Kültür-Sanat

Ahmet Cemal son yolculuğuna uğurlandı

Cumhuriyet yazarı ve çevirmen Ahmet Cemal, 75 yaşında hayatını kaybetti

02 Ağustos 2017 21:46

Cumhuriyet yazarı, yazar ve çevirmen Ahmet Cemal, Moda Cami'sinden düzenlenen cenaze töreni ile son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze törenine, sanat ve edebiyat dünyasından çok sayıda isim katıldı.

Ahmet Cemal’in cenaze töreni, ikindi namazının ardından, Kadıköy’de bulunan Moda Cami’sinde düzenlendi. Ahmet Cemal’in naaşı, düzenlenen törenin ardından Feriköy Mezarlığı’na defnedildi.

Moda Camisi’ndeki cenaze törenine Cumhuriyet gazetesi Kitap Eki’nin yayın yönetmeni Turhan Günay, Cumhuriyet yazarı Ali Sirmen, gazete çalışanları, tiyatro eleştirmeni ve çevirmen Seçkin Selvi, yazar ve çevirmen Sevin Okyay’ın aralarında bulunduğu yazın dünyasının pek çok tanınmışı katıldı.

Ahmet Cemal kimdir?

Enver ve Talat paşalar ile birlikte II. Meşrutiyet döneminde İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin üç liderinden biri olan Cemal Paşa'nın oğlu mütercim Necdet Cemalile öğretmen Mebrure Cemal'in oğlu olan Ahmet Cemal, 5 Mart 1942 tarihinde İzmir'de doğdu.

İstanbul'da, Moda İlkokulu'ndan sonra Sankt Georg Avusturya Lisesi'ni ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Aynı fakültede bir süre asistanlık yaptı.Uzun süre İstanbul, Avusturya Kültür Ataşeliği'nde basın danışmanı olarak çalıştı. İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Okulu Almanca Bölümü'nde ve Edebiyat Fakültesi Alman Filolojisi Bölümü'nde çeviri dersleri verdi. “Yeni Ufuklar”, “Varlık”, “Yazko Edebiyat”, “Gergedan”, “Argos” ve “Milliyet Sanat” dergilerinde yazdı. Memet Fuat ve Mustafa Kemal Ağaoğlu'nun davetleri üzerine "Yazko" çeviri dergisini kurdu ve yönetti. Ayrıca Yazko'da genel yayın koordinatörü olarak çalıştı. Anadolu Üniversitesi'nde 19 yıl süreyle, lisans ve lisansüstü düzeyinde olmak üzere, İletişim Bilimleri Fakültesinde Sanat Tarihi, Estetik, Kültür Tarihi, Metin Yazımı ve Metin Çözümleme; Güzel Sanatlar Fakültesinde, Temel Sanat Kavramları; Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'nde Dünya Tiyatro Tarihi, Çağdaş Tiyatro ve Tiyatro Estetiği dersleri verdi. İstanbul Üniversitesi ile Mimar Sinan Üniversitesi tiyatro bölümlerinde Dünya Tiyatro Tarihi ve Tiyatro Edebiyatı derslerini üstlendi. Bahçeşehir Üniversitesi'nde 4 yıl boyunca Antik Çağdan günümüze Eleştirel Düşüncenin Tarihi, Estetik ve Genel Sanat Kavramları derslerini verdi.

Ingeborg Bachmann, Walter Benjamin, Bertolt Brecht, Hermann Broch, Elias Canetti, Paul Celan, Ernst Fischer, J.W.v. Goethe, E.H. Gombrich, Friedrich Hölderlin, Franz Kafka, Heinrich von Kleist, Georg Lukacs, Robert Musil, Friedrich Nietzsche, Novalis, Erich Maria Remerque, Rainer Maria Rilke, Friedrich Schiller, Anna Seghers, Manes Sperber, Georg Trakl ve Stefan Zweig'ın çeşitli eserlerini Türkçeye çevirdi.Deneme ve makaleleri “Odak Noktasında Yaşananlar”, “Yaşamdan Çevirdiklerim”, “Şeref Bey Artık Burada Yaşamıyor”, “Bizi Yaşatanlar ve Öldürenler”, “Aradığımız Tiyatro”, “Oynamak Varken”, “Sanat Üzerine Denemeler”, “İnsana dönmek”, “Giderayak”, “Lanetlenmiş Ağustosböcekleri”, “Okuyan Gençliğe Mektuplar” başlıklarıyla kitaplaştı. Şiirleri “Geçmiş Bir Dua Kitabından” adıyla çıktı. “Kıyıda Yaşamak” adlı bir romanı ve “Dokunmak” adlı bir öykü kitabı, “Ben, Nazım, Yaşarken ve Ölürken” ve “Deliliğe Övgüye Methiye” adlı oyunları var.

Müteveffa Onur Bayraktar tarafından kurulan Stüdyo Drama tiyatro topluluğunda sanat danışmanı ve Prof. Dr. İsmail Ersevimile birlikte araştırma birimi yöneticisi olarak çalıştı. “Ben, Nazım, Yaşarken ve Ölürken” adlı oyunu aynı topluluk tarafından sergilendi.

Dünyaca ünlü tiyatrocu Mehmet Ulusoy'un isteği üzerine kaleme aldığı “Deliliğe Övgü'ye Methiye” İstanbul Devlet Tiyatrosu repertuarına alındı ve provalara başlandı, ancak Mehmet Ulusoy'un ölümü nedeniyle sahnelenemedi. Bu oyun daha sonra Kocaeli Büyükşehir Belediye Tiyatroları Tiyatro Okulu öğrencileri tarafından Ufuk Aşarı rejisi ile, İzmit'te Süleyman Demirel Kültür Merkezi salonunda sahnelendi.

Ödülleri

1988 yılında Türk kültürüne yaptığı hizmetler nedeniyle Anadolu Üniversitesi Senatosu tarafından kendisine fahri doktora unvanı verildi. 2010 yılında Avusturya cumhurbaşkanı tarafından Avusturya Federal Cumhuriyeti Altın Liyakat Nişanı’na layık görüldü. Aynı yıl, Türkiye Cumhuriyeti ve Federal Almanya Cumhuriyeti tarafından ilk kez düzenlenen Tarabya Çeviri Ödülleri çerçevesinde, Almancadan Türkçeye çeviri dalında büyük ödülü aldı. “Lanetlenmiş Ağostosböcekleri” başlıklı deneme kitabıyla 2012 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından verilen Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü kazandı. Aynı yıl Dil Derneği tarafından kendisine Türk Dil Kurumu’nun 80. kuruluş yıldönümü nedeniyle ve Türk diline katkılarından ötürü Onur Ödülü verildi. 2013 yılında TÜYAP tarafından on sekizincisi düzenlenen İzmir Kitap Fuarı’nın Onur Yazarı seçildi. 2014 yılında ise Hermann Broch’tan yaptığı Vergilius’un Ölümü başlıklı roman çevirisiyle Avusturya Devlet Çeviri Ödülü’ne layık görüldü.

Ne dediler?

-  Selim İleri: Çeviri edebiyatımızın en önemli adlarından, bir onur insanıydı. Yaşamı boyunca ilkelerine kim bilir neler pahasına bağlı kaldı. Ve benim çok aziz bir dostumdu. Anısı bir hüzün şimdi.  

-  Can Öz: Tanıdığım en zarif, en birikimli ve en sevgi dolu insanlardan biriydi Ahmet Cemal. 

-  Orhan Alkaya: Celan’ın, Bachmann’ın, derin birikimin, Alman edebiyatının tutkunları için ne acı bir gün: Gertrude Durusoy ve Ahmet Cemal bizi terk etti. 

-  Can Dündar: “Öldürmek peşinde olanlarla dolu dünyada, ölümsüzlük üzerine en güzel şarkıları besteledi.” Çok büyük kayıp. Acılıyız.  

-  Murathan Mungan: Üç gündür, “Ne zamandır görmüyorum, bir arayıp buluşalım” diye geçiriyordum içimden. Bugün ölüm haberin geldi. Gönlünce dinlen Ahmet Cemal. 

-  Hasan Cemal: Sevgili kuzenim Ahmet Cemal’in ölüm haberini uzaklarda aldım, hepimizin, sevenlerinin başı sağolsun, toprağı bol olsun, hayat böyle işte. 

-  Küçük İskender: Ahmet Cemal’i kaybettik. Güzel ve aydınlık insanların yine canı sıkılacak. Yazık!

-Irmak Zileli: Ahmet Cemal’i kaybetmişiz, üzgünüm. Ama o, olağanüstü çeviri ve denemeleriyle bize hep ışık tutacak. İyi ki yaşamış, onu iyi ki tanımışız. 

-  Hikmet Altınkaynak: Edebiyatımızda bıraktığı boşluk, asla doldurulamaz. 

Hep özlenecektir. Yazarıyla, okuruyla edebiyat dünyasının, hepimizin başı sağolsun! 

Ahmet Cemal Haziran ayındaki köşe yazısında "Bu yıl ölümün kıyılarına yaptığım üçüncü yolculuk. Ve bir geri dönüş daha." diyerek durumunu anlatmıştı.

Video - Bir Bakışta Bugün