Sinirleri artık iyice bozulan Devlet Bahçeli’nin verdiği talimatlar her türlü parti hukukunu, ülkücü idealini ayaklar altına alıyor:
“Atın onları partiden, Ümit Özdağ’ı da atın, Meral Akşener’i de...”
Çevresi kendisini, “olur mu efendim, onlar partili ve işledikleri bir suç yok” diye ikna etmeye çalışıyor. Oysa, Özdağ’ın da, Akşener’in de suçu büyük, “ikisi de genel başkan adayı.”
Bahçeli genel başkanlığı kaybedeceğini görüyor, bu nedenle sinirleri çok bozuk, MHP kongresini önlemek için çırpınıyor, mantıklı, mantıksız, siyasal etiğe uygun ya da değil, yasal ya da değil, her çareye başvurmayı deniyor.
Bahçeli neden bu kadar direniyor? Neden hala “gitmem de gitmem” diye, tutturuyor. Çünkü ve asıl alıştığı hayat tarzından vazgeçmek istemiyor.
Türkiye’ye ve partisi MHP’ye vereceği hiç bir şey kalmadığı, hatta kaybettirdiğini gördüğü halde, hayat tarzından vazgeçmek ona ağır geliyor. Genel başkanlık Bahçeli için sadece bir araç, alıştığı hayat tarzının devamını sağlayan bir araç, yoksa siyasi bir iddiası, partisini iktidara taşımak hırsı tarihin derinliklerine çoktan kaybolmuş durumda.
Sabahları parti genel merkezine gelecek, kahvaltısını edecek, gazetelerini okuyacak, sağa sola bağırıp çağıracak, Türkiye ve partisi adına herhangi bir fikir ve eylem üretmeden günü tamamlayacak.
“Emekli bir genel başkan.”
"Baraj altındayız"
Çevresinde, gerçi ona karşı birebir çözülme yok ama, aynı çevrenin dışa dönük söylemlerinde şu ifadeler sıkça duyuluyor:
“Devlet Bey ile artık olmuyor.
"Yüzde 10’luk seçim barajının altındayız, böyle giderse barajı geçemeyiz.”
Çevresi kendisine bir saygısızlıkta bulunmuyor, bununla birlikte bu söylemleri genel merkez dışındaki ya da MHP dışındaki insanlarla paylaşmaktan geri kalmıyor.
Genel Merkez ve Bahçeli’nin çevresinde moral bozukluğu kendini açıktan hissettiriyor, rahatsızlığın saklanacak yanı yok.
MHP bu haliyle üzerine Türk Milliyetçiliği sosu dökülmüş sağ bir parti konumunda, AKP’nin yedeği.
Akşener ile Özdağ
Meral Akşener, Ümit Özdağ, Sinan Oğan ve Koray Aydın dört Genel Başkan adayı.
Bununla birlikte, MHP örgütündeki eğilimlere bakılırsa, yarışın Akşener ile Özdağ arasında geçmesi büyük ihtimal. Sinan Oğan da, örgütte hiç yabana atılır bir aday değil. En zayıf aday Koray Aydın gözüküyor.
Genel Başkan seçimine giden yolda ilk etap tüzük değişikliğinin gerçekleştirileceği 8 Mayıs’taki kongre. Genel başkan seçimi için asıl kongre mayısın son haftasında.
Ya Yargıtay?
Her ne kadar Bahçeli, mahkeme kararı sonucu partiye atanan kayyum ve kongrelerle ilgili yasal itiraz hakkını kullanacak ve bu amaçla Yargıtaya başvuracak olsa bile, takvim işlemeye başlamış durumda. MHP’de genel başkan değişimi için tren yola çıkmış bulunuyor.
Bu kaçınılmaz gerçeği Bahçeli’nin çevresi de, artık kabullenmiş görünüyor. Partinin şimdiki halinden öyle bir bedbinlik (kötümserlik) var ki, aynı çevreden dışarıya yansıyan bir başka görüş şu:
“Böyle giderse, ben partiyi bırakırım.”
Gerek siyaseten, gerek insani açıdan ilginç olan, gerçeklerin çoktan farkına varan bu yakın çevrenin insanları Bahçeli’ye rest çekmekten kaçınıyor, görevlerinden ayrılmıyor.
Bir bölümü inançlarını yitirmiş olsa bile.
Buna karşılık, Genel Başkan adaylarının MHP örgütünde bu kadar revaçta olmalarının nedeni, uzun süredir toprağa gömülmüş ülkücü fikrin yeniden ses vermesi, yeniden kendine gelme denemesi.
Ümit Özdağ bu açıdan diğer adaylara göre, bir adım ilerde. Meral Akşener’in ise, kamu oyu desteği fazla.
Bunun için yarış ikisinin arasında görünüyor.
Yasal süreç, Yargıtay’a itiraz filan, öyle olabilir ki, Yargıtay daha karar vermeden, kongre çoktan yapılmış olur.
MHP'nin oyu artar
Bir genel başkan değişikliğinde, şurası yüzde yüz değil, yüzde bin kesin:
Yeni genel başkanı ile MHP’nin oyu yüzde yirmileri zorlayabilir. Özellikle AKP’ye giden oylar geri gelebilir. Anketler ortada, CHP ve hatta HDP’den bile az da olsa, oy alabilir. Merkez sağ oyların bir bölümünü toplayabilir.
Bu değişimin tam Türkçesi şu:
Türkiye’nin AKP ile on dört yıldır yaşadığı maceranın sonu gelir. Başkanlık hayalleri suya düşer.
Türkiye üzerinde dolaşan bulutlar dolu, bulutlar boşanacak, boşanacak gibi.
Toprak doğuracak, doğuracak gibi.
Bir temenni olarak. En uygun çözüm olarak.