İstanbul'un semt adları nereden geliyor?

22 Ağustos 2014 23:06

131

Osmanlı döneminde şehre su dağıtan şehir dışındaki büyü su depolarına

231

Arnavutköy semti, sahil yolunda Kuruçeşme ve Bebek arasında kalmaktadır. Karşısında Kandilli ve Vaniköy bulunmaktadır. Arnavutköy'ün en eski adı Hestai'dir. Bizans döneminde Promotu ve Anaplus olarak da bilinirdi. Fatih Sultan Mehmet'in Arnavutluk ve Epir'e egemen olduktan sonra, 1486 yılında getirilen Arnavutların buraya yerleştirilmesinden dolayı bölge Arnavutköy adını almıştır.

331

Rivayete göre Fatih Sultan Mehmet burada yürürken yerin altından su sesleri duyar ve yanındakilere, "Buraya bir çeşme yapın baksanıza 'hor hor' su sesleri geliyor" der ve buraya bir çeşme yapılır. Bundan dolayı, Horhor adını alan çeşme, Fatih'te bulunduğu semte ismini verir.

431

Topkapı, Fatih ve Zeytinburnu ilçe sınırları içerisinde yer alan bir semttir. Bölge, Bizans döneminde burada bulunan "Ayios Romanos Kilisesi"nin adıyla anılırdı. Rivayetlere göre fetihten sonra "Topkapı" adını alması, Fatih'in topları sebebiyledir.İstanbul'dan yola çıkan, yaklaşık yüz bin kişilik ordu ve ağır kuşatma topları bu bölgede mevzilenmiş ve Fatih Sultan Mehmet otağını buraya kurdurmuştu. Büyük toplar, İstanbul fethedilkten sonra uzun zaman burada kalmıştır. Böylelikle bu bölge "Topkapı" diye anılmaya başlamıştır.

531

Semtin ismi kökeni hakkında iki rivayet vardır : Birinci rivayete göre Osmanlı döneminde bölgede

631

Merter semtinde daha önceleri Ahmet Merter'e ait "Merter Çiftliği" bulunuyordu. Rivayetlere göre bu geniş arazinin iskana açılması ile semt "Merter" olarak anılmaya başlamıştır.

731

Önder Şenyapılı'ya göre Bostancı ismi, Osmanlı döneminde; Bostancı Deresi'nin üzerindeki Taş Köprü'nün yanında bulunan Bostancı Karakolu'ndan gelmiştir. Semtin yönetimi, Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren sarayın bağ ve bahçeleri, kayıkhaneleri, köşklerin korunması ve bakımından sorumlu olan bostancıların elindeydi.

831

Caddebostan semti, 18yy'da tarla ve ağaçlarla kaplıydı. Bu sebeple adeta kaçakların saklanma yeri haline gelmişti. Önder Şenyapılı'ya göre kaçaklara karşı buralarda kol gezen bostancı devriyelerinden dolayı semte önceleri "Cadı Bostanı" denmiştir. Cemal Paşa'nın burayı almasından sonra ise semt "Caddebostanı" olarak anılmıştır. Daha sonra ise "Caddebostanı" isminin sonundaki ı zamanla düşmüş ve Caddebostan olarak kalmıştır.

931

Osmanlı kaynaklarına göre 16yy.'a kadar Kalamış olarak geçen bölge, 1562'de buraya bir deniz fenerinin yapılmasıyla "Fener Bahçesi" (Bağçe-i Fener) adını almıştır.

1031

Bakırköy, Bizans’ın son döneminde “Uzunköy” anlamına gelen “Makrohori” adıyla, daha sonra “Makriköy” olarak anılmaya başlandı. 1925 yılında ulusal sınırlar içindeki yabancı kaynaklı adların değiştirilmesiyle ise Atatürk’ün isteğiyle şimdiki adına kavuştu.

1131

Florya’nın ismi hakkında ise pek çok rivayet bulunuyor. Reşad Ekrem Koçu’ya göre, İskender Çelebi, Arnavutluk’un Florina kasabasındandı ve inşa ettirdiği bahçeye verdiği bu isim, zamanla “Florya” adına dönüştü.

1231

Beşiktaş ise İstanbul’un fethi sırasında küçük bir Rum köyüydü. Bir rivayete göre, Barbaros Hayrettin Paşa’nın gemilerine demir attırıp halatlarını bağlamak amacıyla diktirdiği 5 adet taş direkten, bir diğer rivayete göre ise bir papazın bu semtte yaptırdığı kiliseye Kudüs’ten Hazreti İsa’nın yıkandığı “beşik taşı”nı getirtmesinden ismini alıyor.

1331

Eğlence mekanı olarak bilinen Taksim ise 1. Mahmut döneminde yapılmış olan meydanın köşesindeki sivri kubbeli yapıdan adını alıyor. Bu yapının ismi ise kente ilk defa kuzey ormanlarından su getirilip, suların taksim edildiği yer olarak bilinen “Maksem”den geliyor.

1431

Tarihi yarımadada turistlerin gözbebeği Eminönü ilçesinde, Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren “Gümrük Eminliği” binası bulunduğu için “Eminlik Önü” diye anılıyordu. Semtin adı zamanla bugünkü haline dönüştü.

1531

Bebek semti ismini Sultan Fatih’in Rumeli Hisarı’nın yapımı ve kuşatması sırasında bölge asayişini sağlamak için “Bebek Çelebi” lakaplı bir bölük başı tayin etmesinden kaynaklanıyor.

1631

Kabataş, yıldırım düşmesi sonucu Güngörmez Kilisesinin havaya uçan taşlarından birinin buraya düşmesinden geliyor.

1731

Maçka, Rumca’da “kalın sopa” anlamına gelen “Matsouka” ya da “maçugah (nişangah)” sözcüğünden geliyor.

1831

1329'da bölgede bir Ahi tekkesi kurulmuş, burada Bizans'ı gözleyen ve devlete bilgi aktaran dervişlere de "Gözcü Babalar" denmiştir. Rivayetlere göre bunlardan biri olan Gözcü Baba'nın burada gönüllü olmasından dolayı bölgeye "Gözcü Baba Tepesi" denmiş, zamanla Göztepe halini almıştır.

1931

Kalamış'ın isminin Rumca "kalamis" kelimesinden geldiği söylenir. Sazlık, kamışlık anlamına gelen "kalamış"ın bazı kaynaklarda ismi "kalamati" olarak geçer. 65-70 yıl önce burada bulunan bodur ve sık sazlardan dolayı böyle adlandırıldığı da söylenmektedir.

2031

Sahrai Cedid,

2131

ivayete göre, burada henüz yerleşimin olmadığı dönemlerde, bir zat, bu alabildiğine uzanan bomboş kırlık alanda, sadece bir kaç çiftlik evi için bakkal benzeri bir yer açmaya karar vermiş ve bu kararını uygulamıştır. Bunu gören halk

2231

Türkler eskiden içinde hazine ya da define bulunan küçük höyük biçimindeki toprak yığınlarını

2331

Romalılar tarafından Panticio, Pantecio, Panticia olarak bilinen bölgenin adı, Bizans döneminde her tarafı surlarla çevrili anlamına gelen "Pentikion"du. Bir rivayet Pendik adının, bu kelimenin Türkler tarafından değişikliğe uğratılarak kullanılmasından kaynaklandığı şeklindedir. Başka bir rivayete göre ise Pendik ismi "beş burun" anlamına gelmektedir. Bunu ileri sürenler, Ural Dağları'ndan gelip bu bölgeye yerleşenlerin burası için Farsça "beş köy" anlamına gelen "penchdeh" ismini kullandıkları ve bunun zamanla "Pendik" şeklini aldığını iddia etmektedir.

2431

Bu semtin eski adı, denizin bu bölümünde bulunan iri kayalardan dolayı, "Kayalar" idi. Farsça bir kelime olan "aşiyan", "ev" anlamına gelmektedir. Aşiyan ismi, ünlü şair Tevfik Fikret'in burada bulunan Aşiyan adı evinden gelmektedir.

2531

Murat Belge'ye göre, Anti dönemlerde "Sosthenion" ya da "Leosthenion" daha sonra da "Stenid" olarak bilinen semt, günümüzde bu adları çağrıştıran İstinye adı ile anılmaktadır. John Freely de "İstinye adı : Gyllius'un, İason ve Argonaut'ların Boğaz'daki yolculukları sırasında mola verdikleri yerlerden biri olduğunu belirlediği antik Sosthenion'dan bozmadır." diyerek bunu desteklemektedir.

2631

Rivayetlere göre burası eskiden

2731

Rivayetlere göre semt, adını burada bulunan ve İsveçli Bomonti Kardeşler tarafından 1890'da kurulan Bomonti Bira Fabrikası'ndan almıştır.

2831

emt adını Sultan Abdülmecit ve Abdülaziz dönemlerinde yaşayan Madam Feri'den alıyor. Bölgede bulunan geniş topraklar padişah tarafından Madam Feri'nin eşine bağışlanmıştı. Ama eşi ölünce semt onun ismiyle anılmaya başlandı.

2931

Rivayetlere göre semtin adı, bu bölgede ilk iskan Sultan Abdülmecid döneminde (1839lar), muhacirlere (Balkan göçmenlerine) toprak verilmesiyle başladığı için padişahın isminden yola çıkarak verilmiştir.

3031

Osmanlı döneminde atış talimi veya yarışlarda atılan okun düştüğü yere hatıra olarak dikilen kitabeli taşlara "nişantaşları" denilirdi. Bu yerlerden birisi de III.Selim ve II.Mahmud'un ilgi odağı olan bugünkü Nişantaşı civarıydı.

3131

Kaynak: Onedio.com