Adli Tıp Uzmanı ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Şebnem Korur Fincancı, Ankara katliamında hayatını kaybeden vatandaşların sayısı hakkında "Gerçekte kaç kişiyi kaybettiğimizi öğrenmemiz, bir haftadan uzun sürecek" dedi.
Prof. Fincancı, Ankara’daki bombalı saldırının ardından olay yerine gitti ve bağımsız gözlemci olarak hem alanda, hem de kayıplarını bekleyen ailelerin olduğu Adli Tıp’ta çalışmalara katıldı.
Prof. Fincancı, Agos'tan Gözde Kazaz'a katliamın ardından en zor süreçlerden birinin yaşandığı Adli Tıp’ta yapılanları ve yapılması gerekenleri anlattı:
Ankara’da miting için mi bulunuyordunuz?
Daha önce planlanmış bir tıp toplanışı için Balgat, Ankara’daydık. Bombanın patladığı haberini aldıktan sonra, 10’u 10 geçe servis araçlarına binip olay yerine geldik. 10.30 gibi vardığımızda yaralılar alanda yoktu. Belki bir iki ambulans son yaralıları alıyordu. İnsanlar haklı olarak daha uzun sürede geldiklerini düşünüyor. O dehşet ortamında süreyi gerçek anlamda hissedebilmeleri çok mümkün değil.
Gar önüne vardıktan sonra, olay yerindeki gözlemleriniz nelerdi?
Olay yeri incelemesine, avukatların talebiyle bağımsız gözlemci olarak katıldık. Orada kimliklendirme, olay yeri muayenesi yapabilme imkânı yoktu zaten. Şöyle bir sorun vardı: Yurt dışında olay yerinin üstüne büyük çadır geçiriyorlar. Özellikle yakınlar görmemiş oluyor. Korkunç bir tablo çünkü. Bir olay yeri perdesi kondu, ama orayı tümüyle gözlerden ırak tutabilmekten yoksun. Zaten bir bomba ile karşı karşıya kalmışlar, üstüne bir de yakınları arkadaşları yatıyor yerde, onları kısmen de olsa görmeleri çok travmatik. Olayın şoku yaşandığı için ara ara çok ciddi bağırmalar, çığlıklar duyuluyordu. Bir yandan bu insanları rahatlatacak araçlar olması gerekiyordu. Ambulanslar yaralı insanları topluyor ,ama ruhsal olarak zarar görmüş insanlara orada yardım edilemiyor. Sağlık Bakanlığı, kadrosundaki tüm psikologları oraya göndermeliydi.
Adli Tıp önünde halen cenazelerini bekleyen insanlar var. Burada süren çalışmalarda bir sıkıntı mı yaşanıyor?
Hayır, bilakis çok hızlı çalışılmış durumda. Ankara Adli Tıp’ın altı tane otopsi masası var. İki tane de seyyar masa kuruldu. Her bir otopsinin yaklaşık bir buçuk saat sürdüğünü düşünürsek, 60 bedenin otopsisi 10-15 saat arasında yapılabiliyor. Adli Tıp, 36 saat durmadan çalıştı. Bütünlüğünü koruyan cenazeler var, ama tanınmayacak durumda olan çok fazla cenaze de vardı. Onların kimliklendirilmesi daha zor. Alınan DNA örnekleri, yakınlarını arayanlardan alınan DNA örnekleriyle karşılaştırılıyor. DNA incelemeleri zaman alan şeyler. Ankara Adli Tıp Grup Başkanı, bu sürenin bir haftaya kadar uzayabileceğini söyledi.
Yakınının mitinge gittiğini bilen, ama kendisinden hâlâ haber alamayan insanların olduğu söyleniyor. Bu nasıl mümkün olur?
Hastanede olanlardan, üzerinde kimlik olmayan insanlar olabilir. Bilinci kapalı olabilir. İkincisi, bomba sonrasından insanlar şok geçirmiş olabilir ve nerede olduklarının bile farkında olmayabilirler. Travmatik beyin hasarı dediğimiz tablo ortaya çıkmış, bellek kayıpları yaşanmış olabilir.
Kayıp bir insanın cenazesinin Adli Tıp’ta olma olasılığı yok mu?
Hayır. Adli Tıp’a ulaşmış olanların kimlik tespiti için çalışma devam ediyor. Alandan 253 tane doku parçası toplandı. Her birinin DNA’sı alınacak.
Bahsettiğiniz doku parçaları, hayatını kaybettiği açıklanan kişilerden bağımsız mı?
Evet. Bu kişilere ait olabilir, olmayabilir de.
Bunun belli olması ne kadar sürer?
Daha uzun sürer. Gerçekte kaç kişiyi kaybettiğimizi öğrenmemiz, bir haftadan uzun sürecek. Bir de hastanelerde bir kısmı yoğun bakımda olan insanlar var. Öte yandan, ilk bakışta çok büyük bir hasar yok gibi görünse de, bomba patlaması ciddi hasar meydana getiren bir durum. Akciğer ezilmesi gibi hasarlar daha sonra ortaya çıkabilir.