Gündem

'Acaba ben bir Tayyip Erdoğan karşıtı mıyım diye şüphe ediyorum'

Fehmi Koru: Kimsenin gözüne girmek için özel bir gayretim hiç olmadı, ancak birilerinin o yöndeki çabalarına âlet edilmek de hoşuma gitmiyor

20 Ağustos 2014 18:56

Daha önce, "Ak Parti çizgisinden vazgeçer, şimdi beğenmediğim bir başkası temel değerler istikametinde konuşlanırsa... İçinde dostlarım, arkadaşlarım, sevdiğim insanlar bulunmasına bakmadan, hiç tereddütsüz, safımı yeniden belirlerim" dediği için, AKP karşıtı olduğu yönündeki iddialara yanıt veren Habertürk gazetesi yazarı Fehmi Koru, “İnsan kendisinden şüphe eder mi? Birkaç zamandır ben ediyorum. Tayyip Erdoğan’ın yüzde 52 oy oranıyla cumhurbaşkanlığı seçilmesine bayağı sevindiğim halde, “Acaba ben bir Tayyip Erdoğan karşıtı mıyım?” sorusu eşliğinde hem de...” dedi.

Fehmi Koru’nun Habertürk gazetesinin bugünkü (20 Ağustos 2014) nüshasında yayımlanan, “Tayyip Erdoğan nasıl bir cumhurbaşkanı olacak?” başlıklı yazısının ilgili kısmı şöyle:

 

‘Tayyip Erdoğan nasıl bir
cumhurbaşkanı olacak?’

 

İnsan kendisinden şüphe eder mi? Birkaç zamandır ben ediyorum. Tayyip Erdoğan’ın yüzde 52 oy oranıyla cumhurbaşkanlığı seçilmesine bayağı sevindiğim halde, “Acaba ben bir Tayyip Erdoğan karşıtı mıyım?” sorusu eşliğinde hem de...

Daha önce benzer tahlil yazılarıyla okur karşısına çıktığımda, Ak Parti ve Tayyip Erdoğan’a saldırmayı mârifet sayanların akıl almaz suçlamalarına muhatap olurdum. Hiç unutmadığım olay, daha iktidarının yarısında, Tayyip Erdoğan’ın kötü alışkanlıklarla mücadelesi başladığında, “Bunu yapıyor, çünkü kendisini toplumun babası yerine koyuyor” diye özetlenebilecek tahlilimdir.

Belediye başkanlığı döneminde, koltuğun eski unvanı olan ‘şehremini’ gibi davranmıştı Tayyip Bey; başbakanlığında da, herkesin iyi, sağlıklı ve güvenli hissetmesinden kendisini sorumlu tutmaya başlamıştı...

Tahlilim, hiç aklıma gelmemiş bir hesap olarak karşıma çıkarıldı: “Onu ‘baba’ kabul ediyor, bizi de ‘çocuk’ yerine koyuyor...”

Kimseyi ‘baba’ veya ‘çocuk’ olarak görmüyordum halbuki; yaptığım bir tahlilden ibaretti.

Aradan geçen sürede, ilk başta beni eleştirenler bile, Tayyip Erdoğan’ın kendisini ‘toplumun babası’ olarak gördüğünün farkına vardılar...

Şimdi durum daha değişik. Fark, eleştiri oklarını üzerime gönderenlerin ‘karşıt’ cepheden olmaması değil yalnızca, bir durum tespiti olarak ve genellikle Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarına dayandırarak yaptığım yeni tahlilllere karşı çıkılıyor.

Yazdıklarını okuyorsa, Tayyip Bey’in de eleştirilere şaşırdığını tahmin ediyorum.

Halk oyuyla seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olarak kendisini önceki cumhurbaşkanlarından farklı bir yere koyuyor Tayyip Erdoğan. Anayasada varolan ancak önceki cumhurbaşkanlarının pek az kullandığı yetkilerin tamamını kullanmak niyetinde olduğunu defalarca tekrarladı. Kendisine yakın kalemler ile siyaset arkadaşları, konumunun ‘başkan gibi’ olacağını yazıp söylüyorlar.

“Cumhur başkanını seçti” denilerek Çankaya’ya geçecek...

Kendisinden sonra başbakanlık görevini üstlenecek kişinin ‘başbakan’ değil ‘bakanlar kurulu başkanı’ olacağı da ilân edildi zaten...

Açıklanan niyeti, anayasayı değiştirerek ‘başkanlık sistemi’ni getirmek...

Yemin edeceği 28 Ağustos’a kadar başbakanlığı sürdürme isteği de, bir gün önce toplanacak Ak Parti kongresine ‘genel başkan’ sıfatıyla katılma arzusundan...

Halkın oyuyla seçilmiş cumhurbaşkanı olarak Tayyip Erdoğan bu tür müdahalelerden uzak olacak ve kendisini daha rahat hissedecek...

Acaba bu tahlilde Tayyip Erdoğan’ı rahatsız edebilecek ne var?

Yazarken herhangi bir önyargının tek bir satırıma yansımadığını biliyorum.

Gelin görün ki, tahlilim üzerine kaç eleştiri yazısı çıktı, emin olun sayısını şaşırdım.

Kimsenin gözüne girmek için özel bir gayretim hiç olmadı, ancak birilerinin o yöndeki çabalarına âlet edilmek de hoşuma gitmiyor.

Habertürk'te yayımlanan yazınını tamamını okumak için tıklayın...