01 Ekim 2020

Gardı çoktan düşmüş bir Albayrak

"Kur artışına bakmıyorum, kur benim için önemli değil" diyor ya... Ben bakıyorum!.. Benim gibi milyonlarca yurttaş bakıyor!.. İş dünyası bakıyor!.. Hatta ve hatta, eminim Hazine ile Merkez Bankası yetkilileri de, çok daha yakından bakıyor

Elbette ve yine de açıklanan ekonomik programa yandaş medya ilk sayfalarında yer veriyor. Ancak, gazetecilik açısından, mizanpaj ve haber değerlendirme açısından, haberin veriliş biçimi açısından bakıldığında, "yandaşlar da yeni ekonomik programdan pek memnun görünmüyor".

Tescilli olan birkaçı yine de, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı programı ilk sayfada büyütüyor, ama çoğunluk haberi ilk sayfanın alt tarafından ya da kenarından vermeyi tercih ediyor. Yani, "yandaşlar da programa kuşkuyla" yaklaşıyor.

Ve fakat...

"Yandaşlar Albayrak’ın asıl skandal sözlerine yer vermiyor, o sözleri es geçiyor, saklamaya çalışıyor!.."

Oysa, saklanacak gibi değil. Neydi o skandal söz?..

"Ben kur artışına bakmıyorum, kur benim için önemli değil."

Bu söz bir defada üstünden geçilecek, unutulacak bir söz değil.

"Beceriksizliğin itirafı bir söz!.."

Herkesin kabusu

"Kur artışına bakmıyorum, kur benim için önemli değil" diyor ya...

Ben bakıyorum!.. Benim gibi milyonlarca yurttaş bakıyor!.. İş dünyası bakıyor!.. Hatta ve hatta, eminim Hazine ile Merkez Bankası yetkilileri de, çok daha yakından bakıyor.

Çünkü, kurdaki her artış sıradan yurttaşların, iş dünyasının, resmi yetkililerin rüyalarına giriyor, hepimizin kabusu!..

Nedeni belli.

Malum, dövizdeki her artış ithalatı daha pahalı hale getiriyor. Pahalı ithal malları da, içerde tüketim malları fiyatlarına yansıyor, "artış" olarak.

Örneğin enerji fiyatları

"Kur benim için önemli değil" diyor ya... Ama, "enerji ithal fiyatları" için önemli.

2019 yılına bakalım...

2019 yılında ortalama dolar kuru 5.70 TL. 2019 yılında Türkiye 45 milyar dolarlık enerji ürünleri ithal ediyor, petrol ve doğalgaz gibi.

2020 yılının bitmesine üç ay var. 2020 yılı ortama kuru henüz belli değil. Belli olmasa bile, ortalama kur yükseldiği için petrol ürünleri ithalatının daha pahalıya geleceği ortada.

2020 yılında petrole ödeyeceğimiz para ithal miktarına bağlı.

Bu arada dünyada petrol fiyatları düşüyor, ama bizim kullandığımız benzin, motorin ve doğalgaza zam geliyor.

Ve o artan fiyat hepimize yansıyor. Nitekim, dünyada petrol fiyatları düştüğü halde, son olarak benzine 16, motorine 20 kuruş zam yapılıyor. O zam daha sonra, zincirleme diğer tüketim mallarına yansıyor.

Ama, ülkenin Hazinesi'nden ve maliyesinden sorumlu olan Berat Albayrak için "kur önemli değil."

Örneğin gıda fiyatları

Döviz kurunun yükselmesiyle her türlü ithal ürünü pahalı hale gelirken, onlar arasında hayati ithal mallarından biri de "gıda ürünleri."

2019 yılında Türkiye 3 milyar 100 milyon dolarlık gıda ürünü ithal ediyor. 2019’da ortalama dolar kuru 5.70 TL.

Aynı hesabı gıda ürünleri için yürütürsek...

2020 yılı sonuna kadar, yine 3 milyar 100 milyon dolarlık gıda maddesi ithal edersek, o malların dünyadaki fiyatı aynı kalsa bile, ithal gıda faturası da yükseliyor. Bu da, halka yansıyor.

Gıda... Halkın her gün tükettiği, mutlaka tüketmek zorunda kaldığı ürünler...

Ama, Berat Albayrak "kur benim için önemli değil" diyor.

Bu sözü en sorumlu koltukta oturan kişi söylüyorsa, onun artık "gardı düşmüş" demektir.

"Kur artışı önemli değil, ben artık ona bakmıyorum" demek, "ben artık fiyat artışlarına bakmıyorum" demekle eş anlamlı!..

Peki, sen o zaman neye bakıyorsun?..

Yap - boz eksik değil

Bunun dışında...

Dün bir kararname yayımlanıyor.

Döviz ve altın satışından alınan Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi yüzde 1’den binde 2’ye düşürülüyor.

Daha üç buçuk ay önce...

Bu vergi binde 2’den yüzde 1’e yükseltiliyor, şimdi yeniden eski oranlara dönülüyor!..

Tıpkı yüz yıl önceki İttihat Terakki iktidarı gibi, "yap kanun, boz kanun!.."

Ekonominin çok kötü yönetildiğinin bir başka örneği.

Yazarın Diğer Yazıları

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

Diyanet imparatorluğunun freni patlamış!

AKP iktidarında artan bütçesi, artan personeli, artan yetkileriyle donatılan Diyanet İşleri Başkanlığı fiili ve sembolik kazanımlarıyla imparatorluk gibi. Kendisine her türlü rolü biçiyor, kendine göre yorumlar icat ediyor, toplumu yanlış yönlendiriyor. Bu kadar yetki tanınırsa, olacağı bu

"
"