Gündem

Abdullah Öcalan'ın Newroz mesajının şifreleri

Öcalan'ın mektubu 2013 ve 2014'te yine Newroz'da okunan iki mesajından oldukça farklı unsurlar içeriyor...

22 Mart 2015 00:32

Abdullah Öcalan'ın Diyarbakır'daki Newroz kutlamasında okunan mektubunda PKK'yı 'yeni bir aşama için kongre'ye çağırdı. Tartışılan 'izleme heyeti' dışında 'yüzleşme komisyonu' vurgusu yapan Öcalan'ın mektubu 2013 ve 2014'te yine Newroz'da okunan iki mesajından oldukça farklı unsurlar içeriyor.

Zeynep Gürcanlı'nın Hürriyet't yer alan haberine göre, Abdullah Öcalan'ın Diyarbakır'daki Newroz kutlamasında okunan mektubunda PKK eliyle gerçekleştirilen 40 yıllık silahlı mücadele için "artık sürdürülemez" dedi. Öcalan'ın son üç Newroz'da Diyarbakır'da okunan mesajları sürecin gidişatını ortaya koydu. 2013'te geri çekilme çağrısı ile süreci ilan eden Öcalan'ın 2014 mektubuna ise süreçte yaşanan sıkıntılar hakimdi. Bugünkü mektupta ise  yeni dönemin işaretleri dikkat çekti. Öcalan tarihi mektubunda, PKK'yı yeni bir aşama için kongre'ye çağırdı. Hükümetle yürütülen çözüm süreci konusunda ise Öcalan, "izleme" heyetinin dışında, bir de hem izleme heyeti üyeleri, hem de milletvekillerinden oluşacak bir "yüzleşme komisyonu" kurulması çağrısı yaptı. Öcalan'ın mektubundaki bir başka önemli vurgu ise, Kürt hareketinin Türkiye'den ayrılmayacağı oldu. Öcalan, PKK'nın kongresinden sonra öngördüğü siyasi sistemi "Türkiye Cumhuriyeti dahilinde özgür ve eşit Anayasal yurttaşlık temelinde demokratik kimlik sahibi demokratik toplum" sözleriyle tarif etti.

Öcalan mektubunda, IŞİD'den "emperyalist güçlerin neden olduğu zorbalık" olarak bahsetti.

 

"Mücadelemiz sürdürülemez aşamaya geldi" dedi, PKK'yı kongreye çağırdı"
 

Öcalan, PKK eliyle başlatılan 40 yıllık mücadelenin artık "sürdürülemez" olduğunu söyledi. Dolmabahçe'de HDP heyetiyle hükümetin ortaklaşa açıkladığı 10 maddelik deklarasyona atıfta bulunan Öcalan, silahlı mücadeleyi sonlandıracak kongre çağrısını yineledi. Öcalan "Deklarasyon gereği ilkelerde mutabakat oluşmasıyla birlikte PKK'nın Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı yaklaşık kırk yıldır yürüttüğü silahlı olan mücadeleyi sonlandırmak ve yeni dönemin ruhuna uygun siyasal ve toplumsal strateji ve taktiklerini belirlemek için bir kongre yapmalarını gerekli ve tarihi görmekteyim" dedi.

 

Yüzleşme komisyonu istedi
 

Öcalan mektubunda, Türkiye'de büyük tartışma konusu olan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da açık ifadelerle karşı olduğunu söyledi "izleme heyeti"ne de atıfta bulunda. Ancak Öcalan, izleme heyeti dışında bir de içinde milletvekilleri ile izleme heyeti üyelerinin de yer alacağı, "hakikat ve yüzleşme komisyonu" istedi.

 

'Ayrılmayacağız' mesajı verdi
 

Öcalan mektubunda, açık ifadelerle Kürt hareketinin geleceğinin Türkiye Cumhuriyeti içinde yer alacağı vurgusu yaptı. Yapılacak kongre ile "yeni bir dönemin başlayacağını" söyleyen Öcalan, yeni dönemde hedeflediği sistemi şu sözlerle açıkladı; "Türkiye Cumhuriyeti dahilinde özgür ve eşit Anayasal yurttaşlık temelinde demokratik kimlik sahibi demokratik toplum"

 

Sadece Türkiye değil, Oratdoğu'ya da aynı sistemi önerdi
 

 

Öcalan, öngördüğü siyasi sistemin, sadece Türkiye için değil, Ortadoğu için de geçerli olması istediğine de mektubunda yer verdi. "Ülkemiz ve halklarımız için doğru olan olgular, aynı zamanda kutsallarla dolu bölgemiz için de geçerli olmak durumundadır" diyen Öcalan "ulus devlet" yerine, "demokratik ortak ev" önerdi. Öcalan "Ulus devletleri kendi içinde demokratik siyasetle demokratik ortaklaşmanın yeni bir türünü gerçekleştirmeye ve yine ulus devletleri kendi aralarında Ortadoğu'nun demokratik ortak evini inşa etmeye çağırıyorum" dedi.

 

IŞİD'İ ‘emperyalistlerin neden olduğu zorbalık’ olarak nitelendirdi


IŞİD'den, hükümet üyelerinin aksine "DAEŞ" olarak bahsetmeyen Öcalan, bu örgütün "emperyalist güçlerin yol açtığı zorbalık" olarak nitelendirdi, IŞİD'in eylemlerini "vahşice katliamlar" olarak yorumladı.

 

Kobanê'ye özel selam


Mektubunda Kobanê direnişine özel bir bölüm ayıran Öcalan, kadın ve gençlere de özel olarak seslendi. Kadın ve gençleri, "özgürlük ve eşitlik" mücadelesinde, aktif şekilde yer almaya çağıran Öcalan, Kobanê konusunda ise, "eşme ruhuna" atıf yaptı.

 

Adresini de yazdı; İmralı Cezaevi
 

Öcalan, tıpkı 2013 yılında yine Newroz kutlamasında okunan mektubunda olduğu gibi, adresini de

yazdı. Adresini, "İmralı Cezaevi" olarak özel olarak belirtti.

 

Süreçteki sıkıntı 2014 mesajına yansıdı

 

Diyarbakır'da 2014 yılında Newroz alanında okunan mesajda bu defa yaşanan sorunların yansımaları vardı. Öcalan 2014 mesajında, "Tarih bize göstermiştir ki eğer kararlı bir barış önderliği sergilenemezse tarihsel sorunlar bildiğini okur ve genellikle çok kayıplı dönüşümlerle cevaplarını üretirler. Önümüzde en yakıcı bir şekilde cevap bekleyen şey, birbirlerini tekrarlayan darbelerle mi yoksa tam ve radikal bir demokrasiyle mi yola devam edeceğimiz sorusudur" dedi ve ardından da müzakerelere geçilmesi talebini dile getirdi: "Gelinen noktada müzakere sistematiği için yasal bir çerçeve kaçınılmaz olmuştur." 2014 Newrozu'ndan sonra çözüm sürecinde sorunlar devam etti. Türkiye iki seçim geçirdi; yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri. Ardından ise en önemli dönüm noktası yaşandı, Kobanê'nin IŞİD tarafından işgaliyle başlayan 6-7 Ekim olayları. Görüşmeler kesildi, tarafların yeniden masaya oturmasına kadar yaşanan sancılı süreçlerden sonra çözüm süreci net bir çağrı ve 2013 Newrozu kadar anlam yüklenen Dolmabahçe açıklamasıyla yeniden canlandı. Öcalan PKK'ya silah bırakma kararı almak üzere 'kongreyi toplayın' çağrısında bulundu. 

 

2013 ve 2015 tarihli mektuplar arasında ne fark var?

 

Öcalan'ın bugün Diyarbakır'da okunan mektubu, 2013 de yine Newroz'da okunan ilk mesajından da oldukça farklı unsurlar içeriyor.

 

2013'te ‘silahlar sussun’ demişti, bugün ‘mücadele artık sürdürülemez aşamada’ dedi


2013 mektubunda, o dönemde beklenenin aksine PKK militanlarına "silah bırakın" demeyen, "silahlar sussun" ifadesini kullanan Öcalan, bugünkü mektubunda da yine silah bırakmaya doğrudan atıf yapmamayı tercih etti. Öcalan, bugünkü mektubunda "mücadelemiz sürdürülemez bir aşamaya geldi" demeyi tercih etti. Öcalan, 2013 tarihli mektubunda dini ögelere yer vermiş, "Bugün kadim Anadolu’yu Türkiye olarak yaşayan Türk halkı bilmeli ki Kürtlerle bin yıla yakın İslam bayrağı altındaki ortak yaşamları kardeşlik ve dayanışma hukukuna dayanmaktadır" demişti. Öcalan 2013 mektubunda üç büyük dinin peygamberlerinin adını tek tek yazmıştı. Bugünkü mektubunda ise dini ögelere yer vermemeyi tercih eden Öcalan, aksine, "İslam" adına hareket ettiğini iddia eden IŞİD'e ağır ifadelerle yüklendi, IŞİD'i "emperyalist güçlerin neden olduğu zorbalık" olarak nitelendirdi.

 

İki mektubunda da coğrafyayı Türkiye ile sınırlamadı, Ortadoğu'yu hedef aldı
 

Öcalan, 2013 tarihli mektubunda, hitap ettiği kesimi sadece Türkiye topraklarıyla sınırlamamıştı. Bugünkü mektubunda da aynı şeyi yaptı; Öngördüğü siyasi sistemin kurulacağı toprakları tüm Ortadoğu olarak belirledi.

 

Anti emperyalist söylem
 

Öcalan, 2013 mektubunda da, bugün okunan mektubunda da anti emperyalist söylemlere ağırlık verdi. 2013 mektubunda "Batının çağdaş uygarlık değerlerini toptan inkar etmiyoruz. Ondaki aydınlanmacı, eşit, özgür ve demokratik değerleri alıyor kendi varlık değerlerimizle, evrensel yaşam forumlarımızla sentezleyerek yaşamlaştırıyoruz" diyen Öcalan, bugünkü mektubunda ise Batı'ya IŞİD üzerinden yüklendi.

 

‘Demokratik modernite’ yerine, ‘demokratik ortak ev’
 

Öcalan, 2013'ten bu yana öngördüğü yönetim anlayışının ana hatlarını değiştirmedi. Ancak bunun ismini, son mektubunda farklılaştırdı. 2013 mektubunda "demokratik moderniteden" bahseden Öcalan, ulus devlet anlayışını eleştirmişti. 2013'te ulus devlet anlayışını "Etnik ve tek uluslu coğrafyalar oluşturmak, bizim aslımızı ve özümüzü inkar eden modernitenin hedeflediği insanlık dışı bir imalattı" sözleriyle eleştireren Öcalan, yeni bir devlet sistemi önermiş, adını da "Demokratik Modernite sistemi" koymuştu. Bugünkü mektubunda ise, "demokratik ortak ev" söylemini tercietti. Öcalan bugünkü mektubunda yine ulus devleti eleştirdi, yıkılıp yeni bir sistem kurulması gerektiğini söyledi ve bu sistemi şöyle tarif etti; "Ulus devletleri kendi içinde demokratik siyasetle demokratik ortaklaşmanın yeni birtürünü gerçekleştirmeye ve yine ulus devletleri kendi aralarında Ortadoğu'nun demokratik ortak evini inşa etmeye çağırıyorum"