15 Ekim 2011

İzmir’de bir sonbahar Yolculuğu : Efemçukuru

Karakış kendini yavaş yavaş göstermeye başladı. Bu dönem bazı bölgelerde doğanın muhteşem sonbahar renklerini sunduğu dönemdir.


Karakış kendini yavaş yavaş göstermeye başladı. Bu dönem bazı bölgelerde doğanın muhteşem sonbahar renklerini sunduğu dönemdir. Pastel renklerin çok iyi gözlendiği yerler arasında ilk dikkati çekenler Bolu Yedigöller, Yenice ormanları, Borçka Karagöl, Ulus Uluyayla’dır.

Oysa İzmir’de de olağanüstü pastel renklerin gözlendiği bir yer var. İzmir doğası denince akla gelecek en son yer belki de Efemçukuru’dur.  Gediz Deltası’ndan  çok söz eder insanlar ama Efemçukuru’nu bilmez.  Oysa sonbaharda pastel renklerin gösteri yaptığı bir doğa harikasıdır buralar.


Menderes ilçesi ile Efemçukuru köyü arasında kalan bölgenin sonbahar aylarında sunduğu görüntüler olağanüstü.  Efem Çukuru altın madeni ile sık sık gündeme gelen bölgedeki asıl maden alfons tipi denen üzüm.

Tüm bölge geçimini bu üzümden sağlıyor denebilir. Bu bölgedeki ormanlar neredeyse tamamen kızılçamdan oluştuğu için orman içinde pastel renkler gözlenmiyor. Ancak orman örtüsünün azaldığı düzlüklerdeki üzüm bağları tüm coğrafyayı pastel renklere büründürüyor. Pastel renkler bazen o kadar fazlalaşıyor  ki insan doğaya bir kez daha hayran olmadan edemiyor. 


Oysa yol boyunca kızılçamların egemen olduğu yeşil ormanlar var. Yeşilden kırmızıya geçiş birden büyük bir sürpriz oluyor.   Bu üzüm bağları arasında yapacağınız bir günlük yolculuk üzüm bağlarının bölgenin hem ekonomisine hem de estetik görümüne katkı sağladığını göreceksiniz.  Öyle çok erken yola çıkmanıza da gerek yok. Pastel renkler sonbaharda en güzel akşama ışığında izlenir, fotoğraflanır. Menderesten çıktıktan sonra ilk durak Dereköy’dür.

Buradan itibaren yol yavaş yavaş renklenmeye başlayacak. Dereköy - Çatalca arasında renklenme biraz daha göze batmaya başlar ama renk cümbüşü asıl Çatalca- Efemçukuru- Çamtepe arasında gözleniyor. Yer yer pastel  renklerle süslü  olan doğa, üzüm bağlarının görünmeye başlamasıyla birlikte olağanüstü pastel renklerin her tonunun gözlendiği bir renk ziyafeti vermeye başlar.


Fotoğraf çekmek için bölgeye gidenleri burada birkaç gün geçirerek bir sonbahar sergisi açacak kadar fotoğraf çekebilirler. Ne yazık ki bu muhteşem renkler çok yakın bir gelecekte sadece fotoğraflarda kalacak. Bölgede bulunan altın madeninin suları kirletmesiyle başlayan süreç en sonunda bölgede yetişen üzümün de kirlenmesine yol açacak ve satılamayana üzüm de üretilemeyecek.
 

Bu olağanüstü renklerin görüldüğü üzüm  bağları da kısa süre içinde yok olarak birer bozkıra dönüşecek. Bu nedenle henüz çok geç olmadan bir hafta sonunuzu buraya ayırın ve bu olağanüstü renkler arasında kendinizi masal dünyasında hissedin.


Sadece para kazanmaya endekslenmiş madencilik faaliyetlerinin,  bölge ekonomisine kısa vadede belki bir kazanç sağlayacağını ama uzun vadede tüm coğrafyaya tamir edilemez yaralar da açacağını ve bu olağanüstü görüntülerin kısa bir süre sonra tarih olacağını da unutmayın.
 

Yazarın Diğer Yazıları

Su için yürüyoruz

Amerika’da 2014 yılında yapılan bir çalışmada dünyadaki tatlı su miktarının tüm suların sadece yüzde 2.5’u olduğunu söylüyor

Bir kanyon, Bir adam…….

Elini ilk sıktığımda bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. O gün Arapkir yaylalarında çamurla, yağmurla boğuşmuştuk.

Arapkir yaylalarında bir gün

Hava bir kapıyor bir açıyor. Kapadığında bardaktan değil kovadan boşalırcasına yağıyor yağmur

"
"