11 Temmuz 1978 yılında Ankara’da öldürülen akademisyen, yazar Bedrettin Cömert, ölümünün 39’uncu yıl dönümde oğlu Kemal Cömert tarafından hazırlanan belgesel ile anılıyor.
Gazeteci Uğur Mumcu’nun kızı akademisyen Özge Mumcu, Kemal Cömert’in babası Bedrettin Cömert için hazırladığı belgeselin tanıtımını sosyal medya hesabından paylaştı.
Cömert’in, 1978 yılında Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde akademisyen olarak görev yaparken öldürüldüğünü belirten Mumcu, “Saldırıda ağır yaralanan anneleri iki oğluyla İtalya’ya yerleşti. Geçtiğimiz yıllarda oğullarından Kemal Cömert, babasının hatırasının peşine düştü. Belgesel tanıtımını gözyaşlarıyla izledim” şeklinde mesaj paylaştı.
Belgeselin tanıtımı şöyle:
Bedrettin Cömert kimdir?
Bedrettin Cömert, 27 Eylül 1940 yılında Samsun’un Vezirköprü ilçesinde doğdu. Sivas Lisesi’ni parasız yatılı okudu ve liseyi 1960 yılında birincilikle bitirdi. İtalya’dan burs alarak “Roma Üniversitesi İtalyan Dili ve Edebiyatı” bölümünde öğrenim görmüş ve 1967 yılında buradan mezun oldu. 1971 yılında Roma Üniversitesi Felsefe Enstitüsü’nde “Son Elli Yılda Türkiye’de Sanat Eleştirisi” adlı teziyle doktorasını tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönen Cömert 1972 yılında Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi bölümüne öğretim görevlisi olarak atandı. “Benedetto Croce’nin Estetiğinde İfade Kavramı ve İfadenin İletimi Sorunu” adlı tezi ile ikinci doktorasını tamamdı ve “Sanat tarihi doktoru” ünvanını aldı.
Yoğun bir yazı ve çeviri etkinliğinin içinde bulunan Cömert, 1960’lı ve 70’li yıllarda dönemin belli başlı dergilerinde ürünleriyle yer aldı. Forum başta olmak üzere, Yansıma, Gelecek, Varlık, Soyut, Yeni Ufuklar, Yeni Ortam dergilerinde şiirleri yayınlandı. 1970’ten itibaren şiir yayınlamaktan vazgeçerek, eleştiri çalışmalarına daha ağırlık verdi. Bu konudaki düşüncesini 4 Mart 1969 tarihli mektubunda şair Hasan Hüseyin’e şöyle açıklamıştır:
“…Fakat ben şiirlerime güvenmiyorum artık. Şiirdeki duyarlığımı eleştiriye uygulayınca daha verimli, daha yararlı oluyorum. Kendimi ozan saymıyorum senin anlayacağın.(…) Gençliğimin ilk yapmacık heyecanlarından sıyrıldım artık.”
Cömert, 1950’lerde şiirle girdiği edebiyat-sanat dünyasında, adını daha çok eleştiri çalışmalarıyla duyurdu. Önemli çeviriler yaptı. Gombrich’in ünlü kitabı Sanatın Öyküsü’nün çevirisiyle 1977 Çeviri Ödülü'nü kazandı. Kalmasın Ellerim Sizlerden Uzak adlı şiir kitabı ise 1979 yılında yayınlandı.
Cömert’in daha sonra yayınlanan kitapları arasında şunlar sayılabilir: Giotto'nun Sanatı, Croce'nin Estetiği ve Mitoloji ve İkonografi. Eleştiriye Beş Kala isimli çalışması ölümünden sonra Hasan Hüseyin'in düzenlemesi ile yayınlandı.
Bedrettin Cömert üzerine hazırlanmış 2 önemli çalışma, Hacettepe Üniversitesi tarafından yayınlandı.
Bedrettin Cömert Cinayeti
11 Temmuz 1978 Salı günü , sabah saat 08:45'de Ankara Gaziosmanpaşa, Karagöz Sokak’daki evinden çıkan Cömert mavi renkli Volkswagen arabasına doğru yürüdü. İki adım arkasından İtalyan asıllı karısı Maria onu takip ediyordu. Arabalarına binip motoru çalıştırdılar.
Yolun ilerisinde kırmızı renkli bir Simca'da 3 kişi bekliyordu. Cömert çiftinin arabası hareket edince kırmızı Simca da hareket etti. Volkswagen'in yolunu kesen Simca’dan iki kişi dışarı çıkıp araca ateş açtılar. Çapraz ateş sonucu Cömert olay yerinde öldü. Karısı Maria ağır yaralandı.
"Tüm Öğretim Üyeleri Derneği Başkanlığını" üstlenmiş olan Cömert, kısa bir süre önce Hacettepe Üniversitesi’nde çıkan olayları araştıran komisyonun başkanlığı üstlenmişti. Bu nedenle de ölüm tehditleri alıyordu.
30 Mart 1979'da Avrupa Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu'nun eski başkanı Lokman Kondakçı, İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş'e "Bedrettin Cömert olayında emri, dönemin ÜGD Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun verdiğini, onun üzerinde de Ramiz Ongun'un yer aldığını" söyledi.Kondakçı daha sonra M.Yazıcıoğlu'nun mahkemeden Lokman Kondakçı'ya İddialarının neye dayandığının sorulması isteği üzerine o dönemde Ülkücü Hiyerarşiyi Tahmin ederek Böyle bir açıklama yaptığını ifade etmiş ve İddiasının Vehim Üzre olduğu Sabit Görülmüştür.
Yaklaşık aynı tarihlerde Cömert cinayeti’ni araştıran Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi, cinayetin azmettiricisi sıfatıyla Abdullah Çatlı hakkında tutuklama kararı çıkardı.
Cömert’e ateş eden silahların Ankara'da pek çok cinayette kullanıldığı anlaşıldı. Polis, 3 saldırganın Rıfat Yıldırım, Üzeyir Bayraklı ve "Ahmet" kod adlı kişiler olduğunu belirledi.
İlk ikisi, başka bir cinayetten aranmaktaydılar ve Almanya'ya kaçmışlardı. Artık bulunamazlar sanılırken 1985'te Almanya'da 1,5 kilo eroinle yakalanıp uyuşturucu kaçakçılığından tutuklandılar. Ama idamla yargılanacakları için Türkiye'ye iade edilmeyip serbest bırakıldılar.
Rıfat Yıldırım'ın Frankfurt'ta açtığı gece kulübü Skala, Alaaddin Çakıcı dahil Türk mafyasının buluşma yeri haline geldi. 2002'de Türkiye'ye iade edildi. Cömert davasında "delil yetersizliği"nden beraat etti. Üzeyir Bayraklı 1992'de öldürüldü. Cenazesine katılanlar arasında Abdullah Çatlı da bulunuyordu.