Her yerde serbestçe söylenen bir türkü. "Kürtçe bir türkü, Cemo".

TRT arşivinde var ve TRT'de kim bilir kaç kez okunuyor.

O Kürtçe türkü, "Cemo" geçenlerde Halk TV'de her hafta sonu yayınlanan "Görkemli Hatıralar" programında okunuyor. Okuyan CHP eski milletvekili Hilmi Yarayıcı.

Okuyunca ne oluyor?..

AKP'nin muhalif medya üzerinde sallanan giyotini RTÜK harekete geçiyor.

"Görkemli Hatıralar programına üç kez yayın durdurma cezası veriyor."

O türkü otuz yıldır, evet tam otuz yıldır, 1989'dan beri okunuyor!..

TRT arşivinde var, her yerde, herkes okuyor.

Ne cezası?..

"Terörü övme cezası."

RTÜK bu türküden dolayı programı üç kez durdurma cezası verirken, Cemo'nun 2011 yılında "terörü övmenin kanıtı" olarak gösteren Anadolu Ajansı'nın bir haberine dayandırıyor.

"Ferman padişahın"

CHP'liler bu cezayı Meclis'te protesto ediyor. Harika bir protesto:

Sesinin güzel olduğu bilinen, CHP milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu konuşma yapmak için kürsüye yürürken, CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay yerinde doğruluyor:

"Türküler susmaz."

Kayışoğlu da türkülerin susmayacağını Meclis'te AKP ve MHP'lilere kanıtlıyor:

"Meclis kürsüsüne çıkar çıkmaz, Dadaloğlu'ndan patlatıyor türküyü, ‘Ferman Padişahın Dağlar Bizimdir."

Muhalefet Meclis'i alkıştan inletiyor.

Dobra dobra böyle bir protestoya helal olsun!..

Aynı gün RTÜK

Halk TV'ye program cezası verirken, bir başka program nedeniyle de para cezası veriyor.

Ayrıca, TELE 1'e, KRT'ye ve FOX TV'ye ceza verilirken, o toplantıda Yüksek Kurula yandaş kanallarla ilgili tek bir dosya gelmiyor.

2021 yılının ilk altı ayında, RTÜK yine şakır şakır AKP'nin yanında.

"Muhalif kanallara toplam 22 ayrı ceza kesiyor, milyonlarca lira tutarında."

Kürtçe TV

Cezada bir başka terslik daha var.

Kürtçe türkü nedeniyle, "terörü övüyor" gerekçesiyle Halk TV'ye ceza verilirken:

"- Acaba aynı türkü tesadüfen bir yandaş kanalda söyleniyor olsaydı, RTÜK o kanala yine ceza verir miydi?..

- Kaldı ki, TRT'nin Kürtçe yayın yapan, resmi bir kanalı yok mu?.."

Türkünün Kürtçe olması, gerekçe olamaz.

Gerekçesi, "içeriği". Türküden korkulur mu?..

Cemo ve Memo

Türk Edebiyatının unutulmaz yazarlarından Kemal Bilbaşar 1960'ların ilk yarısında arka arkaya iki kitap yazıyor:

"Cemo ve Memo."

Her iki kitap da, Doğu Anadolu'daki aşiret düzenini bir aşk ilişkisi eşliğinde, isyan duygularıyla, olağanüstü bir heyecanla anlatıyor. Güzel kız Cemo'nun öyküsü.

Kitap 1967 yılında Türk Dil Kurumu Roman Ödülü kazanıyor.

İki kitabı da, bir nefeste okuduğumu gün gibi hatırlıyorum. Türkü elbette anonim, yine de Bilbaşar'ın kitaplarından esinlediğini düşünüyorum.

"Eski Türkiye"

Bunlar o kitap şölenlerine, zaman zaman kitaplardan esinlenerek yakılan türkülerin aşk ve isyan dolu duygularının şaha kalktığı, özgürlükçü Türkiye'ye ne diyorlar?..

"Eski Türkiye."

Öyle söyleyerek, bir anlamda tarihimizi, kültürümüzü, bizi biz yapan geleneksel değerlerimizi, sözüm ona, küçümsemeye çalışıyorlar.

Ya "yeni Türkiye?.."

İşte, "yeni Türkiye'den" son örnek size.

Madencilere başkent yasak

"Madenciler..."

Aylardır haklarını alamayan "Somalı madenciler".

Hani, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kendilerine geçen yıl söz verdiği, "15 Ocak'a kadar sorununuzu çözeceğim" dediği Somalı madenciler...

15 Ocak... Üç gün önce 7 Temmuz... Aradan altı ay geçiyor... Verilen sözün tutulduğu filan yok!..

Altı aydır bekleyen madenciler Ankara'ya yürümek istiyor, Enerji Bakanlığı ile görüşmek istiyor.

O kendi kendilerine övündükleri "yeni Türkiye'de" ne oluyor?..

"Tıpkı Ankara'ya yürümek isteyen avukatlar gibi, madenciler de Ankara'ya otuz kilometre kala polis tarafından durduruluyor, başkente girilmelerine izin verilmiyor."

"Sorununuzu çözeceğim" diye söz veren Süleyman Soylu'nun polisi, kırk madenciyi kalkanlarla ve coplarla durduruyor.

Somalı madenciler sekiz yıldır haklarını alamıyor, toplamında 25 milyon liralık tazminat hakkı.

"Yeni Türkiye'de kim hakkını alabiliyor ki, kim?.."

Kurban olun siz "eski Türkiye" diye küçümsemeye çalıştığınız, her şeye rağmen, hak ve özgürlüklere ulaşılan, büyük bir özlemle aradığımız, yeniden kavuşacağımız o güzel günlere!..

Şimdi, "aman iktidar elden gider" telaşıyla, bir türküden bile korkuyorsunuz!..