görüntüleri kesinlikle yayınlanmamalı

AKP'li Galip Ensarioğlu, Silvan'da geçen hafta bir polisin yakıldığını iddia etmişti

08 Ekim 2015 19:50

AK Parti MKYK üyesi ve Diyarbakır adayı Galip Ensarioğlu'nun geçen hafta Silvan'da roketatarla şehit edilen bir polisin kepçenin içerisinde benzin dökülüp PKK'lılarca defalarca yakıldığı iddiasını gündeme getiren Hürriyet yazarı Akif Beki, "O görüntülerin yayınlanmasından zinhar sakınılması gerektiğini düşünüyorum" dedi.

Beki,  bu düşüncesini "Çünkü terörle mücadele bir 'kim daha barbar' müsabakası değildir" ifadeleriyle dile getirdi.

Akif Beki'nin Hürriyet'in bugünkü (8 Kasım 2015) nüshasında, "Hükümetin elindeki dehşet görüntüleri" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:

AK Parti MKYK üyesi ve Diyarbakır adayı Galip Ensarioğlu, dün su katılmamış bir psikopatlığı ifşa etti. Öğrendik ki hükümetin elinde ürpertici bir PKK vahşetine ait görüntüler var. 

Geçen hafta Silvan'da yaşanıyor. Diyarbakır Çermikli'de bir polisi roketatar ile şehit ediyor teröristler. Daha sonra da kepçenin içerisinde benzin döküp defalarca yakıyorlar.

Galip Bey, Şırnak'taki ceset sürüme olayını affedilemez bulduğunu söylerken o görüntüleri istismar edenlere cevaben gündeme getiriyor bu vakayı.

Sözlerinin devamı şöyle:

"Çermikli hemşerimiz bir avuç küle dönüştü. Ölmüştü, roketle ölmüştü, çekim yapılıyordu, bu çekimler elimizde bunu yayınlayamayız. Defalarca benzin götürülüp üzerine dökülüyor ve tekrar tekrar yakılıyor. Yani kalkıp kim kime insanlık dersi verecek. Her türlüsünü reddediyor ve lanetliyoruz..."

Haklı bence de. Şırnak'ta öldürülen teröristin cansız bedeninin polis aracına bağlanıp yerlerde sürüklenmesi için herkesin konuşmaya, tepki göstermeye, kınamaya hakkı var. Ama PKK ve taraftarlarının ağızlarını bile açmaya, tek kelime etmeye hakları yok.

Yine de Galip Bey'in bahsettiği o korkunç görüntülerin ortaya çıkmasından yana değilim.


* * *


İster gerçeğin karartılması olarak görün, isterseniz halktan saklama talebi diye bakın. O görüntülerin yayınlanmasından zinhar sakınılması gerektiğini düşünüyorum.

Çok neden sıralayabilirim. Sadece şu birkaçını saymak bile yeter.

Çünkü terörle mücadele bir 'kim daha barbar' müsabakası değildir...

Çünkü PKK'nın nasıl gaddar ve hunhar bir cinayet şebekesi olduğunun ispata ihtiyacı yok... 

Çünkü devlet, teröriste karşı meşru silahını kullanırken kontrol dışına çıkamaz, acımasızlık yarışına giremez, soğukkanlılığını korumaya mecburdur...

Çünkü polis ve jandarma, terör tehdidini bertaraf ederken kendilerini kaybedemezler, öfkelerine yenilemezler. Görev koşulları bunu ne kadar zorlaştırsa da öfkelerini kontrol etmeyi başarmak zorundadırlar. Aksi davranışlar, öfke nöbetleri, hiddet patlamaları, intikam dürtüleri en büyük zararı terörle mücadelenin bizzat kendisine verir. Mücadelenin haklılığına gölge düşüreceği, halkta infial duyguları uyandıracağı, teröristin eline istismar edeceği bir koz vereceği için...

Çünkü devlet görevlileri, terör örgütüne aynı yöntemle mukabele edemez. Devlet, devlet gibi davranır. Mücadelenin asıl güçlüğü de buradadır...

Çünkü nasıl suçlunun dirisine işkence ve kötü muamelede bulunamazsanız, ölüsüne de hiçbir hal ve şartta eziyet edemezseniz. Hukuk, ahlak ve vicdan böyle emreder...

Çünkü devletin yasal güç kullanımını sınırlandıran ölçü ve kurallar vardır. Bir şiddet organizasyonundan, bir mafya çetesinden, bir terör örgütünden devleti ayıran en temel fark da budur.

Çünkü devlet görevlilerinin fiilleri, teröristlerin eylem biçimleriyle mukayese edilemez. Terör örgütünün dehşet uyandırmak için başvurduğu vahşi yöntemler, devlet görevlilerinin sınırı aşmalarını haklılaştırmaz...


* * *


Kaldı ki Şırnak hadisesinde bir art niyet şüphesi de var. HDP'nin seçim kampanyasına malzeme üretme kastı pekâlâ çıkabilir altından. O nedenle yerde ceset sürüme olayına karışanların çok yönlü soruşturulmaları önem taşıyor.

Terör örgütü, polisin hatasından yararlanır, o görüntüleri bir propaganda malzemesine dönüştürür ve tepe tepe kullanır. Ama devlet, terör örgütünün saçtığı dehşet ve vahşetin taşıyıcısı olamaz. 

Şehit polisin naaşına yapılan hakaret ve eziyetin görüntüsü, değil misilleme amacıyla, PKK'nın nasıl canavarlaştığını teşhir için dahi yayılmamalıdır. İzleyenleri kin ve nefrete sevk etmek, tehlikeli bir gerilimi tırmandırabileceği için bundan kaçınılmalıdır.

İlkellik ve caniliklere verilecek en doğru cevap, devletin temiz ve meşru yöntemlerden sapmamasıdır. Yanlışa sapanların da üstüne gitmesi, hoş karşılamadığını en sert şekliyle ortaya koymasıdır.

Polisin ve jandarmanın kimyasını bozmak, toplumun psikolojisiyle oynamak terörle mücadeleyi çığırından çıkarabilir. Patlamaya hazır bir barut fıçısının başında ateşle oynamak gibi. Ki terör örgütünün tam da istediği şey değil midir?

İlgili Haberler