Gündem

"5.5 yaşındaki Efe toprağın altında, sorumlular dışarıda"

Efe Boz, 8 yıl önce anaokulunda tuvalete yalnız gönderilmiş, ayağı kayıp düşerken üstüne devrilen lavabonun şah damarını kesmesi sonucunda hayatını kaybetmişti

16 Ocak 2018 12:38

Yaklaşık 8 yıl önce anaokulunda öğretmenleri tarafından tuvalete yalnız gönderilen 5.5 yaşındaki Efe Boz, ayağı kayıp düştü. Bu esnada vidası gevşemiş lavaboya tutunmaya çalışan Efe'nin üzerine düşen mermer şah damarını keserek ölümüne sebep oldu. Hürriyet Yazarı Ayşe Arman, Efe'nin annesi Nurdan Boz ile konuştu. Anne Boz, suçluların yeterli cezayı almadığını ifade ederek, "Ben oğlumun mezarına gidemiyorum. Çocuğumun karşısına çıkamıyorum, utanıyorum. Senin ölümüne sebep olanlar ceza aldı diyemiyorum. Bu kadar uğraştık, elde var sıfır!" dedi.

Ayşe Arman'ın "5.5 yaşındaki Efe toprağın altında sorumlular dışarıda" başlığıyla yayımlanan (16 Ocak 2018) köşesinde sorularını yanıtlayan Nurdan Boz'un açıklaması şöyle:

- 5.5 yaşındaki oğlunuz Efe, bundan 8 yıl önce Maltepe Dumlupınar İlköğretim Okulu’nunun anasınıfında tuvalete tek başına gönderildi. Ve sonra çok korkunç bir şey oldu...

Evet. Olay yeri inceleme raporunda diyor ki, “Muhtemelen yerler ıslaktı, ayağı kaydı. Tutunmak için lavaboya uzandığında, lavabo yerinden çıktı, kırıldı. Kopan bir parça da şahdamarını 12 santim kesti. Kan kaybı sonucu, oğlunuz Efe hayatını kaybetti...”

- Vidası tam takılmadığı için mi lavabo yerinden çıktı?

Evet. Fiziksel yetersizlik söz konusu.

- Bu nasıl bir acıydı sizin için? Nasıl ayakta kalabildiniz?

(Ağlıyor) Çok uzun bir yargılama süreci yaşadık. Halen de sorumlular cezalandırılmadı. 15 Temmuz sonrası yapılan infaz düzenlemesiyle şimdi de serbest kalacaklar. Bize olayı bir kazaymış gibi göstermeye çalıştılar. Sonradan olan biteni örtbas edebilmek adına, Efe’nin yaramaz, hoplayıp zıplayan bir çocuk olduğunu söylemişler. Yani ölümüne kendisi yol açmış! Efe suçluymuş!

- Çok korkunç...

Evet, çok korkunç şeyler yaşadık. Tüm bu suçlamalar bizi daha da perişan etti.

- İnsan, eğitim için anaokuluna gönderdiği çocuğunun ölebileceğini aklına getirebilir mi?

Hayır asla! Ben o sabah elinden tutup götürdüm. Hava çok güzeldi. Şarkılar söyleyerek gittik. Hatta 5 dakika geç kaldık, “Beni öğretmenime sen teslim et anne!” dedi. 5 dakika geç kaldığımız için sorumlu hissetti kendini. 5.5 yaşındaki çocuk sorumlu hissediyor, koskoca okul onun ölümüne sebep oluyor, sorumlu hissetmiyor...

- Nasıl olmuş peki olay?

Öğle yemeği yiyorlar. Yemekten çıkıyorlar, anasınıfının hemen yanında oyun bahçesi var. Orada öğretmeni dışında iki öğretmen daha var. Bir de yardımcı abla var. Efe’nin son görüntüsünde kaydıraktan kayıyor. Sonra öğretmeninin yanına gidiyor. Öğretmeni de mahkemede söyledi; tuvalete gitmek için ondan izin alıyor. Ve tam 22 dakika gelmiyor...

- Ve kimse gidip bakmıyor mı?

Hayır. Mahkeme yargıcı öğretmenine, “Yardımcı abla niye onunla gitmedi?” dedi. “Efe çok aklı başında bir çocuktu. Kendi başına gidebileceğini düşündüm!” dedi. 22 dakika 10 saniye Efe’nin tuvalete bulunduğu süre... Ve beni en çok üzen... Efe şahdamarı kesildikten sonra yaklaşık üç metre yürümüş, sonra 7 metre sürünmüş (Ağlıyor)... Sesini duyurabilmek için mücadele etmiş... Olay, bir anda oldubitti zannediliyor. Öyle değil. 5.5 yaşındaki bir çocuk tek başına gönderildiği bir tuvalette, feci bir şekilde yaralanıyor ve ondan sonra sesini duyurabilmek için mücadele ediyor, 7 metre sürünüyor kanlar içinde... Bu sadece benim hikâyem değil. Çocuğunu sabah güle oynaya okula gönderen ama akşam olmadan çocuğunun acı haberini alan o kadar çok anne-baba var ki... Okullarımız fiziksel anlamda yetersiz. Bunun çözülebilmesi için de devletimiz hiçbir şey yapmıyor. Efe’nin ölümünden bir yıl sonraki süreçte 20 tane çocuk daha öldü. Biz de bütün çocukların adına, okullardaki fiziksel yetersizlikler için bir mücadele başlattık. İmza topladık. Eşim, 23 Nisan’da Meclis’te olacak şekilde yürüyerek o imzaları Ankara’ya götürdü. “Başka Efe’ler ölmesin, çocuklarımıza güvenli öğrenim istiyoruz” talebiyle!

- Bir işe yaradı mı?

Ne yazık ki hayır!

- Peki 4 yıl süren yargılama sonunda ne oldu?

Okul müdürü 3 yıl 4 ay, taşeron firmanın mühendisi ve müdürü 2 yıl 6 ay aldı. Sınıf öğretmeni 1 yıl 8 ay hapis cezası aldı. Sadece sınıf öğretmeninin cezası 2 yılın altında olduğu için ertelendi. 2.5 yıl süren Yargıtay incelemesi sonucunda karar onandı...

- Peki sonra?

Ama yeni infaz düzenlemesi nedeniyle, diğer sanıklar da hiç hapis yatmadan serbest kalacaklar...

- Bu sizde nasıl bir his uyandırıyor?

Müthiş bir haksızlık! Sadece benim yavruma karşı değil, bana göre bu ülkedeki bütün çocuklara karşı suç işlediler. Ve hiç kimse ceza almadı...

- Bu 7 yıllık süreç size ne öğretti?

Bu ülkede adalet olmadığını. Ve çocuklarımızın ve bizlerin tesadüfen yaşadığımızı. Ve başımıza gelen bir haksızlıkta ne kadar çırpınırsak çırpınalım, maalesef adaletin tecelli etmediğini. Evladımın mezarına bile gidemiyorum. “Oğlum, bak senin ölümüne sebep olanlar ceza aldılar diyemiyorum...” (Ağlıyor)