Senaryo harika.
- Feleğin çemberinden geçmiş Reza Zarrab kızını eğlenmesi için Amerika’ya götürecek.
- Amerika’nın kendisini aradığını, hakkında çok ciddi suçlamalar bulunduğunu bilmeyecek.
- Ama, Amerikan polisi Zarrab’ın o uçakta olduğunu bilecek.
- Zarrab da, Miami’de daha uçaktan inerken polis tarafından yakalanacak.
- Zarrab’ın yakalanacağını bilen Amerika’nın ünlü savcısı, o gelmeden iddianameyi çoktan hazırlamış olacak.
Halk arasında bir söz var ya, “sen bunu külahıma anlat” diye. Durum aynen böyle.
Bilerek söylemiyorum, zaten bilmem mümkün değil, ama olayların akışına bakınca, Zarrab gibi becerikli (!) birinin, öyle kuş gibi kafese gireceğini sanmıyorum.
Bence, Zarrab yakalanacağını bile bile, hatta yakalanmak için Amerika’ya gidiyor.
Neden gitsin? Belki bir pazarlık sonucu, kendisini Türkiye’de rahat hissetmediği için.
Bellek tazelemek
Şimdi biraz geriye gidip, bellek tazelemek gerek.
Zarrab’ın ve bu arada dört bakanın macerası 17-25 Aralık yolsuzluk iddialarıyla başlıyor.
Amerika’da tutuklanan Reza Zarrab o maceranın tam odak noktasında oturuyor. Dönemin dört bakanı Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar’ın ya da çocuklarının farklı açılardan Zarrab ile bağlantıları olduğu öne sürülüyor. O bağlantılardaki iddia “yolsuzluk” üzerine kurulu.
17-25 Aralık’ta Türkiye derinden sarsılıyor. Dört bakan hakkındaki iddialar üzerine Zarrab tutuklanıyor. Tutuklama ile birlikte:
- Türkiye yeni bir kavramla tanışıyor, “paralel yapı”, yani FETO’cuların devlet içinde örgütlenmeleri. Yolsuzluk iddiaları bir anda yön değiştiriyor, “paralel yapı ile mücadeleye” dönüşüyor.
- Türkiye’de 17-25 Aralık yolsuzluk iddialarını soruşturmak isteyen savcılar önce meslekten ihraç ediliyor, ardından haklarında tutuklama kararı veriliyor.
- O savcılardan Zekeriya Öz ile Celal Kara yurt dışına kaçıyor, çantalarında bazı dosyalarla birlikte.
Uzun süre kulislerde bir söz dolaşıyor, “kaçan savcılar ellerindeki 17-25 yolsuzluk iddiaları içeren belgeleri Almanya ve Amerika’ya verdi” iddiası.
Hepsi aklanmıştı
Kaçak savcılar görevde iken, Reza Zarrab tutuklanıyor.
Arada o savcılar değişiyor. Göreve yeni gelen savcılar Zarrab ile birlikte gözaltına alınan iki bakanın oğlu ve 53 kişi hakkında “usulüne uygun delil toplanmadığı, suç unsurları oluşmadığı ve herhangi bir örgüte rastlanmadığı” gerekçesiyle, tutuklama kararlarını kaldırıyor, kovuşturmaya yer olmadığına karar veriyor.
Aynı anda Meclis’te bu iddiaları soruşturmakla görevli komisyon, dört bakanı AKP oylarıyla aklıyor, ardından Meclis genel kurulundaki oylamada yine AKP oylarıyla dört bakan yargılanmaktan kurtuluyor.
Dosya uluslararası hukukta
Dosya kapatılıyor. Nerede kapatılıyor? Türkiye’de. Aslında kapatılsa bile, kapatılmıyor.
Zarrab’ın Amerika’da tutuklanması ise, dosyanın uluslararası hukukta hiç kapatılmadığını gösteriyor. Amerikan Adaleti tam aksi fikirde, “suç unsuru oluştuğu” iddiasında. Zarrab tutuklanıyor:
- Bankacılık sahtekarlığı,
- İran’a yönelik ekonomik yaptırımları ihlal ederek, Amerika’yı dolandırmak,
- Kara para aklamak gerekçeleriyle.
Bu dosyanın Amerika ile sınırlı kaldığını düşünmek yanlış. Devreye İran’ın girmesi beklenebilir. Zarrab’ın İran’daki karşıtı Babek Zencani benzer suçlarla İran’da idama mahkum ediliyor. İran Zarrab’ı istiyor, Türkiye vermiyor.
Amerika da vermeyebilir. Ama, İran’la bilgileri paylaşabilir. Paylaştığı anda, civciv çıkacak, kuş çıkacak, masallarının bir anda gerçekleştiğini görmek sürpriz olmaz.
Ekonomik suç
Zarrab’a yönelik suçlamalar, ekonomik suçlar.
1930’larda yıllarca Amerikan adeletine ve polise kök söktüren ünlü mafya babası Al Capone’a yöneltilen suçlamaların benzeri.
Al Capone içki kaçakçılığı ve kumarhane işleterek özellikle Chicago’da müthiş bir çete kuruyor. Çeteler arası savaşlarda adamları cinayetlere karışıyor. Ama, Al Capone bir türlü yakalanamıyor.
Amerika onu nihayet vergi kaçakçılığından yakalıyor, ekonomik bir suçtan dolayı.
Zarrab’a yönelik iddia aynı, yani ekonomik suç.
Zarrab yargı karşısına çıktığı andan itibaren, özellikle Türkiye’de cümle alem o davayı yakından izleyecek, kimsenin kuşkusu olmasın.
Ona yargı karşısında neler sorulacak, o nasıl yanıt verecek? Vereceği yanıtlar sadece kendisini mi bağlayacak, yoksa başkalarını da etkileyecek mi?
Vereceği yanıtların uluslararası yankıları olacak mı?
Zarrab yakalandı ve yargılanacak ya, kim bilir, şimdi kimilerin yüreği pır pır ediyor? Kimler şimdi hop oturup, hop kalkıyor? Kimler telaşlı, buna karşılık kimler el ovuşturuyor?
Çok bilinmeyenli bir denklem, belki şimdi çözülebilir.