24 Eylül 2019

“Coşkulu” kurgu ve birkaç kulis

Ankara koridorlarına düşen “iddia ve kulis” o ki, toplantının Çankaya Köşkü’nde yapılmasını İran Devlet Başkanı Ruhani istiyor

- “Erdoğan’a Amerika’da coşkulu karşılama”,

- “Erdoğan’a Amerika’da coşkulu karşılama”,

- “Erdoğan’a Amerika’da coşkulu karşılama”.

Bir, üç, beş manşet... Bu ortak “haberle” (!) birlikte o manşetlerin yanında aynı fotoğraf...

Fotokopi makinesi, baskı ve dağıtım mekanizması yine çalışmış, yandaş basına yine aynı merkezden, aynı haber ve aynı fotoğraf servis edilmiş, muhtemelen majestelerinin Anadolu Ajansı.

Yandaş basının tamamı emir ve komuta zinciri içinde dün yukarıdaki gibi, aynı başlıkla ve aynı fotoğrafla yayınlanıyor. Kurgu yerinde.

Bu “gasteciliğin” halkta artık hiçbir karşılığı kalmadığını ya görmüyorlar ya da gördükleri halde, emir büyük yerden geldiği için kendilerini ele verme pahasına, aynı haberi, aynı içerik ve aynı başlıklarla yayınlayabiliyorlar. Garip olan, o manşetlere emir verenler de, bunların halkta karşılığı kalmadığını hala anlamış değiller.

“Coşkulu karşılamaya” gelince...

Tıpkı, çeşitli illerdeki mitingler gibi... “Taşıma suyu...” Ancak, o su değirmeni döndürmeye artık yetmiyor.

Miting alanı kalabalık görünsün diye, parayla adam tutmak, gelenlere sandviç ve benzeri yemek paketleri dağıtmak, çevre il ve ilçelerden miting alanına otobüslerle adam taşımak, sonra o alanı daha da kalabalık gösterecek biçimde TV’lere çekim yaptırmak, o kareleri yine aynı merkezden servis etmek...

Aynı numara şimdi Amerika’da... Tayyip Erdoğan oraya gitti ya...

“Coşkulu organizasyon” işi belli ki, yurt içinden Amerika’ya taşınmış...

Ama, artık kimse yemiyor bunları, artık herkes ezbere biliyor, bu “coşkulu karşılamalar”, tıpkı “coşkulu mitingler” gibi, “taşıma suyu”.

Ruhani mi istemedi?

“Coşkuyu” Amerika’ya bırakalım, Ankara’ya dönelim...

Birkaç kulis var...

Muhtarlara, iftar davetlerine, adli yıl ve öğretim yılı açılışlarına varana kadar her toplantı “Saray’da” gerçekleşirken, yurt dışından gelen devlet adamlarının tamamı yine hep “Saray’da” kabul edilirken, son olarak Putin ve Ruhani’nin Erdoğan ile birlikte katıldığı “Suriye Zirvesi” Çankaya Köşkü’nde yapılıyor.

Oysa, Erdoğan Çankaya Köşkü’nü hiç kullanmıyor.

Ama, geçen hafta o zirve tarihi Çankaya Köşkü’ne alınıyor.

Neden?..

Ankara koridorlarına düşen “iddia ve kulis” o ki, toplantının Çankaya Köşkü’nde yapılmasını İran Devlet Başkanı Ruhani istiyor.

Neden?..

Ruhani “Saray’a” gitmek istemiyor...

Neden?..

Kulislerde şimdilik o yok ama, “Saray’a” gitmek istemiyor.

Para yok para

Ve şimdi ekonomi bağlamında, iki ayrı “iddia ve kulis”...

Malum, Hazine tam takır, Merkez Bankası’nın ihtiyat akçesinden bile, Hazine’ye para aktarılıyor.

Gereksiz yere, temel ürünlere zam üstüne zam yapılıyor. Benzin, mazot, sigara, içki, elektrik gibi  ürünlere öyle arka arkaya zamlar ki, parası hemen Hazine’ye dönecek biçimde.

Olağanüstü israfı karşılamak için her yol deneniyor.

Geçen yıl “yüzde 7 gibi” akıl almaz yüksek bir faizle borç alınıyor. “Yüzde 7”!..

İddia ve kulis o ki...

Türkiye yurt dışında yine para arıyor, yeni bir borç...

Nerede?..

Lüksemburg ve Malezya’da... Bankalardan...

Bulabilir mi?.. Bulabilir, yüksek faiz verdikten sonra... Ancak, yüksek faize rağmen, bankalar yine de ekonominin önünü arkasını iyice incelemeden, paralarını o kadar kolay riske atmazlar.

Katar bitti mi?

“Para ve borç” denince, son yedi sekiz yıldır akla hep “Katar” geliyor. Erdoğan’ın en sık gittiği ülkelerin başında Katar geliyor. Başı ekonomik anlamda ne zaman sıkışırsa, hemen Katar’a gidiyor ve mutlaka “sıcak para” ile dönüyor.

Bunu bilmeyen yok. “Katar bağlantısı” dış basında pek çok kez yazılıyor.

Şimdi ikinci iddia, iki ayaklı...

a)“Katar artık para vermiyor mu”,

b)“Acaba Amerika Katar’ı bu yönde uyardı mı?..”

Amerika ile terör örgütüne silah yardımı, F - 35’ler başta olmak üzere, malum “papaz” durumu var. “Amerika ile ortak devriye” diye, yer gök inliyor, arkası fena halde fos çıkıyor.

Muhtemelen, Amerika farklı alanlarda boş durmuyor, “Katar ambargosu” bunlardan bir olmaz mı?..

Yazarın Diğer Yazıları

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

Diyanet imparatorluğunun freni patlamış!

AKP iktidarında artan bütçesi, artan personeli, artan yetkileriyle donatılan Diyanet İşleri Başkanlığı fiili ve sembolik kazanımlarıyla imparatorluk gibi. Kendisine her türlü rolü biçiyor, kendine göre yorumlar icat ediyor, toplumu yanlış yönlendiriyor. Bu kadar yetki tanınırsa, olacağı bu

"
"