İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu, hak ihlali raporunu dün (9 Haziran 2018) açıkladı. Raporda, 16 yılda 440 bin çocuğun doğum yaptığı kaydedildi.
TMMOB Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi’nde “Gündemimiz Çocuk, Çocuk Haklı” başlıklı sempozyumun ilk gününde çocuk işçiler, savaş ve çocuk, anadil ve eğitim, STK ve deneyim aktarımı başlıkları tartışıldı. Sempozyumun yapıldığı salona, “Çocuk susturulur sen susma”, “Çocukları değil karanlığı hapsedin”, “Suçlu çocuk yoktur suça itilmiş çocuk vardır” pankartlarının yanı sıra, gözaltında kaybedilen çocukların isimleri asıldı.
Sempozyum, İHD İstanbul Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu’nun hazırlamış olduğu insan hak ihlali raporunun okunmasıyla başladı. Raporu, Çocuk Hakları Komisyonunu üyesi Zelal Coşkun okudu.
Türkiye üçüncü sırada
Çocuk istismarı verileriyle rapora başlayan Coşkun, “Adalet verileri, yılda ortalama 8 bin çocuğun cinsel istismara uğradığını ortaya koyuyor. ECPAT 2015 yılı Türkiye Raporu’na göre; çocuklar, Türkiye’de cinsel şiddete en fazla maruz kalan grubu oluşturuyor. Türkiye’deki cinsel suçların yüzde 46’sı çocuklara karşı isleniyor. Çocuğun cinsel istismarında Türkiye dünya listesinde 3’üncü sıradadır. TÜİK verilerine göre, son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu devletin izniyle evlendirildi. Son 6 yılda 142 bin 298 çocuk anne oldu ve bu çocukların büyük kısmı dini nikâh ile evlendirildi. Türkiye’de AKP’nin iktidarda olduğu 2002’den bu yana 18 yaşın altında 440 bin çocuk doğum yaptı. 15 yaşın altında cinsel istismara uğrayarak doğum yapan çocuk sayısı ise 15 bin 937 olarak kayıtlara geçti” diye devam etti.
"17 bin istismar davası açıldı"
Adalet Bakanlığı verilerini de paylaşan Coşkun, Türkiye’de çocuk istismarıyla ilgili dava sayısının son 10 yılda yaklaşık 3 kat arttığını söyledi. Bakanlığın 2015 verilerine göre de yılda ortalama 17 bin istismar davası açıldığını aktaran Coşkun, bu davaların yüzde 45’inin mahkûmiyetle sonuçlanmadığını vurguladı.
"10 çocuktan 8'i kayıt dışı"
Çocuk işçiliği raporunu da aktaran Coşkun, Türkiye’de çocuk işçi sayısının iki milyona yaklaştığını ifade etti. Coşkun, “Çalışan her 10 çocuktan 8’i kayıt dışı olarak çalışıyor. Mesleki eğitim alan özellikle turizm sektöründe uzun saatler çalıştırılan stajyerler, yani ‘çocuk işçiler’ ve çocuk isçiliği sayılabilecek uygulamalar ile çıraklık eğitimi alanlar resmi olarak çocuk işçi sayılmamaktadırlar. 2018 yılında “15-16 ve 17 yaşında olan üç çocuk çalışırken hayatını kaybetti ve ölen çocukların üçü de tarım emekçisiydi” dedi.
"Çocuk yaşta evlilik yüzünden eğitime devam edilmiyor"
Eğitim hakkı raporuna göre ise, örgün ve yüksek eğitimde var olan cinsiyet farkının kapatılmadığı yazıldı. Coşkun devamla şunları söyledi: “Kadınların net okullaşma oranları açık öğretim hariç tüm düzeylerde erkeklerden geri durumdadır. İlkokuldan orta öğretime geçişte kız öğrenci kaybı erkeklere göre yoğunlaşmıştır. ‘Yeni müfredatta’ bilime, sanata, emeğe, mücadeleye, sevgiye, paylaşmaya, kadına yer yokken aile yaşamını kutsayan ve kadını yok sayan cinsiyetçi politikalar yaygınlaşmıştı. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre ülkemizde çocuk yaşta evlilik ve nişanlılık nedeniyle eğitime devam edemeyenlerin yüzde 97,4’ü kız öğrencilerdir. İmam hatip lise sayısı 2002’de 450 iken, 2017’de 1.408’e çıkarılmıştır. İmam hatip liselerinden 372’si sadece kız imam hatip Anadolu lisesi olarak ayrılmış ve devlet politikası uygulaması olarak karma eğitim dışına çıkılmıştır. Çıkarılan yasa ve yönetmeliklerle kız çocuklarının başı ve bedeni 9 yaşında, fiilen okul öncesinden itibaren kapatılmaktadır.
MEB verilerine göre, Türkiye’deki özel öğretim kurumu sayısı 10 bin 53’tür. Bu kurumların 3’te 1’i mutlaka bir tarikata bağlı. Tarikat okul ve yurtlarındaki öğrenci sayısı 210 bin dolayındadır (üniversiteler hariç). 4 binin üzerindeki özel yurdun 2 bin 480’i bir tarikatla bağlantılıdır. Tarikatlara bağlı yurtların kapasitesi 380 bin. Bu yurtlarda kalan öğrenci sayısı 224 bini buluyor. Türkiye’de okul çağında yaklaşık 850 bin Suriyeli çocuk yaşamaktadır. MEB’in 2017 tahminlerine göre, 490 binden fazla Suriyeli çocuk ülkenin çeşitli yerlerinde okullara kayıtlı durumda, buna karşın 380 bin çocuk ise okula gidememektedir. Kayıtlı olmayanlar bu rakamlara dâhil değilken, kayıtlı olmasına rağmen okula düzenli olarak gidemeyen mülteci çocukların rakamı ise net değildir. Bu durum yüz binlerce Suriyeli mülteci çocuğu kayıp kuşak olduğunun, her türlü istismarla yaşamak zorunda kaldıklarının, korunmadıklarının ilanıdır.”
‘700 çocuk cezaevinde"
Coşkun, son olarak “Yaşam hakkı” verilerini paylaştı. Bakanlığın verilerine göre, 2009’dan 2017 yılına kadar 18 ila 21 yaş arasında 68 çocuk ve genç yaşamını yitirdi. Ölümler “şüpheli” olarak olarak kayıtlara geçti. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine göre, çocuklarla ilgili son 3 yılda 18 işkence başvurusu yapıldı. Çocuk tutuklu ve hükümlülere kötü muamele ve işkence iddialarıyla ilgili 2015 yılında 4, 2016 yılında 4, 2017 yılında ise 10 başvuru yapıldığı kaydedildi. Yaklaşık 700 çocuk anneleriyle birlikte cezaevinde.