Önce beraatla sonuçlanıyor, beraatla sonuçlandığı halde yeniden açılıyor, derken ayrı ayrı birkaç dava aniden birleştiriliyor ve dün yeniden ayrılıyor.
"Osman Kavala - Çarşı ve Gezi davaları."
Dünkü mahkeme kararına göre, Kavala ve Gezi davaları bir arada, Çarşı davası oradan ayrılıyor.
"52 sanıklı birleştirilmiş Kavala, Gezi ve Çarşı davalarının dünkü 4. duruşmasında, Osman Kavala yine tahliye edilmiyor.
Hakkında 'suçsuz olduğu ve dolayısıyla derhal tahliye edilmesini' öngören 'iki yıl önceki' AİHM kararına rağmen, Osman Kavala bugün hapiste 1.575. gününe giriyor."
Günümüz Türkiye'sinde adaletin, tarihe çoktan geçen en kabarık dosyalarından birinin örneği.
İşçiler meydanlarda
Maden işçileri, tersane ve liman işçileri, metal işçileri, market çalışanları, kuryeler, hekimler ve sağlık çalışanları, çay işçileri, enerji işçileri, atık kağıt işçileri, memurlar, zamları protesto edenler...
"2021 yılında 1.596 eyleme sahne oluyor Türkiye, dört günde bir protesto ve hak arama eylemi!.."
İnsanların haklarına ulaşamadıklarının göstergesi.
Zamları protesto...
Ağustos ayından bugüne kadar:
"Doğalgaza yüzde 30, benzine yüzde 96, mazota yüzde 112, elektriğe yüzde 127 zam yapılıyor."
Hak arama ve protesto eylemlerine her işçi katılamıyor. İş Sağlığı ve Güvenliği raporuna göre:
"İş kazası denilen, iş cinayetlerinde 2021 yılında en az 2.017 işçi yaşamını yitiriyor, sadece bu yılın Ocak ayında 111 işçi iş cinayetine kurban gidiyor."
Geçim derdi, ekonomik kriz işçileri bir başka açıdan daha vuruyor:
"Son sekiz ayda 502 emekçi intihar ediyor."
Gülabi Aksu
İşçi eylemlerinde Migros'ta çalışan işçiler Migros patronu Tuncay Özilhan'ın evinin önünde eylem yaparken, yüz işçi gözaltına alınıyor, ellerine kelepçe vuruluyor.
Onlardan elleri kelepçeli Gülabi Aksu tutamadığı gözyaşlarıyla bir anda sembol haline geliyor, sonra anlaşma sağlanıyor. Aksu gözyaşları içinde:
"Kızım hastalansa, onu hastaneye götürecek param yok!.."
Tam bir trajedi.
"Kelepçe ve gözyaşı... Günümüzde işçileri bir başka açıdan anlatıyor."
Kredi kartları
Zamları protesto mitingleri boşuna değil. Türkiye'nin her yerindeki o protestoların resmi verilere yansıyan bir sayısı var.
Türkiye Bankalar Birliği raporuna göre:
"Geçen yıl bir milyon 704 bin kişi kredi kartını ödeyemiyor, bundan dolayı haklarında yasal işlem başlatılıyor."
Hâlâ ödeyemiyorsa, o "yasal işlem" sonrasında ne olacak?..
Bir milyon 704 bin kişiye haciz mi gidecek, ne olacak?..
Garanti paralar
Ücretlerinde saat başına 4 lira zam alabilmek amacıyla Migros'ta işçiler eylem yaparken...
Bir milyon 704 bin kişi kredi kartını ödeyemezken...
"Yavuz Sultan Selim, Osman Gazi Köprüleri, Avrasya Tüneli, İzmir Otoyolu ve Zafer Hava Alanı için üç, beş müteahhide geçen yıl toplam 252 milyon 100 bin dolar garanti parası ödeniyor."
Verilen garantiler bunlarla sınırlı değil, pek çok hava alanı, yol, şehir hasteneleri ile devam ediyor.
Örneğin:
"- Şehir hastanelerine 2045 yılına kadar 78 milyon 200 bin dolar,
- Yollara 2042 yılına kadar 32 milyon 100 bin dolar,
- Hava alanlarına 2042 yılına kadar 7 milyon 300 bin dolar garanti ödenecek."
İhale yasası
Garanti ödenen yollar, köprüler, hava alanları için ihalelere gidiliyor.
O ihaleler bazen pazarlık, bazen doğrudan davet, bazen açık ihale yöntemiyle yapılırken...
"İhale Yasası'nda dünyada görülmemiş bir rekor kırılıyor, İhale Yasası AKP döneminde tam 181 kez değiştiriliyor.
Bu yılın Ocak ve Şubat aylarını dahil edersek, AKP iktidarında geçen 230 ayda 181 kez değişiklik!.."
Yasa yaklaşık her 38 günde bir değişiyor, sanki her ihale için yeniden düzenleniyor.
Bu gerçek ortada iken, ihale "yasaya" göre yapılsa ne olur, yapılmasa ne olur!..
5 milyar 400 milyon dolar
Gırtlağına kadar borca batmış Türkiye Şubat ve Mart aylarında, bu ay ve gelecek ay "5 milyar 400 milyon dolar dış borç ödemek" zorunda.
Zorunda ama, bu para yok!..
Malum, en yetkili ağızdan, 'tulumbada su bitti."
Borcu ödemek amacıyla, çaresiz, borcu borçla çevirmek yoluna gidiliyor.
"Uluslararası piyasada Amerika yüzde 1.9 faiz, Türkiye geçen yıl yüzde 5.1 faizle borçlanırken, bu yıl Türkiye yüzde 7.25 gibi çok yüksek bir faizle borçlanıyor.
7.25, Türk Ekonomisi'ne yurt dışında ne ölçüde güvenilebileceğini gösteriyor."
Ekonomiyi sözde düzeltmek, enflasyonu düşürmek, döviz rezervlerini yükseltmek amacıyla AKP döneminde tam "24 paket" açılıyor.
Hiç biri sonuç vermiyor ki, paketlerin arkası kesilmiyor, ne enflasyon düşüyor, ne borç azalıyor, ne döviz rezervleri artıyor.
Kadın cinayetleri
Bu ülkede kadın cinayetleri çok derin yaralardan biri.
"2021 yılında 280 kadın cinayete kurban gidiyor."
Kadın cinayetleri hız kesmiyor, bu yılın Ocak ayında "26", Şubat ayında yirmi bir günde "22" kadın daha cinayet sonucu hayatını kaybediyor.
Bir cinayet ülkeyi ayağa kaldırıyor, bir gün sonra unutuluyor, yeni bir cinayete kadar.
Salgın
Korana hayatımızın alışılmış parçasına dönüşüyor.
En son verilere göre vak'a sayıları günde "80.454'e" ulaşırken, "278 insanımız" hayatını kaybediyor.
Kimsenin kılı kıpırdamıyor, vak'a ve ölüm sayılarını kimse yadırgamıyor.
Deprem
Tıpkı, Türkiye'nin çeşitli yerlerinde meydana gelen "depremleri" de kimsenin yadırgamadığı, depreme karşı ne yapılması gerektiğini çoktan unuttuğu gibi.
Önceki gün Tekirdağ açıklarında "4.2 büyüklüğündeki deprem" yine sıradan görülüyor. Oysa, bilim adamları Marmara Fay Hattındaki bu depreme dikkat çekiyor ve İstanbul için "uyarıcı" diye niteliyor.
Erdoğan'a hakaret davaları
Adalet Bakanlığı raporuna göre:
"Eylül 2021 itibariyle, Tayyip Erdoğan'a hakaret gerekçesiyle 160.169 soruşturma, 63 bin dava açılıyor."
Bu da, kendi alanında bir dünya rekoru.
Bu davalar sonucunda "3.625 kişiye hapis cezası" veriliyor.
128 milyar dolar
Akla, şöyle ilk anda gelen çeşitli alanlardaki bu sayılar Türkiye'nin nasıl yönetildiğinin aynası.
Daha doğrusu, yönetilmediğinin, ülkenin baştan kara gidişinin tablosu.
Az kalsın unutuyordum...
Bir sayı daha var.
"Merkez Bankası'nda buhar olan 128 milyar dolar nerede?.."