01 Haziran 2017

Zeytinliklere mezarlık ve arıtma tesisi ve hastane

Geçmişte çok gördük, AKP kamu oyunda bir olay çok yankılandığında önce geri adım atıyor gibi yapıyor, sonra gece yarısı bir önergeyle yine bildiğini okuyor

Komisyon masalarında zeytin dalları. Zeytin üreticileri dağıtıyor.

Zeytin dalı, hem “barış” simgesi olarak, hem de Türkiye’de ne kadar zeytinlik varsa, onları kurtarmak adına.

Meclis Sanayi Komisyonu önceki gün ve dün, iki gün üst üste, zeytinlikler üzerine müthiş tartışmalar, kulisler, söz vermeler, sözünden caymalar yaşıyor.

AKP kim bilir, kaç kez söz vermiş olmasına rağmen, “bir daha asla gelmeyecek” demesine rağmen, hem de Başbakanın ağzından, yine de Meclis’e yeni bir “torba yasa tasarısı” getiriyor.

23 ayrı yasada değişiklik öngören, 73 maddelik yeni bir torba tasarı.

Torbanın başlığı “Üretim Reform Paketi”.

İçinde ne ararsanız var, TRT payı, YÖK yasası, sanayi bölgeleri, serbest bölgeler, damga ve resim harçları, emlak vergisi, hastaneler, kıyı yağması.

73 madde içinde üç madde var ki, zincirleme olarak on milyon insanı ilgilendiriyor.

O nedenle, Sanayi Komisyonu önceki gün ve dün ateşli tartışmalara tanıklık ediyor.

Konu zeytinliklerin imara açılması.

 

125 milyon ağaç

 

Nazım’ın şiiri var ya, “Yaşamaya Dair”, orada Nazım şunu yazıyor:

“Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı / Yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin”.

AKP iktidarı tasarıdaki üç maddeyle, bırakın zeytin dikmeyi, zeytin ağaçlarını kesmeyi programlıyor.

-170 milyon zeytin ağacının 125 milyonu kesilecek.

-Zeytinden 750 bin aile geçimini sağlıyor.

-Zeytinlikler neden kesiliyor:

Zeytinliklere ve kıyılara Dubai tipi denize sıfır hastane yapmak, TOKİ için inşaat alanı açmak, kıyıları doldurarak serbest bölgeler oluşturmak.

Bu bilgiler ve rakamlar Sanayi Komisyonu tutanaklarında var. Özellikle CHP milletvekilleri Kazım Arslan, Mustafa Akaydın, Namık Havutça’nın aktardığı bilgiler.

 

AKP 2023 programı

 

İşin“birileri bizi aldattı” yanı, yine doğrudan AKP kayıtlarında yer alıyor. AKP’nin her zamanki gibi, büyük gürültülerle yayınladığı 2023 Programında zeytin ve zeytinyağı üretimi de yer alıyor. Halka orada söz veriliyor:

“Şu anda zeytinden 900 milyon, zeytinyağından 600 milyon dolar gelirimiz var. 2023’te hedefimiz zeytinden 3.5 milyar, zeytinyağından üç milyar dolar gelir elde etmektir”.

Hedef iyi de, 125 milyon zeytin ağacını keserek, zeytinlikleri öldürerek, bu hedefe nasıl ulaşılacak, orasına cinler, periler karışıyor.

 

AKP’liler de karşı

 

Bu torba Meclis’e gelince, geçen hafta önce Milli Eğitim Komisyonunda ele alınıyor, Tarım Komisyonunda değil.

Komisyona 20 bin imzalı dilekçe ile zeytin ve zeytinyağı üreticileri başvuruyor. Şiddetle itiraz ediyorlar zeytinliklerin imara açılmasına.

İtiraz karşısında komisyondaki bazı AKP milletvekilleri aşka geliyor olmalı ki, tutanaklardan aktarıyorum, bir kaç örnek.

AKP Kocaeli milletvekili Mehmet Akif Yılmaz:

“Zeytin özel bir bitki, ileride ciddi sıkıntı yaratır. Sanayi Reform Paketinde bu maddenin sırıttığını, iktidar partisi milletvekili olarak, tasarıdan çıkartılması gerektiğini arz ederim”.

AKP Kahramanmaraş milletvekili İmran Kılıç:

“Gelir getiren ağaçlar, zeytin, portakal, bağ azami şekilde korunmalı. Kırsal alanlar boş dururken, verimli alanlar sanayi bölgesi olarak belirlenmiş, bu incelenmeli”.

AKP İstanbul milletvekili İsmet Uçma:

“Zeytin, incir kutsaldır. Kutsalları korumak lazım. Her konuda sunum yapan komisyon, zeytinliklerle ilgili tek bir sunum yapmadı”.

Tasarının sahibi Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü aynı toplantıda eleştirileri önce yanıtlıyor, ancak sonradan o da geri adım atıyor:

“Ben de doğrusu, illa böyle olsun diye, ısrarcı olmayacağım”.

Yanlıştan dönüşün işareti.

 

Özlü’den akıl almaz gerekçeler

 

O kadar acele etmeyelim.

“Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar” misali, Bakan Faruk Özlü Milli Eğitim Komisyonu'nda söylediğini Sanayi Komisyonu'nda unutuyor, bir gün içinde ne oluyorsa, 24 saat sonra, yani önceki gün akıl almaz gerekçelerle zeytinlerin kesileceğini tekrarlıyor. Şu laflara bakın:

“Belediyemiz mezarlık yapmak istiyor. Ölülerimizi nereye gömeceğiz, denize mi atalım, deniyor zeytin bahçeleriyle ilgili.

(...) Barajların arıtma tesisleri yapılamıyor, bir de bu yönden bakın”. (Sanayi Komisyonu Tutanağı, 30 Mayıs 2017, s.112, 113).

Ne demek bu?

Mezarlıklar ve arıtma tesisleri için zeytinlikleri kesmek demek. Zeytinlikler mezarlık olacak, zeytinliklere arıtma tesisleri yapılacak demek.

Türkiye’de mezarlık ve arıtma tesisleri için yer kalmıyor, AKP bula bula zeytinliklere göz dikiyor.

Bunu Bakan Faruk Özlü söylüyor, tasarıda ise, sağlık tesisleri kurulacağı, TOKİ için imara açılacağı yazıyor.

Zeytinlikler üzerinde bu kadar durunca, insan ister istemez merak ediyor, acaba bu tasarı nerede, kimler tarafından hazırlanıyor.

 

Son dakika zikzakları

 

Zeytin üreticileri boş durmuyor, onlar da hem komisyonda zeytinliklerini savunuyor, hem Bakan Özlü ile özel olarak görüşüyor.

Dün sabah Bakan Özlü üretici temsilcilerine, “bu maddeler geri çekilmeyecek”, diyor, öğleye doğru komisyonda benzer direnişi gösteriyor ama, öğleden sonra yine geri adım atarak, “zeytinlikler imara ve turistik alanlara açılmayacak” diyor, bir anlamda o üç maddeyi geri çekiyor sanki.

İnanmak için henüz erken.

Kaldı ki, üreticiler ısrarla “bu sözler zeytinlikleri kurtarmaz” diyor.

Geçmişte çok gördük, AKP kamu oyunda bir olay çok yankılandığında önce geri adım atıyor gibi yapıyor, sonra gece yarısı bir önergeyle yine bildiğini okuyor.

Yanılmayı isterim ancak, kıyılara hastane yapmak, zeytinlikleri o uğurda kesmek, fikrinden kolay kolay vazgeçeceğini sanmıyorum.

Çünkü, Tayyip Erdoğan’ın planında ‘Dubai usulü hastane yapmak” var, yani kıyılara.

E zaten, mezarlıklar için yer yok, zeytinliklerden başka!.. Ve de arıtma tesisleri için!..

Zeytin ağacı üç bin yıl önce Homeros’a sesleniyor:

“Ben herkese aitim, kimseye ait değilim. Sen gelmeden önce buradaydım, sen gittikten sonra da burada olacağım”.

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Colani-Türkiye: “Maslahata destek!”

Colani, bir röportajında “Türkiye ve Suriye’nin arasında geçmişten gelen tarihi ve coğrafi bir bağlılık var. Bunu çok iyi idrak ettik. İki halkın maslahatına destek vermek istiyoruz” diyor. Burada kullandığı “maslahat” sözcüğü İslami bir kavram. Türkiye ile kurmak istediği ilişki diplomatik olmaktan çok İslami temelli bir ilişki mi?

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

"
"