15 Haziran 2022

Haziran 2017: "Üç Y" defterinin kapandığı tarih

Kendisi siyasal yasaklı olup, o yasakla mücadele eden biri, şimdi umudunu siyasal yasaklara bağlamış bulunuyor

Eylül 2002...

Yüksek Seçim Kurulu Tayyip Erdoğan'ın okuduğu bir şiir nedeniyle milletvekili olamayacağına karar veriyor.

Erdoğan'a "siyasi yasak" getiriyor.

Erdoğan o seçime katılamıyor. Açıklama yapıyor:

"Bu Tayyip Erdoğan'ın özgürlük ve demokrasi mücadelesi olmaktan çıkmıştır. Bu milletimizin özgürlük mücadelesidir. Bu konuda hukukumuzu son noktasına kadar kullanacağız."

Türkçesi:

'Siyasi yasak getirmek özgürlük kısıtlamasıdır, demokrasiye aykırıdır, hakkını aramak gerekir'.

Hakkını aramak amacıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuruyor.

Yıllar sonra "kararı yok hükmündedir, tanımıyorum" dediği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne!..

Temel ilke: Üç Y

AKP'nin kuruluş belgelerinde, Erdoğan'ın sayısız konuşmalarında tekrar ettiği gibi, yola "üç Y ile mücadele edeceğiz" felsefesiyle çıkıyor.

"Üç Y, yani yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadele." 

Üç Y ile mücadeleyi "acil önlem" koduyla tanımlıyor.

11 Haziran 2017'de Gaziantep'te "Türkiye yasaklar ülkesidir, yasakları, hele de siyasi yasakları biz kaldırdık" diyerek, övünüyor, ekliyor:

"Din, vicdan, örgütlenme ve düşünce özgürlüklerini biz getirdik".

Bu 11 Haziran 2017 konuşması önemli. Çünkü:

"İktidara geldiği günden 11 Haziran 2017'ye kadar her fırsatta üç Y ile mücadele edeceğini, hele de siyasi yasaklara sonuna kadar karşı olduğunu söyleyen Erdoğan, araştırdım, baktım, o tarihten sonra üç Y ile mücadeleden çok az söz ediyor".

Üç Y ile mücadeleyi çoktan unutuyor.

Muhalefetin direnişi

Erdoğan üç Y ile mücadeleyi unuturken, yasaklar alıp başını gidiyor.

Yoksulluk diz boyu.

Yolsuzluk iddiaları uluslararası şeffaflık ölçülerinde Türkiye için alarm veriyor.

Muhalefetin seslenişi var:

"Üç Y ile geldiler, üç Y ile gidecekler."

Kaftancıoğlu'na yasak

Türkiye bugün yasaklar ülkesi.

Temel hak ve özgürlükler, ifade ve düşünce özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü askıda, toplantı ve gösteri yürüyüşleri sürekli biber gazı ve coplarla sindirilmeye çalışıyor.

2002 ile 2017 arasında her fırsatta siyasi yasakları eleştiren Erdoğan 2018'den itibaren, Türkiye'yi dünyanın hiç bir yerinde bulunmayan garip bir siyasal sistemle "yasaklar ülkesine" dönüştürüyor.

2019 yerel seçimlerinde İstanbul'u kaybetmenin acısı AKP'nin içinden bir türlü çıkmıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na her alanda sürekli güçlük çıkartırken, onu "siyasal yasak öngören" davalarla tehdit ediyor.

Ancak, ilk ceza CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'na kesiliyor. Yargıtay Kaftancıoğlu'nun siyasi parti üyeliğini düşürüyor.

CHP Yargıtay'ın kararını "tanımıyoruz, Canan Kaftancıoğlu il başkanımızdır" açıklamasını yapıyor. 

Canan Hanım'la neden bu kadar uğraşıyorlar?..

"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kaybetmelerinde onun çok fazla payı olduğuna inandıklarından".

Ne çarpıcı ve ne kadar dramatik değil mi?..

Kendisi siyasal yasaklı olup, o yasakla mücadele eden biri, şimdi umudunu siyasal yasaklara bağlamış bulunuyor.

Boşuna!..

* * *

Tarihi doğal gaz keşfi, ya Doğu Akdeniz?

21 Ağustos 2020...

Davullar çalıyor, yer yerinden oynuyor, canlı yayınlar birbirini izliyor.

"Türkiye Karadeniz'de 320 milyar metreküp doğal gaz buluyor."

Doğalgaz rezervini bulan gemide ilgili Bakanların gövde gösterisi, Tayyip Erdoğan'dan Türkiye'nin enerji kurtuluşunu ilan eden nutuklar çerçeveyi tamamlıyor.

İki ay geçiyor, 17 Ekim 2020...

"Türkiye Karadeniz'de 405 milyar metreküp doğal gaz buluyor."

Davullar, canlı yayınlar vaziyeti, aynen bildiğiniz gibi.

Sekiz ay geçiyor, 5 Haziran 2021...

"Türkiye Karadeniz'de 540 milyar metreküp doğal gaz buluyor."

Önceki gün gazı taşıyacak ilk borunun denize döşenmesi nedeniyle düzenlenen törende bulunan gaz miktarında artık karara varılmış bulunuyor:

"540 milyar metreküp."

Tuna 1 sondaj gemisi 405, Amasra 1 sondaj gemisi 135 milyar metreküp gaz keşfediyor.

Zaman geçiyor, bulunan doğal gaz miktarı artıyor.

"Denizlerdeki en büyük keşif"

Boruların döşenmesi töreni nedeniyle, AKP fırsatı kaçırmıyor, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez TRT'ye çıkıyor:

"Keşiflerle birlikte, tarihlere dünyanın denizlerdeki en büyük keşfi olarak geçtik!.."

Aynen böyle söylüyor.

Artık kimsenin yadırgamadığı, herkesin kanıksadığı ve kimsenin aldırmadığı, ucu açık propaganda ve algı operasyonundan son örnek. Neden?..

"Tarihin en büyük ekonomik krizini, en büyük adaletsizliklerini, en büyük sefaletini ancak 'en büyük keşiflerle' üstünü örtme çabası, her AKP'liden benzer hamle geliyor".

Tamam, umudunu son çare olarak, propagandaya bağlarsın da, yine de biraz bilgi ve biraz mantıktan nasip almak gerekmez mi?..

0.005 trilyon metreküp

Ayrıca, dünyada kanıtlanmış doğalgaz keşiflerinin miktarına bakmak gerek.

Çeşitli ülkelerde "keşfedilen" doğalgaz rezervleri dünyada bilimsel dergileride "trilyon metreküp" cinsinden ölçülüyor.

Buna göre, örneğin Rusya'nın doğalgaz rezervi 47 trilyon 800 milyar metreküp, İran'ın 33 trilyon 890 milyar, Katar'ın 23 trilyon 840 milyar, Suudi Arabistan'ın 9 trilyon 60 milyar metreküp.

"Türkiye'nin rezervi ise, 0.005 trilyon metreküp."

Bu rezervlerin hepsi karadadır diyelim. Baltık Denizi'nde, Okyanus'larda, Çin Denizi'ndeki rezervleri de bir yana bırakalım, hemen yanı başımıza bakalım.

Doğu Akdeniz

Bakan Fatih Dönmez eminim biliyordur:

"Denizlerdeki en büyük doğalgaz keşfi" denilince, akla Doğu Akdeniz geliyor:

"Hesaplanan rezerv on trilyon metreküp."

Hani, şu İsrail, Amerika, İtalya ve Mısır'ın öncelik verdiği, Türkiye'nin dışlandığı proje.

Pek çok konuda kantarın topunu kaçıran AKP'lilerin kervanına şimdi de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez katılıyor.

"İktidarı nasıl kurtarırım" çırpınışları arasında normaldir!.. 

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesini, 1969da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyette ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyette önce Yayın Koordinatörü, 1999da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003te Hürriyet Gazetesinde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyetiin çeşitli ödülleri yanında, 2014te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TVnin Kırılmayan Kalemler’ ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

"Ekonomist" Erdoğan açıklasın: 818.182 .863.710 lira zarar

Bu zararı ve bütçe açığının nedenlerini halka açıklamak zorunda

Filmin sonu: Istakoz!..

Ortalama lokantalarda, yerine göre, bir porsiyon ıstakoz bin lira ile beş bin lira arasında değişiyor. On bin lira aylık alan bir emeklinin yarı maaşı!.. Ya da asgari ücretin üçte biri!..

34 yıl önce 34 yıl sonra: "Güçlükonak'ta demokrasi!.."

Güçlükonak'ta yaşananlar 34 yılda bizde demokrasinin özetindeki başlıklardan biri