20 Ağustos 2022

Bizi daha karanlık günler bekliyor

İnsanlar neden şikayet ediyor, verecek yanıt bulamayan AKP'li milletvekili "vatan - millet" edebiyatına sığınıyor. Bundan böyle bu tür saptırmaları, saçmalıkları sık sık duyacağımızı tahmin etmek güç değil

Tayyip Erdoğan yakın ama, "en yakın çevresine" ateş püskürüyor olabilir mi?..

O 'en yakın çevre' Erdoğan'a giderek, 'faizlerin düşük olduğunu ve ekonomi bilimi gereği yükseltilmesi gerektiğini' söylemiş olabilir mi?..

Erdoğan da, bu öneriyi getiren ''en yakın çevresine' kızarak, onlara:

"Müslümanlığın gereği faiz günahtır, siz nasıl Müslümansınız" diye çıkışmış olabilir mi?..

Böyle bir senaryo olabilir mi?..

Ekonomi biliminden, deneme yanılma ile dahi öğrenilebilecek, tecrübeyle sabit her türlü gerçeğe karşı Merkez Bankası faizleri hâlâ "emir - komuta zincirinde" yüzde 14'ten yüzde 13'e indiriyor.

Örnekleri var

'Emir - komuta zinciri' öyle sırıtıyor ki...

Merkez Bankası biraz dünyaya baksa ki, baktığına eminim, diğer ülkeler ne yapıyor diye, izlediğine eminim...

"Yükselen enflasyonu dizginlemek amacıyla...

Amerika, İsviçre, İngiltere, Çin, İtalya, Brezilya, Hong Kong faizleri yükseltiyor...

Sonucunu kısa sürede alıyor, enflasyon düşmeye başlıyor."

Herkesin bildiği bu kararları Merkez Bankası'nın bilmemesi imkansız.

Peki, bile bile faizleri hâlâ bir puan nasıl düşürüyor?..

"Erdoğan'ın dini inancına, Nass inancına dayanarak, ondan gelen telkinle, 'emir - komuta zinciri' çerçevesinde düşürüyor."

İddiaya göre:

"Merkez Bankası'nın faizleri düşürmeye pek hevesli olmadığı yönünde bir rivayet dolaşıyor ortalıkta."

Ne var ki...

Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ya laf dinleyecek ve koltuğunda oturacak ya da Erdoğan, eski Başkanlar ve Bakanlarda olduğu gibi, 'laf dinlemiyor' diyerek, görevden alacak!..

Kavcıoğlu 'laf dinliyor'!..

Daha çok yoksulluk

Faizlerin düşürülmesiyle birlikte:

"- Dolar ve Euro, beklendiği gibi, yükseliyor.

- Özellikle benzin, motorin, elektrik ve doğalgazda yeni zamlar sürpriz değil.

- Bundan sonra enflasyonun yüzde 100'ü aşması sürpriz değil.

- Özellikle gıda ve ulaşımda fiyatların yüzde 100'ü aşması sürpriz değil.

- Hepimizin geliri biraz daha eriyor, hepimiz biraz daha yoksullaşıyoruz.

- İhracat ile ithalatın arasının açılması, cari açığın büyümesi sürpriz değil."

Daha çok yoksulluğun yaşanacağını bile bile, Merkez'in faizleri düşürmesinin gerçekten tek bir izahı var:

"Erdoğan'ın Nass inadı!.."

O inat çok ama çok büyük olasılıkla iktidarının sonunu getirmeye aday.

Dünya bu kararla şok geçirirken, Erdoğan'ın bir başka inancı var:

"Zayıf TL'nin ihracatı destekleyeceğine, ucuz kredi yatırımları ile istihdamı arttıracağını sanıyor."

Bir kez daha çuvallama

Zayıf TL ihracatı arttırıyor ama, aynı zamanda cari açığı arttırıyor.

Cari açığın kapanmasına, hatta fazla vermesine oturan dünyada eşi görülmemiş bu 'ekonomik model' çuvallıyor.

Ucuz krediye gelince...

Nasıl böyle bir inanca sahip, onu bilmek mümkün değil.

Bankalar eskiden yüzde 14, şimdi yüzde 13'ten Hazine'den aldıkları parayı yüzde 30'lardan satıyor. Hatta, iş dünyası kredi bulamamaktan şikayet ediyor.

Faiz şimdi düşünce, kredinin ucuzlayacağına ilişkin bir garanti yok.

Tersine, bankaların karlarını daha çok arttırmaları için yeni bir fırsat doğuyor.

Kredi ötesinde, maliyetlerin artması sonucunda, Temmuz ayında elektrik tüketimi yüzde 4 azalıyor. Bu üretimin düştüğü anlamına geliyor.

Sonuçta:

"Ekonomik krizin çok daha derinleşeceği, yoksulluğun çok daha fazla artacağı kesin."

"Vatan - millet edebiyatı"

Ekonomik kriz ve geçim derdi AKP'nin bugüne kadar en yüksek oy aldığı illerde bile, artık ulu orta dile gelirken...

İki gün önce o yerlerden biri olan Konya'da bir pazarcı AKP Konya milletvekili Leyla Şahin Usta'ya tepki gösteriyor:

"Sizden pazarcı memnun değil, kimse memnun değil."

Leyla Şahin'in yanıtı ibretlik:

"Bizden pazarcımız da memnun, halkımız da.

Hepimiz nice emek vererek, yetiştirdiğimiz evlatlarımızla bu vatan bu toprak elde edildi. Dün yine bir şehidimizi verdik. Bu vatanı şehitlerimizin kanıyla aldıysak, bu toprağı kolay kolay kimseye teslim etmeyeceğiz."

Nasıl yanıt ama!..

İnsanlar neden şikayet ediyor, verecek yanıt bulamayan AKP'li milletvekili "vatan - millet" edebiyatına sığınıyor.

Bundan böyle bu tür saptırmaları, saçmalıkları sık sık duyacağımızı tahmin etmek güç değil.

"Türkiye'yi daha karanlık günler bekliyor."

* * *

Dış politikayı "dış güçler" yönetiyor

Başı her sıkıştığında, Tayyip Erdoğan gerekçe olarak "dış güçler" masalına sığınıyor ya...

Cumhuriyet tarihinin en beceriksiz ve en kırılgan dış politikası AKP dönemine rastlıyor.

Bir gün herkesle kavga ediyor, herkese efeleniyor.

"Katil Esed, zalim Esed...

Zalim Sisi, katil Sisi..

Almanya'yı Nazilikle suçlamak...

Hollanda'ya faşist demek...

Fransa Cumhurbaşkanı Macron'a, 'bu adam Fransa'nın başına bela, kontroldan geçmesi gerek'...

Birleşik Arap Emirliklerini '15 Temmuz darbesinin finansörü' diye suçlamak...

Suudi Arabistan, Bulgaristan, İran, Yunanistan'la...

Arada Amerika ve hatta Rusya ile..."

Kavgalar kendisini dünyada büyük bir yalnızlığa itiyor.

Şimdi kavga ettiği ülkelerle tek tek barışmaya çalışıyor, bunu da itiraf ederken, örneğin Suriye politikasında Esad'la anlaşmasının Putin'in önerisi olduğunu belirtiyor.

Yakında Esad'la da görüşecek, Mısır lideri Sisi ile de...

Bunu öneren bir yandan Amerika, diğer yandan Rusya.

Ekonominin bu ölçüde derin krizle savrulduğu bir ortamda...

"Erdoğan o çok yakındığı 'dış güçlerin' sözünü dinliyor!.. Başka çaresi yok!.."

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi’ni, 1969’da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet’te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989’da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet’te önce Yayın Koordinatörü, 1999’da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003’te Hürriyet Gazetesi’nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24’te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’in çeşitli ödülleri yanında, 2014’te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV’nin ‘Kırılmayan Kalemler’ ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca’dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

Cumhuriyetçisi olmayan Cumhuriyet

AKP'nin imam hatiplerle, vakıf ve derneklerle, kendine bağlı sermaye ile oluşturduğu taban karşısında duranların ortak söylemi var. Hangi siyasi kanatta olurlarsa olsunlar... Ortak söylem Cumhuriyet!..

Piyasa Erdoğan'a, Erdoğan Murat Kurum'a güvenmiyor

Erdoğan ve bakanların İstanbul'da her oy avcılığı Kurum'u biraz daha değersiz kılıyor

Promosyon aldatmacası, İstanbul kâbusu

Başta Erdoğan, hükümetin tekmil bakanları İstanbul’da, hepsi birden Ekrem İmamoğlu’na karşı oy devşirme yarışında. 1946’dan bu yana hiçbir genel ve belediye seçiminde görülmeyen manzaralar!..