10 Ekim 2025

Selahattin Demirtaş’ın özgürlüğüne Öcalan gölgesi

Demirtaş’a özgürlük denildiği anda, Erdoğan’ın tüyleri diken diken oluyor! Çünkü Demirtaş'ın "seni başkan yaptırmayacağız" sözlerini hiç unutmuyor. Öcalan da Demirtaş'ın bu sözlerini yanlış buluyor. Demirtaş’ın DEM tabanındaki sempatisinin de farkında. Öcalan, özgürlüğüne kavuşmuş bir Selahattin Demirtaş’tan rahatsızlık duyabilir! 

Selahattin Demirtaş (solda) ve Abdullah Öcalan

Biri Kürt siyasetinin en saygın liderlerinden Selahattin Demirtaş.

Diğeri PKK terör örgütünün kurucusu Abdullah Öcalan.

Demirtaş 2016’dan beri, Öcalan 1999’da yakalandığından bu yana hapiste.

İkisi de hapiste, ama aralarında ciddi fark var.

Demirtaş, Öcalan’ın özgürlüğünü savunurken...

Öcalan, Demirtaş’ı eleştiriyor!

Neden?

Önce, AİHM’e, sonra Meclis’teki komisyona gitmek gerek.

AİHM, Demirtaş ve DEM

Selahattin Demirtaş’la ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) üç kararı var. İlki 2018 Kasım ayında.

Üçü de Demirtaş’ın tahliye edilmesine yönelik. Ancak Anayasa’ya rağmen edilmiyor!

Adalet Bakanlığı son gün üçüncü karara itiraz ediyor.

DEM’liler Adalet Bakanlığı’na yürüyor, protesto yürüyüşünde bu tutumu “intikam” olarak niteliyor. İYİ Parti hariç, Meclis’te temsil edilen partilerin katılımıyla kurulan, “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nu” kastederek, “barış ve demokrasi arayışlarını baltaladığını” açıklıyor.

Komisyonun odağı: Öcalan

DEM’liler her ne kadar Demirtaş’ın özgürlüğü için protesto eyleminde bulunsalar da...

Meclis’teki komisyonda eğilimleri daha çok Öcalan’a odaklanmış görünüyor.

O Öcalan ki İmralı’ya giden DEM’lilere hep yüksek perdeden konuşuyor. Onlara kendisine bağlı bürokratlarmış tavrı takınıyor, o her şeyi biliyor, en iyi analizleri o yapıyor, en uygun çözümleri o buluyor! Tavrı bu!

Komisyonda ise DEM’lilerin önceliği Öcalan. Varsa yoksa, Öcalan! Ve onun özgürlüğü…

Özgürlük derken, Öcalan İmralı’da daha iyi koşullarda kalmayı planlıyor.

Nasıl bir infaz yasası?

Komisyonun ötesinde, AKP ve MHP tarafından hazırlanmakta olan bir İnfaz (Af) Yasası var. Bütün PKK’lıların silahları bırakmasının ardından çıkacak böyle bir yasa:

1-Öcalan’ın yeni konumunu,     

2-Dağdan inecek PKK’lıların topluma entegrasyonunu,

3-Hapisteki PKK’lılar için ceza indirimini,

4-Suça bulaşmamış olan PKK’lılar için yeni bir düzenleme, kim bulaşmış, kim bulaşmamışın tespitini öngörüyor.

Bu yasanın amacı “demokratikleşme ve toplumsal barışı sağlamak.”

Sorular şunlar:

“-Demokratikleşme ve toplumsal barış sadece PKK’lıların dönüşünü düzenlemekle mi mümkün?

 -AİHM ve AYM kararalarına rağmen, yıllardır hapis yatan Osman Kavala, Can Atalay, Gezi tutukluları inatla yine hapiste tutulacaksa, bu nasıl bir demokratikleşme?

-DEM’li belediyelere atanan kayyımlar varken, bu nasıl toplumsal barış?

-CHP’l belediyelere gözü kapalı suçlamalar ve tutuklamalar varken, bu nasıl toplumsal barış?”

“Doğuda demokrasi, Batı’da hapishane” gibi, dengesiz bir görünüm.

Öcalan ve PKK’lılar için özel af düzenlemesi her şeyden önce evrensel eşitlik ilkesine aykırı.

Anayasa’nın uygulanmadığı bir düzende bu ilke AKP ve MHP’nin ne ölçüde umurunda, o da ayrı!

Demirtaş ve DEM tabanı

DEM’deki eğilime ters düşen bir gerçek var:

DEM tabanı büyük çoğunlukla Selahattin Demirtaş’ı kendi lideri olarak görüyor.

Aynı tabanda Demirtaş sempatisi hayli fazla.

DEM yönetimi ve Meclis grubuyla DEM tabanı arasında Demirtaş’a bakış arasında fark var.

Bunda Tayyip Erdoğan’ın Demirtaş hakkındaki olumsuz düşüncesinin rolünü bilmeyen yok.

Belediyelerindeki kayyımlara, partili tutuklularına, Anayasal uygulamaların yerine getirilmemesine rağmen, DEM yine de Erdoğan’la arayı bozmak istemiyor. DEM ile AKP arasında adı konulmamış bir uzlaşmadan söz etmek mümkün.

Bununla birlikte, iki gün önce olduğu gibi, DEM’in Demirtaş bağlamında AKP’ye yönelik protestoları, günlük siyasetin alışılmış retoriklerinden ibaret.

“Seni başkan yaptırmayacağız”

Demirtaş’a özgürlük denildiği anda, muhtemeldir ki, Erdoğan’ın tüyleri diken diken oluyor! Neden?

2015’te Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Demirtaş’ın Erdoğan’a karşı unutulmaz bir çıkışı var:

“Seni başkan yaptırmayacağız!”

Erdoğan bu sözü hiç unutmuyor, kendisine yönelik bazı eleştirileri hiç unutmadığı gibi.

Şimdi sıra yazının başındaki soruya geliyor:

Öcalan Demirtaş’ı neden eleştiriyor?

Demirtaş’ın Erdoğan’a dönük “seni başkan yaptırmayacağız” sözünü yanlış buluyor.

Ayrıca, Demirtaş’ın DEM tabanındaki sempatisinin de farkında.

Muhtemeldir ki...

Öcalan özgürlüğüne kavuşmuş bir Selahattin Demirtaş’tan rahatsızlık duyabilir!

Öcalan için “kurucu önder” lafını ağzından düşürmeyen MHP için de öncelik Demirtaş’ta değil.

AKP-MHP-DEM Öcalan ittifakında birleşiyor.

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

AYM ve HSK sessiz: Yolculuk nereye?

Selahattin Demirtaş hakkında AİHM’in “hak ihlali” kararı kesinleşiyor. Tayfun Kahraman hakkında AYM’nin “hak ihlali” kararı kesinleşiyor. Ancak, her iki karar da henüz uygulanmış değil. Çeşitli kararlar gibi, Demirtaş ve Kahraman’la ilgili Anayasa’ya uygun adımlar atılmadığı takdirde Anayasa Mahkemesi ne yapacak?

Selahattin Demirtaş gönüllerde: AİHM kararı sonrasında Diyarbakır

AKP barışa gerçekten inanıyorsa... Bu sürecin olumlu sonuçlanmasını içten duygularla istiyorsa... Anayasal emri yerine getirerek... Selahattin Demirtaş’ı da Osman Kavala’yı tahliye etmesi gerekiyor. Türkler, Kürtler, içerdekiler, dışardakiler, hepimiz bu hukuksuzluktan, adaletsizlikten çok yorulduk

MİT Müsteşarı Kalın: “Heidegger yolculuğu” nereye kadar?..

Altı milyon insanın ölümüne mal olmuş, ülkesini ve Avrupa’yı yakmış, yıkmış deli bir caninin peşinden giden birini “kendisiyle aşmak” nereye kadar?..

"
"