Gündem

KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır: Seçime doğru son düzlüğe girdik, muhalefet ortak bir yol belirlemeli ve yeni bir aşamaya geçmeli; muhalefet kimliklere sıkışmazsa yüzde 60’ı bulabilir

2022'ye girerken Türkiye nereye gidiyor; siyasetin rotası ve halkın beklentileri...

27 Aralık 2021 11:19

KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, 2023 seçimlerine doğru son düzlüğe girildiğini, iktidarın hedeflerinde karşı diye gördükleri insanları kazanmak gibi derdi olmadığını söyledi. Muhalefetin cumhurbaşkanı adaylığı tartışmalarından çıkarak ortak bir yol belirlemesi gerektiğini ve kimlikleri aşan bir siyaset izlemesi gerektiğini belirten Ağırdır, “O zaman göreceğiz ki oyu yüzde 20’ler, 40’lar değil belki yüzde 60 da bulacak” dedi. 

Türkiye’nin ihtiyacının özgürlüklerden yana bir iktidar olduğunu dile getiren Ağıdır, şu anda muhalefette kimliklere mahkum bir fotoğraf olduğunu ifade ederek  şöyle dedi:

“Bunu bozan bir siyaset üretmek lazım. Bunu bozan siyaset ancak bütün kimliklerin bir arada olacağı ortak yaşama dair bir iddiayı inşa etmek gerekiyor. Temel hata var olan fotoğrafın kalıcı ve değiştirilemez olduğunu kabullenmek ve oyunu buradan kurmak. Ama bunun değiştirilmesi gerektiği üzerine bir siyaset inşa etseler görecekler ki birden bire 20’ler 40’lar değil 60’lara ulaşacaklar. Çünkü Türkiye toplumu bugünkü kimliklere sıkışmışlığı ve kutuplaşmayı sürdürmek istemiyor kaldı ki kurulu nizamla da bir derdi var” 

2022’de siyaseti ne bekliyor? Erdoğan'ın yeni hamleleri oylarını artırır mı? Muhalefet nasıl bir yol izleyecek? Aday tartışmaları nereye varır? Erken seçim ihtimali ve nedenleri... KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Murat Sabuncu'ya yorumladı.

"Seçim beklediğimizden daha da kısa bir sürede önümüze düşebilir”

İktidarın, ekonomik-siyasi baskılar ve kısıtlarla seçime gitmek isteyebileceğini ifade eden Ağıdır, böyle bir durumda HDP’nin de kapatılabileceğini söyledi. 

7 Haziran - 1 Kasım sürecinde yaşanan olaylar sonrası seçmenin iktidara meylettiğini hatırlatan Ağıdır, son bir ayda yaşanan ekonomik sorunların ve iktidarın söylemlerinin yine seçmenin tercihlerini bükmeye yönelik bir çaba olarak okunabileceğini anlattı. Ağıdır, iktidarın ekonomi üzerinden bir ‘bekâ’ problemi söylemi üretebileceğini ifade ederek “Böyle bir durumda normalde 2022 sonbaharda olur dediğim seçim daha da kısa bir sürede önümüze düşebilir” dedi. 

Millet İttifak’ında yaşanan adaylık tartışmalarına da değinen Ağırdır, her partinin ayrı slogan ve kampanyalar yürüterek toplumu daha iyi bir hayatın mümkün olduğuna ikna etmeye çalııştığını belirten Ağırdır, CHP’nin aday belirleme gücünü eline geçirmiş olmasının yetersiz kalacağını dile getirdi.

"Seçime doğru artık son düzlüğe girdik"

Ağıdır,  “Seçime doğru artık son düzlüğe girdik. En azından söylem olarak seçimden sonraki inşa süreci, toplumsal psikolojiyi onarmak, devletin bürokratik mekanizmalarını yerli yerine oturtmak için bile 6 ay, 1 yıla ihtiyaç var. En azından bunun gerekliliğini topluma anlatmak için bile bir ortak stratejiye dönmek gerekir. Dolayısıyla sadece adayı ben belirlerim gücünü ele geçirmeyi yeterli görüyorsa CHP yanılıyorlar. Adayı belirleme yetkisi kadar kayıpta da sorumluluğu olacak. Dolayısıyla yeni bir vitese yeni bir aşamaya geçilmesi lazım” dedi. 

Erdoğan’ın kendi seçmeninin 3’te 1’ini kaybettiğini söyleyen ve AKP’nin yeni seçmen kitleleri yerine kaybettiği seçmen kitlesinin konsolide etmeye çalıştığını söyleyen Ağırdır, AKP’li seçmenin de değiştiğini söyledi. Ağırdır, şöyle dedi:

Sözü edilen kitle de kentli hayatı benimsiyor. Güncel hayat pratiklerinde seküler ile muhafazakar dünya kentleşmede benzeşiyor. Muhafazakar dünya da bunca kutuplaşmalara rağmen aynı mahalle aynı bina aynı ofis ortamında bütünleşiyor. Sözü edilen insanlar muhafazakar seküler dünyaya her geçen gün yakınlaşıyor. Bu analize başlarken yüzde 60’lardan yüzde 40’lara gerilemiş bir kümeden söz edeceğiz. Bu küme içerisindeki yüzde 20'de AKP’ye daha tam olarak onay vermiyor. Küme içerisinde bir grup Erdoğan'ı idol görüyor. Bu küme laiklik ve sekülerlikten uzak olan bir küme. Siyaseten de Atatürk ve Cumhuriyet ile sorunları olan bir küme. Bu küme Tayyip Bey ya da benzeri bir siyasetçinin yanında olacaktır. 

Başka bir küme dini değerleri yüksek olanlar. Ancak onlar bakışı ekonomik nedenler, fırsat eşitliği gibi bir çok şeyi talep ediyorlar. Bu küme kazanımlarını kaybetmek korkusu ile yaşıyor. Erdoğan sonrası süreç ne olur endişesi ayrışıyor. Bu algı ve kaygı gerçek. Yardımlar kesilir mi, kızım üniversiteye girebilir mi gibi kaygıları olan bir küme.

Üçüncü küme dindar aile çocukları, gençler eğitimliler, ibadetlerini yapıyorlar ancak kentliler. Ataerkilliğe nasıl itirazları var, AKP’ye ye eleştirel bakıyorlar.