İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılması hadisesi (Brexit) ülkede ciddi bir siyasi kriz yarattı. Brexit kararı sonrasında iki Başbakan değişti (Davit Cameron ve Theresa May). Şimdi bu ülkenin başına, daha önce Londra Belediye Başkanı ve son olarak Dışişleri Bakanlığı görevini yürüten Boris Johnson’un geçmesi bekleniyor.
Boris Johnson’un, Çankırı’nın Kalfat köyünden Londra’ya uzanan macerasını anlatayım. Çünkü o bir Osmanlı torunu…
Hacı Ahmet Rıza Efendi 1813 yılında Çankırı’nın Kalfat köyünde doğmuş, zekâsı, yeteneği, cesareti ile tanınan bir kişi. Mum ustalığı onu giderek tanınan bir tüccar yapmış. Genç yaşında İstanbul’a göçmüş.
Hacı Ahmet Efendi, ittihat ve terakki karşıtı görüşleri ile bilinen ve Damat Ferit Paşa Hükümetlerinde Maarif ve Dahiliye nazırlığı yapmış olan Ali Kemal’in babası…
İngiltere’nin müstakbel Başbakanı Boris Johnson ise, Ali Kemal’in torununun torunu…
Çankırılı mum ustası Hacı Ahmet Rıza'nın oğlu Ali Kemal, İstanbul'da Mülkiye Mektebi'ne girmiş ve dört yıllık eğitim sonunda
Paris’e geçmiş. O dönemde en etkin gazetelerden biri olan İkdam gazetesine de Paris izlenimlerini ve batı kültürünü anlatan yazılar ve çeviriler yazmış. 1903 yılında Winifred Brun adlı bir İngiliz hanımla tanışmış. Winifred, İngiliz Margaret Johnson ile İsviçreli işadamı Francis Julian Brun’un kızı. İki genç bir süre sonra evlenmişler. Bu evlilikten Selma adında bir kız, Osman adında da bir erkek çocuğu dünyaya gelmiş. İşte Boris Johnson, Osman’ın torunu...
Ali Kemal eşinin ölümünden sonra ‘Mektepler Nazırı’ Zeki Paşa’nın kızı Sabiha Hanım ile evlendi ve bu evliliğinden de, daha sonra parlak bir diplomatlık kariyerine sahip olan oğlu Zeki Kuneralp doğdu. Zeki Kuneralp’in oğullarından biri de Türkiye’yi birçok ülkede temsil eden diplomatlarımızdan Selim Kuneralp.
Kuva-yı Milliye'yi acımasız şekilde eleştiren, Anadolu hareketini ve Mustafa Kemal'i İttihat ve Terakki’nin devamı olarak gören Ali Kemal’in "genç subaylar" tarafından 6 Kasım 1922'de linç edildiği bilinir.
Ailenin tümü gazeteci
Boris Johnson da, büyük dedesi gibi gazetecilik yaparak kariyerine başladı. 'The Spectator' dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. Ve Mayıs 2008 tarihinde Muhafazakar Parti adayı olarak Londra belediye başkanı seçildi. Daha sonra da Theresa May kabinesinde Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı.
Belediye Başkanı olduktan sonra Boris Johnson’un, Türkiye ve Osmanlı bağlantısı İngiliz basınına da yansıdı. Kalfat köyü defalarca İngiliz medyasına konu oldu. Johnson da bu geçmişini övünerek ve üstüne basa basa her fırsatta anlattı.
Sarı saçlarım Çerkez ninemden
Boris seçim kampanyasındaki bir radyo mülakatında büyük büyük dedesinin (Ali Kemal) gerçek bir Müslüman olduğunu ve Kuran’ı ezbere okuduğunu söyleyerek, herkesi şaşırtmıştı. Boris ayrıca, herkesin merak konusu ettiği sapsarı saçlarının da büyük büyük nenesi köle bir Çerkez kızından geldiğini söylemişti. Rusya’nın güneyinde Kafkaslardan gelme bir Çerkez kız olduğunu belirten Boris, büyük büyük dedesinin köle güzelle evlenerek, onu hürriyetine kavuşturduğunu da söylemişti. Ve kendisi, babası, kardeş ve çocuklarında olduğu gibi tüm Johnson ailesinin alamet-i farikası saçlarının Hanife Fered adlı mavi gözlü, sarı saçlı Çerkez güzelinden geldiğini söylemişti.
Boris’in babası Stanley Johnson da büyük dedesi Ali Kemal gibi gazeteci-yazar. Boris de öyle, kız kardeşi Rachel de (ikinci adı Sabiha) The Times’da köşe yazarı. Aile adeta bir genetik gibi Ali Kemal sonrası gazetecilik mesleğini sürdürmüş.
Çankırı’nın Kalfat köyünden başlayan ve Londra’ya kadar uzanan bir ailenin öyküsü bu…
Şimdi Ali Kemal’in ikinci kuşaktan torunu bir sürpriz olmazsa İngiltere’nin Başbakanı olacak. Boris Johnson’un İngiliz halkı tarafından benimsenmesinin bir nedeninin de, bu ‘çok kültürlü’ geçmişi olduğu söylenir. İngiltere’de yaşayan farklı etnik kimliklerin bir simgesi olarak görülür.
Bir İngiliz siyasetçiye ‘Çok kültürlülük bereketi’ mi desek?