27 Mart 2021

Öyle "çekildim" deyip çekilemezsiniz

Sözleşmenin Cumhurbaşkanı imzasıyla "feshedildiği" söyleniyor. Avrupa Konseyi yetkilileri, çok taraflı bir sözleşmenin fesih değil, ancak çekilme hakkı olabileceğini, ancak bunun bir imzayla mümkün olmadığını söylüyorlar. Bir sözleşmenin iç hukuka nasıl girdiyse o şekilde geri çekilebileceği ifade ediliyor

"Bir uluslararası sözleşmeden çıkıyorum" deyip imzanı atıp çıkabilir misin? Bir uluslararası sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi'nden Cumhurbaşkanı kararıyla çekilmek hukuken mümkün mü?

Hatta TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un söylemiyle aynı yöntemle Montrö Antlaşması'ndan çıkılır mı, Lozan ve hatta, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden çıkmak, Erdoğan'ın kaleminin mürekkebiyle mümkün mü?

Avrupa Konseyi ne diyor?

Bırakın Türkiye'deki hukukçuları, Avrupa Konseyi yetkilileri de sözleşmenin bu şekilde iptalinin mümkün olmadığını açıklıyorlar. Uzun yıllardan beri görev yaptığım Strasbourg'daki ilgili kişilere bu soruyu yönelttim. Durum şudur:

Sözleşmenin tam adı, "Kadına Yönelik Şiddet ve Hane İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi"dir. Sözleşmenin hamurunda Türkiye'den insanların emeği ve hatta "gerekçesi" bulunuyor. Bu sözleşmeyi hazırlayanlar arasında Türk akademisyen ve siyasetçiler var. 

Sözleşme, Avrupa Konseyi'nin İstanbul Çırağan'da yaptığı bir toplantı sırasında imzaya açıldı. Bu nedenle kentin adını taşıyor. Sözleşmenin iskeletini ve AİHM'in konuya ilişkin güncel içtihadının temelini, "Opuz-Türkiye" kararı oluşturuyor. Nahide Opuz davası, kadına yönelik aile içi şiddet nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye'ye karşı açılmış bir davadır. Dava, devletin kendisini eşi H.O.'nun şiddetinden korumadığı gerekçesiyle Opuz tarafından AİHM'e 2002'de başvurulması ile başladı. Mahkeme, Türkiye'nin şiddet gören bir kadını, savcılığa başvurduğu halde, kocasından koruyamayarak ayrımcılık yaptığına hükmetti ve Türkiye'yi tazminata mahkûm etti. Bu karar ile AİHM, tarihinde ilk defa aile içi şiddete karşı vatandaşını koruyamadığı gerekçesiyle bir devleti mahkûm etti. Ve bu dava sonrası Avrupa Konseyi bünyesinde aile içi şiddete karşı bir sözleşme hazırlanması kararı alındı.

Fesih değil, çekilme

Sözleşmenin Cumhurbaşkanı imzasıyla "feshedildiği" söyleniyor. Avrupa Konseyi yetkilileri, çok taraflı bir sözleşmenin fesih değil, ancak çekilme hakkı olabileceğini, ancak bunun bir imzayla mümkün olmadığını söylüyorlar. Bir sözleşmenin iç hukuka nasıl girdiyse o şekilde geri çekilebileceği ifade ediliyor.

Anayasa'nın 90'ıncı maddesi şöyle: "Türkiye Cumhuriyeti adına Yabancı Devletlerle ve Milletlerarası Kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır."

Yani, sözleşme TBMM'nin uygun bulmasıyla kanunu çıkarması ve Cumhurbaşkanı'nın onaylamasıyla iç hukukta yer bulabiliyor. Ve yine aynı yöntemle geri çekmek mümkün olabiliyor.

Yani sözleşme Türkiye iç hukukuna hangi yöntemle girdiyse, aynı yöntemle çıkarmak mümkün... Başka türlü değil.

Anayasa'ya Cumhurbaşkanı Kararnamesi'nin böyle bir yetkisi var mı diye bakıldığında, 104/17'ye bakmak gerekiyor. Orada, "Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz" diyor.

Bu durumda, Anayasa ile TBMM'ye verilmiş yetki ve daha sonra Cumhurbaşkanı'nın onayını içeren bu süreç, ancak Anayasa ile değiştirilebiliyor. Yani Cumhurbaşkanlığı kararının düzenleme alanı dışında duruyor. 

Kısaca sözleşmeden geri çekilme işlemi ya da resmi söylemle "fesih edilmesi" hukuksuzdur. Bunu bizzat Avrupa Konseyi'nin ilgili birimleri söylemektedir. 

Yani, İstanbul Sözleşmesi hâlâ geçerli. Onu korumak ve uygulanması için mücadele vermek de bizlerin işi...

Yazarın Diğer Yazıları

Altılı masa ve sarsıntılar

Altılı Masa'nın şunu unutmaması gerekiyor: Bu halk masadan kalkan, zayıf karnından vurulan, masaya tekme atan, iktidarın oyununa gelen, sarsıntılara karşı dayanamayıp sallanan ya da yıkılanı hiç ama hiç unutmayacak

Avrupa-Türkiye karşılaştırması ve terazinin kefesi

Bu ülkede yaşayan gençlerin yüzde 80’inin Avrupa’da yaşamak istemesinin nedeni, Türkiye’de yaşanan bolluğu bırakıp, orada kıtlık içerisinde bir dünya kurmak mı? Sorun bakalım bu insanlara, ‘Terazinin kefesi hangi yönde ağır basıyor?’…

İsrail ile normalleşme süreci

Orta Doğu'da şekillenmekte olan yeni dengeler Türkiye'nin normalleşme çabalarına çok uygun bir zemin sunuyor