Gündem

28 Şubat'ta atılan akademisyen: "Bin yıl sürecek" demişlerdi, AKP'yle devam ediyor!

"Şu anki durum eski devlet reflekslerinden başka bir şey değil; buna 'Yeşil Kemalizm' diyorum"

29 Mayıs 2017 14:51

28 Şubat döneminde işten atılan Berrin Sönmez, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit başkanlığında 28 Şubat 1997’de toplanan Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) söylenen, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu’na atfedilen "28 Şubat gerekirse bin yıl sürecek" ifadesini hatırlatarak "28 Şubat devam ediyor, devlette devamlılık dedikleri şey bu olsa gerek. Şu anda yapılan şey eski devlet reflekslerinden başka bir şey değil. AKP devletin teslim aldığı kesimlerin oluşturduğu bir parti. Şimdi de devletin teslim aldığı bu kesim devlete vefa borcunu öder gibi, devlet ideolojisini resmîleştirdi, tek devlet, tek bayrak ve rabia sloganlarıyla" şeklinde konuştu.

Yeni Asya gazetesinin haberine göre, 28 Şubat sürecinde Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde akademisyen iken işten atılan isimlerden biri olan Berrin Sönmez, "28 Şubat bin yıl sürer dedikleri zaman çok kızmıştık, sürmedi sürmeyecek, bakın bitiyor dediğimiz zaman kendimizi güçlü hissediyorduk. Şimdi ben büyük bir hayal kırıklığı içindeyim çünkü o günün mazlumu olan insanlar o günün fikirlerini tekrar iktidara taşıdı. 28 Şubat devam ediyor, devlette devamlılık dedikleri şey bu olsa gerek. Devlet her siyasi partinin kılığına girerek kendisini sürdürüyor. Şu anda yapılan şey eski devlet reflekslerinden başka bir şey değil. Buna 'Yeşil Kemalizm' diyorum” ifadelerini kullandı.

"Dindar insanlar haksızlığa alıştırıldı"

Normalde "merhamet ve vicdan ölçüsü" güçlü olması gereken dindar ve mütedeyyin insanların yapılan bunca haksızlığa alıştırıldığını belirten ve bunun için "yavaş yavaş ısıtılan suya alıştırılan" kurbağa örneği veren Sönmez, "Dindar kesim şu anda ısıtılan suda bir kazanın içinde. Aslında tepkiler var, ama çok açık karşı koyuşlarla bunu ifade edemiyorlar" dedi ve bunun gerekçelerini Artı Gerçek’te yer alan haberde şöyle açıkladı:

"Bir kere camiaya gönülden bir bağlılık, maddi bağlılık var ama her şeyden öte korku var. AKP iktidardan düşerse her şey eskisi gibi olacak, başörtüsü yasağı geri gelecek endişesi var. Bu endişe inançlı insanların kendilerinin başkalarına zarar vermesine engel olamıyor. Buna gönülden buğzetmekle yetiniyor. Gönülden buğzetmek yeterli değil. Bu açık bir tepkiye dönüşebilir ama bu korku daima pekiştiriliyor ve yeniden üretiliyor. Her seçim sürecinde yeni korkularla halk bağlı tutuluyor iktidara.”

"Sadece devlet adına zulmedenlerin kimliği değişti"

Sönmez, o günden bugüne zulmün devam ettiği ve sadece zulmedenlerin kimliğinin değiştiğini şu sözlerle dile getirdi:

"O günden bugüne değişen tek şey devlet adına zulmedenlerin kimliğinden başka bir şey değil. Bizim ülkemizde daima halk devletten kötek yiyor. Devlet bir torna- tesviye tezgahı gibi. İnsanları, dini, etnik grupları kendi istedikleri biçime sokacak biçimde sürekli bu tezgaha alıyorlar. 28 Şubat sürecinde dindar kesim dönüştürüldü. Aslında AKP, 28 Şubat sürecinin dönüştürdüğü, mutedil hale getirdiği bir dindar kesimin partisi. Mutedil hale gelerek gömlek değiştirerek iktidar olabildiler. Devletin teslim aldığı kesimlerin oluşturduğu bir parti. Şimdi de devletin teslim aldığı bu kesim devlete vefa borcunu öder gibi, devlet ideolojisini resmîleştirdi, tek devlet, tek bayrak ve rabia sloganlarıyla. 28 Şubat’ın sürecini brifinglerle hatırlıyoruz. Yargıçlar, akademisyenler, silâhlı kuvvetler tarafından sürekli brife edilirlerdi. O brifinglerde aldıkları bilgilerle karar verirlerdi. Böyle bir yapıda iktidar olan AKP, o brifinglerde, atılan ‘tek bayrak, tek devlet, tek dil, tek devlet’ sloganını resmileştirdi, tüzüğüne aldı. Burada değişen hiçbir şey yok kimlikten başka. 28 Şubat süreci bunların uzun ömürlü olanını getirdi.”