30 Haziran 2025

AKP beşinci sıçramayı deniyor: Yedeği Kılıçdaroğlu

Erdoğan’ı rahatlatacak bir Kılıçdaroğlu var elde. CHP’nin yükselişini durduracak, belki de parçalanmasına yol açacak. Kendisine karşı sert ve büyük muhalefete rağmen, gayet pişkin, “iki gün tepki gösterirler, üçüncü gün geçer” diyebilen biri.  Kılıçdaroğlu’nun Türk siyasi tarihine hangi sıfatla geçeceği artık belli

AKP seçimi ne zaman kaybetme ihtimali ile karşı karşıya kalsa, garip olaylar birbirini izliyor. Bir kısmı tarihin karanlık sayfalarında kayboluyor, bir kısmı herkesin gözü önünde yaşanıyor, AKP iktidarı her sefer devam ediyor.

2007 seçimlerinden bu yana, AKP dört kez direkten dönüyor, artık nasıl sıçrıyorsa!..

Şimdi beşinci denemesi.

Varan 1   

Ankara’da düzenlenen törene ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu ile DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar birlikte geliyor. Hınca hınç dolu salondan “Türkiye sizinle gurur duyuyor” avazeleri sokaklara taşıyor.

5 Mayıs 2007, iki buçuk ay sonra genel seçimler var.

O törende...

Erkan Mumcu ve Mehmet Ağar ANAP ile DYP’nin birleştiğini ilan ediyor, birleşmeyi kayıt altına alan protokol imzalanıyor.

Birleşmeyle ortaya çıkan partiye “Demokrat Parti’ adı veriliyor.

Birleşme “Türk siyasetinin kalbi olan merkezi işgalden kurtarma operasyonu” olarak tanımlanıyor.

Milletvekili adaylarının birlikte belirlenmesi sözü verilirken, çok tuhaf bir gelişme yaşanıyor.

Aday listeleri Yüksek Seçim Kurulu’na iki saat kala veriliyor, listelerde ANAP’tan kimse yok!..

O tarihteki kamuoyu yoklamalarına göre...

Birleşmeyle oluşan yeni partinin oyu yüzde 14, 15’lere yaklaşıyor.

CHP’nin ve o tarihte AKP’ye muhalefet eden MHP’nin de oyları hesaplandığında...

AKP iktidara geldiği 2002’den sonra daha ilk seçimde iktidarı kaybetme ihtimaliyle karşı karşı kalıyor.

Ancak, ANAP - DYP birleşmesi bozuluyor, gerçekleşmiyor.

AKP yüzde 46 oy ile iktidarını sürdürüyor.

Varan 2

2015 Haziran seçimleri.

AKP birinci parti ama, Meclis çoğunluğunu kaybediyor. AKP’nin olmadığı bir hükümet kurmak ancak CHP, MHP ve DEM koalisyonu ile mümkün. Ne var ki, Devlet Bahçeli “MHP’nin koalisyonda yer almayacağını” ilan ediyor. Hükümet kurulamıyor, Kasım’da seçimler yenileniyor, AKP yüzde 49’la iktidarını sürdürüyor.

Bahçeli’nin tavrı MHP’de huzursuzluk yaratıyor. Parti içi muhalefet olağanüstü kongre topluyor, Bahçeli ve ekibinin katılmadığı kongrede Meral Akşener Genel Başkan seçiliyor.

Ancak...

Anadolu’da bir mahkemenin verdiği kararla...

Olağanüstü kongre yok sayılıyor!..

Al sana, mutlak butlan!..

Bahçeli genel başkan olarak kalıyor.

Sonrası malum, Bahçeli ile Tayyip Erdoğan arasında su sızmıyor. Bahçeli Erdoğan’ı tek adam konumuna getiren otoriter sistemin önünü açıyor.

Varan 3

Nasıl bir ilahi tesadüf ise, her sıkıştığında çekirge gibi zıplayan AKP 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde...

“Altılı Masa’da”, kurucusu Kemal Kılıçdaroğlu kendi başına son anda Cumhurbaşkanı adaylığını açıklıyor. Meral Akşener “Masayı” deviriyor. Kılıçdaroğlu yine kimseye haber vermeden Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ile buluşuyor. Verdiği sözleri Ümit Özdağ açıklıyor. Sözlerin tamamı iki yıldır birlikte olduğu “Altılı Masa’yı” hiçe sayıyor.

Seçim kaybedilmiş, kurduğu masa dağılmış, Kılıçdaroğlu hâlâ “ben buradayım” diye tutturuyor.

Varan 4

O seçimin birinci raundu böyle, ikinci raundu da heyecanlı.

MHP hariç, diğer milliyetçilerin Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan.

Seçim sürecinde Oğan Erdoğan’a atıp tutuyor, ne de olsa rakibi!..

Aaaaa!..

Bir de bakıyoruz...

Bir ilahi tesadüf daha...

Sinan Oğan ikinci turda Erdoğan lehine adaylıktan çekiliyor!..

Yüzde beş oyu ya var ya yok ama, o oran Erdoğan’ın yeniden seçilmesine yetiyor.

Varan 5

2023 seçimleri sonrasındaki CHP kurultayında Kılıçdaroğlu genel başkanlıktan düşüyor. Seçilen Özgür Özel ve ekibi öyle bir performans sergiliyor ki...

CHP yüzde 40’ları zorlayan birinci parti, AKP geride. CHP elli yıl sonra halkla bütünleşiyor, büyük coşkuyla büyük ivme kazanıyor.

Devreye yargı giriyor. Başta Ekrem İmamoğlu, İstanbul’un bazı ilçelerinde belediye başkanları, belediye çalışanları tutuklanıyor.

Ardından sıra Kılıçdaroğlu’na geliyor, TV’de CHP kurultayını suçluyor.

AKP fırsatı kaçırmıyor, kurultaya dava açılıyor. Bugün o dava var. Kararla ilgili birkaç ihtimal olsa bile...

Erdoğan’ı rahatlatacak bir Kılıçdaroğlu var elde.

CHP’nin yükselişini durduracak, belki de parçalanmasına yol açacak.

Kendisine karşı sert ve büyük muhalefete rağmen, gayet pişkin, “iki gün tepki gösterirler, üçüncü gün geçer” diyebilen biri.

Kılıçdaroğlu’nun Türk siyasi tarihine hangi sıfatla geçeceği artık belli.

İktidarı beşinci kez tehlikeye giren AKP, dikenli teli aşma peşinde, bir önceki gibi, yine Kılıçdaroğlu’nun katkısıyla.

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Hikmet Çetinkaya: En eski iki arkadaşımdan biri

Hayatta en eski iki gazeteci arkadaşımdan biri, artık yok. Çok ama, çok üzgünüm... Gazetecilikte en eğlenceli, en özgür, en bağımsız, yazdığı haber ve yorumda, gazetesinin eksilmeyen desteğini ve güvenini arkasında duyduğu yılları birlikte yaşadık

Sözcü TV, Halk TV: “O karanlıkta biz"

Karanlık ve karanlık, iki büyük TV kanalının kapanmasıyla ülkeye çöken karanlık!..  Haber alma özgürlüğüne bugüne kadar vurulan en ağır darbe. CHP’li belediyelere operasyonlar çekilirken...

Ücret artışı, zam yağmuru: Verdiği gün fazlasıyla geri aldı

Çalışanlar ve emekliler “geçinemiyoruz” feryatlarıyla, zam isterken, AKP “kaynak yok” diyor. Mahkeme kararı üzerinden iki buçuk yıl geçiyor, TÜİK nasıl hesapladığını hâlâ açıklamıyor. Doğalgaz zammı, ÖTV zammı, akaryakıt zammının zincirleme etkisi işçiyi, memuru ve emeklileri biraz daha sefalete sürüklüyor...

"
"