Uzun süredir ilk defa kaygılıyım. Her gün sabah haberlerinde, artan Koronavirüs vaka sayısını duymak değil ama, basit bir testin bile yapılamadığını görmek beni gerçekten endişelendiriyor. NHS testi yapmaya yetişemediği gibi laboratuvarlar da test sonuçlarını zamanında veremiyor.
Bugün sabah kabus görerek uyandım.
Gelişmelerden ne kadar etkilendiysem… Rüyamda Covid testi yapılıyordu.
Daha önce Ankara'da katılacağım bir toplantı için testi yaptırmak zorunda kalmıştım. Öncesinde rahatsız edici bir his içinde kalsam da, testin negatif sonucu beni mutlu etmişti...
Hâlâ oğlumun okulundaki çocukların test sonucu gelemedi. İnsan üzerinde güneş sönmeyen büyük krallığın sağlık hizmetleri konusunda bu kadar zayıf kalmasına hayretler içinde kalıyor.
Sabah akşam tüm medya bu haberi veriyor. Sağlık Bakanı test yapılacaklar arasına okulları da almasına rağmen, 25 bin öğretmen karantinada. İngiltere'de 740 devlet okulu şu anda Covid'den dolayı kapandı.
Covid'in ikinci dalgası dünyayı sarsmaya devam ederken şirketlerin ayakta kalma mücadelesi de bir o kadar üzücü.
Landlord, yani toprak sahipleri, ev sahipleri burada çok güçlü.
Krizde kapanan veya kapanmaya yüz tutmuş pek çok şirket, avukatların eline düşmeden landlord'larla anlaşma yapıp para kazanmadıkları dönemde kira ödemek istemiyorlar.
Bu konu hükümet için de hassas bir konu, mahkeme yoluyla tahliye yapılamayacak yıl sonuna kadar. Yine de kiracı-ev sahibi gerilimi de bitmiş değil. Şirketlerle landlord'ların bazıları anlaşabildi, bazıları anlaşamadı. Kapanan yerlerin sayısı da hızla artıyor. Mahkemeler yakında bu dosyalarla dolup taşacak.
Hükümet kiracılara zaman kazandırmak için yeni bir kararla, "iş yerlerinin ve kiracıların herhangi bir nedenle tahliyesi"ni engellemek için, daha önce Eylül olarak koyduğu süreyi şahıslara 31 Mart'a kadar uzattı.
2,7 milyona ulaşan işsizlik İngilizleri gelecekte nasıl etkileyecek?
Mayıs-Temmuz arası işsizlik oranı yüzde 4,1'e ulaşmış.
Bu rakamın, gerçeği tam işaret etmediği düşünülüyor. Mart ayında lockdown başladıktan sonra, ağustos ayına kadar işsizlik yardımı talep edenlerin sayısında yüzde 120 artış olmuş ve 2,7 milyon kişiye ulaşmış.
Covid döneminde kapanan otel, restaurant ve turizm sektörü en çok genç işsizliğini tetikledi. Şu anda İngiltere'de 16-24 yaş aralığında, 76 bin genç işsiz var.
Ekim'de hükümetin şirketlere yaptığı destek, furlough-işsizlik yardımı bitiyor. Yani işverenlerin çalışanlarını işten çıkarmaması için yaptığı maaş yardımı bitiyor.
Yeni dönemde artık isterse şirketler çalışanlarına kendileri maaş ödemeye devam edecekler. Devlet yardımı kesecek. Bu da işsiz sayısının artacağını gösteriyor. Hatta sayının 300 binleri bulması bekleniyor.
Bu yıl işsizlik oranı, iyi ihtimalle yüzde 9,7 olacak. 2021'deyse beklenti yüzde 13,2.
Dolayısı ile 4 milyon işsiz insan olacak, ki bu oranların artmaması için lockdown sürecini hükümet bir an önce kaldırmıştı.
Ama şimdi artan Covid vakaları nedeniyle bazı şehirler ve bölgeler tekrar karantina altına alınıyor. Restaurantlar daha erken saatlerde kapatılacak. İki ayrı haneden görüşecek insan sayısına sınırlama konuluyor.
Yine de bu rakamlar hâlâ artmaya devam ediyor.
Sanki insanoğlu her şeye alıştığı gibi, bu sürece ve getireceği ölüme de alışmış gibi, umursamadan yaşamak istiyor.
Bu yazıyı yazdığım sıralarda ülkenin tamamının lockdown olması tartışılıyordu.
Zor bir karar tekrar tüm ülkeyi kapatmak... Hem ekonomi için, hem öğrenciler için, hem çalışanlar için, hem de toplum psikolojisi için...
Lüks moda markaları arasında TikTok yarışı!
Dünyanın ilk 5 zengin iş insanından birisi olan LVMH'nun sahibi Bernard Arnault, Covid sonrasında kendi markası için büyümenin Çin'den geleceğini düşünüyor.
LVMH şirketler grubu için Amerika pazarı satışlarının yüzde 25'ini oluştursa da, gelecekte en büyük pazarın Çin olacağını öngörüyor. Dolayısıyla pazarlama stratejilerini de tamamen bu yönde değiştirecekleri ortada.
Benim anladığım, Çin ekonomisinin büyüme hızı ve gençlerin lükse olan merakı bu pazarı lüks markalar için cazip kılıyor.
LVMH yeni kuşak müşteriyi yakalamak için de sosyal medyayı iyi anlayıp, bu alana yönelik yatırımlarını arttırmaya başladı.
CEO Michael Burke'ün, Covid'den sonra yapılacak "Online Paris Fashion Week"i iptal ederek direkt Shanghai'da gerçek defile yapma kararı almasının arkasında yatan neden de bu olsa gerek.
Shanghai'da 1500 kişinin izlediği defile, 445 milyon aylık aktif kullanıcısı olan Weibo'dan da yayınlanıyor ve 104 milyon kişilik online izlemeyle rekor kırarak trend topic olmayı başarıyor.
Bu rakamı şöyle düşünmek lazım, dünyadaki online nüfusun yaklaşık yüzde 2'si bu defileyi izlemiş. Çok büyük bir ilgi bu!
Bu rakamlarda ünlü aktör ve şarkıcı Kris Wu'nun defilede boy göstermesinin de payı büyük tabi. Böylece LV bir önceki şovuna göre de 5 kat daha fazla izlemeye ulaşmış oluyor.
Şovun kapanışını sırtında 2 metrelik bir oyuncakla yapan aktör, "#Kris Wu Walks Runway With a 2M Doll" hashtag'iyle Weibo'da trend topic oldu.
Louis Vuitton Z kuşağını yakalamanın yolunu TikTok'u gecikmeden kullanmakta buldu.
Geçtiğimiz Salı günü LV TikTok'tan 4 yeni video girdi. İlk paylaşım "TikTok'a merhaba" postu olmasına rağmen, bir iki saat içinde 31K izlenmeye ulaştı.
Sonraki 3 postla da 2021 yılı bahar ve yaz erkek koleksiyonu tanıtıldı.
Donald Trump'ın bütün kızgınlığına rağmen TikTok kullanıcı sayısı Amerika'da 100 milyona ulaşmış.
LV gençlerle buluşabilmenin tek yolu olan sosyal medyayı bir reklam mecrası olarak kullanmanın faydasını kısa sürede gördü.
LV Instagram'ın yeni uygulaması olan Reels üzerinden de 7 milyon beğeniye ulaşınca, bu mecraların kullanımını daha da önemseyerek dikkatle yöneteceklerini açıkladı.
Amerika'da geçen sene yapılan bir gençlik araştırmasında, Michael Kors'dan sonra en çok istenen çanta markası olarak öne çıkan LV, gençler arasında popüler marka olan Gucci'yi geride bırakmayı başardı.
Şirketin geleceğini Çin'de görmesi nedensiz değil. Çin'de ürünleri, vergi nedeniyle Avrupa ve Orta Doğu ülkelerine kıyasla daha pahalı satılmasına rağmen, gelen iç talebin büyüklüğü markanın bu pazara yatırım yapma iştahını kabartıyor.
LV, ürünleri Çin'de daha pahalı olmasına rağmen, Çinlilerin 3'te 1'i Louis Vuitton'u yine de kendi ülkelerinden satın alıyorlar. Örneğin İngiltere'de 1040£ olan bir çanta Çin'de yüzde 20 daha pahalı.
Dolayısıyla marka hem Z jenerasyonuyla iletişim bağlarını güçlü tutmaya çalışırken hem de onların mecralarında olmayı önceliklendiriyor.
Diğer bütün markaların da bu yolu izlemesi kaçınılmaz olsa gerek!
TikTok'taki markaların takipçilerine ve kısa zamanda aldıkları toplam beğenilere bakarsak konunun ne kadar hızla büyüdüğünü net bir şekilde görebiliriz.
Bizim sektöre çok iş düşüyor. Bence sanayi devriminden sonra gelen yeni dijital devrim dünyadaki dengeleri nasıl değiştirebildiğini bize her an hissettiriyor.
Ülkelerin ve medyanın güç merkezi eksen değiştiriyor...
Sağlıklı günlerde, sağlıcakla kalın...