İklim değişikliği, gezegenin şimdiye kadar ki en büyük ortak sorunu diyen, aralarında birçok ünlü ismin de bulunduğu 2 bine yakın kişinin başlattığı "İklim İçin, Ben De Varım!" kampanyası 28 Şubat Cumartesi günü Tatavla Sahne’de gerçekleşen basın toplantısıyla tanıtıldı. Oyuncular Sendikası Genel Sekreteri Tilbe Saran neden “Ben de varım” dediğini şu sözlerle açıkladı:
“Katır tırnaklarının baharda kokusundan bizi bayılttığı, erguvanların altında oturabildiğimiz, denizlerde balıkların plastik yiyip ölmediği, karabatakların ziftlere bulanıp köpük köpük kıyılara çarpmadığı, kentin bitiminde ormanların başladığı, suların özgürce aktığı bir kent için buradayım. Her köşesine AVM dikilen saksı kadar topraklara mahkûm edilmeye, kent soylulaştırmasına karşı olduğum için buradayım. Bizden sonra tufan olmasın diye buradayım.”
Bilim insanlarına göre eğer acilen harekete geçilmezse, dünya iklim değişikliğinde geri dönülemez bir noktaya ulaşacak. Türkiye’de de iklim değişikliği etkisi, kuraklık, aşırı yağışlar, hortumlar olarak hissedilmeye başladı.
Basın toplantısında, Aralık 2015'te Paris'te toplanacak olan BM İklim Değişikliği Sözleşmesi Taraflar Konferansı (COP21) kapsamında çıkacak anlaşmanın önümüzdeki dönem dünyanın kaderini belirleyeceğinin altı çizildi. Paris’te bağlayıcı, etkili ve gezegenin geleceğini koruyacak bir sözleşmenin çıkması gerektiğine değinilirken aksi takdirde, iklim adaletini sağlamamızın mümkün olmayacağı belirtildi. Bu sebeple, Paris’teki Taraflar Konferasına kadar "İklim İçin" kampanyası olarak, sokak etkinlikleri, eylemler, konserler, forumlar ve toplantılar düzenleneceği açıklandı.
Açık Radyo’nun kurucusu ve Yayın Yönetmeni Ömer Madra, açılış konuşmasında şöyle dedi: “İnsanlık macerasında belirleyici bir noktadayız. Tarihteki en büyük değişim hareketinin bir parçası olarak bizler, Türkiye’de de görülmüş en büyük iklim eylemlerini oluşturmak, herşeyi değiştirmek için harekete geçtik. Bütün dünyada ortalığı kasıp kavurmaya başlayan bu müthiş “Adı Olmayan Hareket”in ön safında yer almak istedik. İlk aşamada, kadim Yunan demokrasisinden esinlenerek “Yüzler Meclisi” oluşturmak üzere imza topladık. Toplum içinden de ilk ağızda 20 kesim belirledik ve her birinden 100’er imza toplamaya giriştik. 1.500’ü aşkın imza var elimizde.”
İklim İçin, Ben De Varım! manifestosunu okuyan tiyatro sanatçısı Eraslan Sağlam, “Gelin, iklim için harekete geçelim. Sürdürülebilir ve tüm canlılar için adil bir gelecek talebiyle, herkesle ve hep birlikte yeni bir hareket yaratalım” çağrısı yaptı.
Oyuncular Sendikası Genel Sekreteri Tilbe Saran da neden “Ben de varım” dediğini şu sözlerle açıkladı:
“Katır tırnaklarının baharda kokusundan bizi bayılttığı, erguvanların altında oturabildiğimiz, denizlerde balıkların plastik yiyip ölmediği, karabatakların ziftlere bulanıp köpük köpük kıyılara çarpmadığı, kentin bitiminde ormanların başladığı, suların özgürce aktığı bir kent için buradayım. Her köşesine AVM dikilen saksı kadar topraklara mahkûm edilmeye, kent soylulaştırmasına karşı olduğum için buradayım. Bizden sonra tufan olmasın diye buradayım.”
Yirminin üzerinde farklı alandan bir araya gelen yurttaşların ilk imzacısı olduğu İklim İçin, Ben De Varım! kampanyasının, kadim demokrasilerin aracı olan “Yüzler Meclisi” ilkesiyle bir araya geldiği belirtildi.
Kampanyayı başlatanlar adına Yırca Köyü’nden Firdevs Ünlü ve Hamide Akın, Hasankeyf’ten Ercan Arıboğa, sanatçıları temsilen tiyatrocu Tilbe Saran, doktorları temsilen Dr. Ali Özyurt, çiftçileri temsilen Sultan Ersöz, LGBTİ hareketini temsilen Yıldız Tar sahnede neden "İklim İçin, Ben De Varım!" dediklerini paylaştılar. Kampanyanın ilk imzacıları arasında Ahmet İnsel, Cengiz Aktar, Bülent Somay, Mert Fırat, Haluk Bilginer, Fikret Adaman, Can Dündar, Tilbe Saran, Meltem Cumbul, Murathan Mungan, Harun Tekin, Emin Çapa, Fuat Keyman, Şahin Alpay, Yeşim Ustaoğlu, Hakan Bıçakçı, Gündüz Vassaf, Ümit Kıvanç, Ayfer Tunç gibi ünlü isimler de bulunuyor.
“Yüzler Meclisi” diye başlatılan etkinliğin, kampanyanın ilk aracı olduğu; iklim adaleti için artık herkesin harekete geçmesi gerektiğine değinildi ve son olarak kampanyanın iletişim araçlarından birisi olacak olan iklimicin.org sayfasındaki manifestonun imzalanması için çağrı yapıldı.
Kampanyanın ilk imzacıları; Ahmet İnsel, Cengiz Aktar, Bülent Somay, Mert Fırat, Haluk Bilginer, Fikret Adaman, Can Dündar, Tilbe Saran, Meltem Cumbul, Murathan Mungan, Harun Tekin, Emin Çapa, Fuat Keyman, Şahin Alpay, Yeşim Ustaoğlu, Hakan Bıçakçı, Gündüz Vassaf, Ümit Kıvanç, Ayfer Tunç
Ömer Madra'nın konuşmasının tam metni
“Büyük Dönüşüm” Başladı Bile!...
Merhaba Herkes!
Günümüzün önde gelen entelektüellerinden nörolog ve yazar Oliver Sacks, geçenlerde New York Times gazetesinde varoluş, yokoluş ve yeryüzü üzerine “Kendi Hayatım” başlığıyla yazdığı derinlikli felsefî yazıyı şu cümleyle bitiriyordu:
“Herşeyden önce ben bu güzelim gezegende duyarlı bir varlık, düşünen bir hayvan olarak varoldum ve bu durum, kendi başına muazzam bir ayrıcalık ve macera zaten.” (New York Times, 19 Şubat 2015)
Ülkede, bölgede ve dünyadaki sayısız şiddet, çatışma, savaş, iç savaş, terör, “infaz”, intikam, vahşet, misilleme, hunhar kadın cinayetleri, çözümü ufukta görünmeyen “çözüm” görüşmeleri, özgürlüklerle temel hakları yok edecek “güvenlik” yasa tasarıları var.
Ama bütün bu hengâmeden fırsat bulup etrafa bakabilmeyi başarırsak, söz konusu ayrıcalığın hemen farkına varabiliriz aslında: Yılların aktivisti Joanna Macy, kendini örgütleyebilen bu harika gezegenin onu algılayabilecek duyularla, onu içine çekecek ciğerlerle, ondan beslenecek organlarla donatılmış insanlar olarak bize verilmiş müthiş bir armağan olduğunu söyleyerek Sacks’i doğruluyor. (http://newstoryhub.com/2015/02/...)
Geçen Eylül ayında başta New York’taki 400 bin kişilik kalabalık olmak üzere dünyada gerçekleştirilen insanlık tarihinin en büyük iklim yürüyüşünden 1 gün önce konuşan 14 yaşındaki kıdemli(!) aktivist rapçi yerli Xiuhtezcatl Martinez, armağan metaforunu ilerletiyor ve biz dinleyenleri yere çarpan konuşmasında önümüzdeki büyük fırsatı şöyle anlatıyordu:
“İklim değişikliğinden en çok etkilenecek olan benim kuşağım ve benden sonra gelecek olanların kuşağı. Büyükler gezegende bir parti verdiler, şimdi de biz çocuklara ‘ortalığı silip süpürmek size kaldı’ dediler… Ama bu, insanı duraklatacak bir şey değil. Aksine, tam bir fırsat aslında: Şu çağda doğmuş olmaktan daha büyük nimet olur mu? Çünkü bu kuşağın, bu salondakilerin, yandaki komşuların … hepimizin önünde tarihi yeniden yazmak, tüm toplumun temel inanışlarını değiştirmek için önemli bir fırsat var. (Bkz: http://indiancountrytodaymedianetwork.com/2014/09/20/)
Xiuhtezcatl (Şutezkat diye okunuyor), gibi pek çok genç öncü var dünyada. Bu insanlar herşeyin birbiriyle bağlantılı olduğu yeryüzünde kendi toplumlarıyla ve dünyayla bir taahhüt paylaşıyorlar. Gençlerin, yeryüzünde pozitif değişim yaratmak için insanları bir araya getirecek gücü olduğunu biliyorlar çünkü. Büyük çevre aktivisti David Suzuki’nin söylediği gibi, “İnsanlar bir araya geldiği zaman da ortaya birdenbire sihir çıkar!... Gençlerin çoğu henüz oy kullanacak yaşta değiller ama, bugün alınacak kararların doğuracağı pislik yığınlarını temizleyecek olan da onlar. Dolayısıyla, onların kuşağına bırakmak istediğimiz dünyaya ilişkin kararlar üzerinde dikkatle düşünme zamanı.” (http://www.commondreams.org/views/2015/02/19/)
Sorumluluklar, torunlar, kararlar. Olabilecek en önemli dönüm noktası artık: Önde gelen düşünür ve aktivist Noam Chomsky de durumun vahametini şöyle vurguluyor: “İşin şakası yok! İnsan türünün tarihinde ilk kez, torunlarımızın haysiyetli bir hayat sürdürüp sürdüremeyeceği konusunda belirleyici kararları bizzat almak zorundayız. Bu, daha önce hiç olmadı. Daha şimdiden, dünyadaki canlı türlerini olağanüstü boyutta yokeden kararları aldık bile.”(Chomsky, “The World of our Grandchildren,” https://www.jacobinmag.com/2015/02/noam-chomsky-interview-jacobin/)
İnsanlık macerasında belirleyici bir noktadayız. Tarihteki en büyük değişim hareketinin bir parçası olarak bizler, Türkiye’de de görülmüş en büyük iklim eylemlerini oluşturmak, herşeyi değiştirmek için harekete geçtik.
Bütün dünyada ortalığı kasıp kavurmaya başlayan bu müthiş “Adı Olmayan Hareket”in ön safında yer almak istedik. İlk aşamada, kadim Yunan demokrasisinden esinlenerek “Yüzler Meclisi” oluşturmak üzere imza topladık. Toplum içinden de ilk ağızda 20 kesim belirledik ve her birinden 100’er imza toplamaya giriştik. 1.500’ü aşkın imza var elimizde – kapı gibi!
İşte, şimdi ve buradayız: “İklim İçin Sahneye Çıkıyoruz!”
Unutmadan: Bu daha başlangıç! Herşeyi değiştirmek için herkese ihtiyacımız var!
Manifesto’muzu da Eraslan okuyacak şimdi – o davudi sesiyle...
Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlarım
Ömer Madra