26 Eylül 2020

Her saat ama her saat 3 milyon 200 bin dolar faiz ödüyoruz

Bütün ülkenin, 80 milyon insanın ekonomik hayatını düze çıkartmak istiyorsa Erdoğan...

Daha bir buçuk ay önce, 11 Ağustos’ta Tayyip Erdoğan ileri görüşlü olduğunu bir kez daha gösteriyor:

"Hamdolsun, faiz inşallah daha da düşecek. Çünkü, bütün arzumuz bu ülkede yatırımcı çok daha rahat, güçlü bir şekilde yatırım yapabilsin."

Faizlerin düşülmesiyle ilgili pek çok sözü var. Sadece kendisinin bildiği ve hiçbir ekonomi kitabında yeri olmayan bir teze saplanıp kalıyor:

"Faiz düşerse, enflasyon da düşer, döviz kuru da düşer."

Bir başka saplantısı "faizleri emirle düşürmeyen Merkez Bankası" ile bağlantılı.

"Laf dinlemiyor"

5 Kasım 2019’da AKP grup toplantısında konulardan biri yine faiz ve Merkez Bankası:

"Bakın şimdi bu sistem değişince, Merkez Bankası Başkanı'nı görevden aldık, çünkü laf dinlemiyor adam. Faiz oranlarını düşüreceğiz dedik. Faiz bir ülkenin kalkınmasında en büyük kötülüktür. Yatırımı durdurur, büyümeyi engeller.

Ve döviz kurunu nispeten stabil hâle getirdik."

Döviz kuru aradan geçen zamanda öyle "stabil" hale geliyor ki, dolar 7.70 TL’yi görüyor!..

Erdoğan aynı konuşmasında devam ediyor:

"Geçtiğimiz Ağustos ayından itibaren döviz kuru - faiz - enflasyon üçgeninde kurulan oyunu bozduk."

Sürekli "birileri" var ve onlar bize karşı sürekli "oyun kuruyorlar!.."

Bol bol faiz ödüyor

"Emirle düşürülen faiz" daha fazla tutunamıyor, döviz tutulamadığı için, önceki gün Erdoğan faizin yükseltilmesini onaylamak zorunda kalıyor.

Amansızca karşı olduğu faizde duruma bakıldığında... Bütçenin, yani resmi verilerin ışığında:

"2020 yılının ilk sekiz ayında bütçeden yapılan faiz ödemesi ne kadar?..

Tam ondört milyar dolar!.. 14 milyar dolar!.."

Amansızca karşı olduğu faize on sekiz yıllık AKP iktidarında Erdoğan ne ödüyor?.. Sıkı durun:

"488 milyar 300 milyon dolar ödüyor!..

Her gün, ama her gün 75 milyon 700 bin dolar faiz ödüyor!..

Saat başına hesaplandığında, Erdoğan her saat, ama her saat 3 milyon 200 bin dolar ödüyor!.."

Faiz çok kötü ya... Bol bol faiz ödüyor, hiç bir iktidarın ödemediği kadar!..

Hani yatırım artardı

Diyor ya... "Faiz yatırımları durdurur" diye...

Emir - komuta zincirinde faizleri düşürüyor ya... 8.25’e kadar...

Peki, faiz emirle düşürüldüğünde, yani o arada yatırımlar gerçekten artıyor mu?..

Yine 2020 Bütçesine göre, resmi verilere göre:

"2020 yılında, yani faizlerin düştüğü dönemde, toplam yatırım hedefi 88 milyar lira.

2020 yılının ilk sekiz ayında yatırım için ayrılan 88 milyar liranın sadece 44 milyar 500 milyon lirası harcanıyor."

Yılın bitmesine üç ay var, yatırımlarda ancak yarı yarıya harcama var. Yani, faiz düşüyor ama, yatırım artmıyor.

Para müteahhitlere gitti

Peki, o yatırımlara ayrılan para hangi yatırımlara gidiyor?..

Yine bütçenin resmi verilerine göre:

"44 milyar liralık yatırım harcamalarının 30 milyar 300 milyon lirası müteahhitlere ödeniyor. Ne için?.. Yol yapımı için!.."

8 milyar 700 milyon lirası da, gayrimenkul satın alımına harcanıyor.

Bunun anlamı şu:

İstihdam yaratacak fabrika, işletme ve benzer alanlarda yatırım filan yok. Bu zaten hızla artan işsizlikten belli.

Geriye kalan 6 milyar lira da, büro malzemesi alımı, taşıt alımı, tamir bakım aleti alımı, sosyal tesis döşemesi gibi verimli olmayan harcamalara gidiyor.

Sonuç

"Faiz faiz... Bütün kötülükler faizden gelir" tezinin hiç bir gerçek karşılığı yok.

Üstelik, faize o kadar karşı ama, milyarlarca dolar faiz ödüyor.

Faiz düşünce, döviz kuru da düşer tezi de, ayrıca çuvallıyor.

Bütün ülkenin, 80 milyon insanın ekonomik hayatını düze çıkartmak istiyorsa Erdoğan:

- Önce faiz saplantısından kendini kurtarmak zorunda.

- Ardından yeni bir ekonomik ekip kurmak zorunda.

- Berat Albayrak’ı selametle göndermek zorunda.

- Türkiye’de bu işi bilen pek çok kişi var, haydi onlara görev vermiyor, hiç olmazsa, arada sırada onları dinlemek zorunda.

Çünkü, ne kendisi biliyor, ne de kurduğu ekip.

Ama, en iyisi bir an önce şu ne olduğu belli olmayan "tek adam rejiminden" vazgeçip, yeniden parlamenter sisteme dönülmek zorunda.

Yazarın Diğer Yazıları

Colani-Türkiye: “Maslahata destek!”

Colani, bir röportajında “Türkiye ve Suriye’nin arasında geçmişten gelen tarihi ve coğrafi bir bağlılık var. Bunu çok iyi idrak ettik. İki halkın maslahatına destek vermek istiyoruz” diyor. Burada kullandığı “maslahat” sözcüğü İslami bir kavram. Türkiye ile kurmak istediği ilişki diplomatik olmaktan çok İslami temelli bir ilişki mi?

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

"
"