02 Mayıs 2019

Mısır, Venezuela... Ya İstanbul?..

Mısır ve Venezuela'daki tepkilere bir anlam kazandıracaksan, önce kendi ülkende milli iradeye saygı duyacak ve gereğini yerine getireceksin!..

“Halkın egemen olduğu, (...) bir ülkenin nasıl yönetileceği, ancak demokratik seçimlerle belirlenebilir...

Tüm dünya Venezuela’da halkın demokratik tercihlerine saygı duymak zorundadır.”

Neymiş?..

“Demokratik seçimlermiş”...

Neymiş?..

“Halkın demokratik tercihlerine saygı duyulmalıymış”...

Kim söylüyor bunu?..

Recep Tayyip Erdoğan.

Bak sen şu feleğin işine!..

Başka bir örnek

“Demokrasinin egemen olduğu toplumlarda, milli iradenin tecellisi sonucu işbaşına gelmiş yönetimlere karşı darbe girişimi hiç bir biçimde kabul edilemez...

Halkın iradesini yok sayan her türlü mücadeleyi reddediyoruz”...

Neymiş?..

“Milli iradenin tecellisiymiş”...

Neymiş?..

“Halkın iradesini yok saymayı reddetmekmiş”...

Kim söylüyor bu sözleri?..

Binali Yıldırım.

Bak sen feleğin şu işine!..

Örnek bol

“Demokratik olmayan yöntemlerle meşru hükümetleri değiştirme girişimlerine karşıyız”...

Neymiş?..

“Demokratik olmayan yöntemlerle...”

Neymiş?..

“Hükümet değiştirmeye karşıymış...”

Kim söylüyor bu sözleri?..

AKP’li Bakanlar.

Bak sen şu feleğin işine!..

Tweetler gırla gidiyor

Bu sözler birebir imza sahiplerine ait.

O imza sahipleri bu sözleri önceki gün attıkları tweetlerde dile getiriyor.

Önceki gün Venezuela’da Amerikan damgalı bir darbe girişimi yaşanıyor. Darbe geri püskürtülüyor. Ve de çok iyi oluyor.

Ama, mesele başka.

Malum, Venezuela Başkanı Maduro Erdoğan’ın kankası.

Bizim yandaş TV’ler bu fırsatı kaçırmıyor ve saatlerce, akşam bazı programlar dahil, Venezuela darbesi üzerine canlı yayına geçiyor.

Bin türlü haber, bin türlü yorumcu, darbe üzerine bin türlü çeşitlemeler gırla gidiyor.

Sanırsınız ki, darbe sanki bizim burada olmuş ve püskürtülmüş, o kadar içli dışlı.

Ya her zamanki gibi, yukarıdan gelen emirle ya da artık otomatiğe bağlanmış Erdoğan’a yaranmak refleksiyle Venezuela’daki darbe girişimi üzerine canlı yayından geçilmiyor.

Eh, bu kadar canlı yayından sonra, izin verin de, artık Erdoğan başta olmak üzere, bazı AKP’liler de tweetler atarak darbeyi kınasınlar!..

Atılan tweetlere, oradaki demokratik vurgulara bugün Türkiye’de herkes imza atar. Orası ayrı.

Her fırsatta karşı

“Milli irade”...

“Halkın demokratik tercihi...”

“Seçimle işbaşına gelenlere saygı...”

Bu sözleri 2002 yılından bu yana yüzlerce kez dinliyoruz. Buna herkes katılıyor.

Erdoğan ve AKP ekibi bu sözleri her fırsatta vurguluyor.

Hem Türkiye’de herhangi bir nedenle...

Hem de, dünyanın herhangi bir ülkesinde askeri darbe girişimine karşı...

Örneğin, Mısır’da... O kadar ki, Genelkurmay Başkanı Sisi bir darbeyle “seçilmiş” Cumhurbaşkanı Mursi’yi devirdiğinde en sert ve sürekli tepki Erdoğan’dan geliyor. Öyle ki, Türkiye ile Mısır arasındaki diplomatik kanallar buz kesiyor.

Şimdi de, Venezuela’daki darbe girişimine yine en sert ve sürekli tepki Erdoğan’dan geliyor.

Neden?..

Çünkü...

“Milli irade...”

Çünkü...

“Seçimle iş başına gelmiş...”

Çünkü...

“Halkın demokratik tercihi...”

İstanbul’u nereye koyacaksın?

Çelişki, tutarsızlık, kuralsızlık burada.

Mısır’da, Venezuela’da ya da dünyanın herhangi bir yerinde “milli irade geçerli” ama, İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerinde geçerli değil!..

Seçimin üzerinden bir ay geçiyor, Yüksek Seçim Kurulu hâlâ karar veremiyor. Daha önceki seçimlerden hiçbir farkı olmayan 31 Mart seçimlerine itirazların arkası kesilmek bilmiyor. Oylar tekrar tekrar sayılıyor, olmadı, baştan yine sayılıyor.

İstanbul’u kaybetmeyi içine sindiremeyen AKP Yüksek Seçim Kurulu’na baskı üzerine baskı uyguluyor. YSK da, bugüne kadar bu baskılara boğun eğmiş durumda.

Çünkü, İstanbul’da büyük rant var, ayrıca İstanbul siyasi prestij merkezi.

Sivil darbe girişimi

“İstanbul seçimleri” denilince, Erdoğan ve ekibi “milli irade, halkın seçtiği başkan” sözlerini unutuyor, seçimi yenilemek için her çareye başvuruyor.

Tam bir sivil darbe girişimi... YSK üzerinden...

Milli iradeye karşı, halkın tecellisine karşı, seçilmiş insanlara karşı darbe, o seçimi tanımamak mutlaka askeri darbeyi gerektirmiyor.

Sivil darbe de mümkün.

Bugün olduğu gibi.

Dolayısıyla, Mısır ya da Venezuela’da askeri darbeye karşı çıkmak ucuz bir popülizmden öteye geçmiyor.

O tepkilere bir anlam kazandıracaksan, önce kendi ülkende milli iradeye saygı duyacak ve gereğini yerine getireceksin!..

Madem o kadar “demokratsın”, Venezuella’yı filan boş ver, sen önce “İstanbul seçimlerini tanıdığına” ilişkin tweet at!..

Yazarın Diğer Yazıları

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

Diyanet imparatorluğunun freni patlamış!

AKP iktidarında artan bütçesi, artan personeli, artan yetkileriyle donatılan Diyanet İşleri Başkanlığı fiili ve sembolik kazanımlarıyla imparatorluk gibi. Kendisine her türlü rolü biçiyor, kendine göre yorumlar icat ediyor, toplumu yanlış yönlendiriyor. Bu kadar yetki tanınırsa, olacağı bu

"
"