03 Şubat 2016

Akıl tutulması: Güneydoğu mu, Almanya mı?

"Türkiye bölünme tehlikesinde" deniliyor, bunlar hala Almanya'daki İslam düşmanlığının peşinde...

“Güneydoğu’da savaş almış başını gidiyor, orada olup bitenleri insan hakları ihlalleri açısından inceleyecek bir alt komisyon oluşturalım.”

Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyesi CHP milletvekili Fikri Sağlar yerinde bir öneri getiriyor. Güneydoğu’da insan hakları ihlalleri… Kim bilir neler yaşanıyor, her biri tek başına bir roman, bir film olacak yüzlerce, binlerce olay.

Ancak, o komisyonun AKP’li üyeleri aynı görüşte değil.

Güneydoğu’daki insan hakları ihlallerini araştırmak yerine, Almanya’da İslam düşmanlığını inceleyecek bir alt komisyon kuruluyor.

Türkiye’nin bugünkü koşullarında bundan daha doğru bir karar olamaz. Müthiş isabet.

AKP’li üyelere göre, Almanya’daki İslam düşmanlığı Güneydoğu’da yüzlerce insanın hayatına mal olan, milyarlarca liralık maddi zarara yol açan, kentleri yakıp yıkan savaştan daha önemli.

Ülkedeki iç savaş mı, Almanya’daki İslam düşmanlığı mı? Karşılaştırılmaz bile, elbette Almanya’daki düşmanlık.
 

Toprak bütünlüğü

 

Ancak, elin oğlu pek öyle düşünmüyor.

NATO Genel Sekreteri, eski Norveç Başbakanı Stoltenberg iki gün önce çarpıcı bir açıklama yapıyor:

“Türkiye’nin toprak bütünlüğü bizim için önemlidir.”

Demek başkaları, üstelik en yetkili koltuklarda oturanlar, dışarıdan pek öyle görmüyor.

Demek Stoltenberg “bizim toprak bütünlüğünden” kaygı duyuyor olmalı.

Demek bizim toprak bütünlüğümüz, onlara göre, tehlikeye düşmüş bulunuyor.

İşin devamı daha kaygı verici. Stoltenberg’in bu sözlerine bizden hiç kimse yanıt vermiyor, “Yok öyle değil Sayın Genel Sekreter, siz yanılıyorsunuz” diyen tek bir Allah’ın kulu çıkmıyor.

Bu sözleri herkes ya kabulleniyor ya görmezlikten geliyor. Oysa, diplomaside görmezlikten gelmek yok.
 

Kaç ihlal var?


Stoltenberg bu sözü iki nedenle söylüyor.

Bir Güneydoğu; iki, bizim hava sahamızı bir kez daha ihlal eden Rus uçaklarına dönük eleştiri olmak üzere.

Hava sahamızın ihlali ile ilgili, sorularım var. Kanıtlamam elbet mümkün değil, kara kutu yok, bant kaydı yok, v.s. Yine de sormak istiyorum:

Rus uçakları bizim hava sahamızı acaba bir kez mi ihlal etti, yoksa birden daha mı çok?

Benzer biçimde son günlerde Ege’de Yunan uçakları bizim hava sahamızı, bizim uçaklar da Yunan hava sahasını ihlal etti mi?

Bunu en iyi Genelkurmay bilir.
 

"O zat"

 

Yine Güneydoğu’ya dönersek… Güneydoğu’da önemli kilometre taşlarından biri olan, sonradan suya düşen o anlı şanlı Dolmabahçe mutabakatına.

Dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç geçen Cuma CNN Türk’te Taha Akyol’unkonuğu. Arınç AKP’ye arka arkaya eleştiri oklarını savuruyor. Yardakçılar da acele Arınç’a veryansın ediyor.

Arınç “Dolmabahçe mutabakatını Cumhurbaşkanı da biliyordu” sözüne, Tayyip Erdoğan ateş püskürüyor:

“Yalçın Akdoğan’a, Efkan Ala’ya, Mahir Ünal’a aynı fotoğraf karesinde olmanız doğru olmaz, size zarar verir. Siz hükümetsiniz, onlar sizin muhatabınız olamaz, dedim. Dolmabahçe’de böyle bir şeyin yapılmış olması ciddi yanlış olmuştur. Dolayısıyla, bundan benim haberimin olduğunun iddia edilmesi kesinlikle dürüst bir hareket değildir. Kaldı ki, o zat benimle çalıştığı zaman içinde bunları konuşmamıştır”.

İki nokta var.

  1. Hükümet üyelerini uyarıyor, ayrıntısını anlatıyor, hem de benim haberim yok, diyor. Nasıl yok haberi? Arınç’a yanıt vereyim derken, aslında haberi olduğunu söylüyor.
     
  2. ”O zat” diye nitelediği Arınç, AKP’yi birlikte kurmak için yola çıktığı en yakın iki arkadaşından biri. Üç kişi, kendisi, Abdullah Gül ve Bülent Arınç.

    Hale bakın, yollar nasıl ayrılmış, bir zamanlar yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen, biz katılmasak da, aynı ideal için birlikte yola çıktığı arkadaşı şimdi oluyor “o zat.”
     

Siyaset ve insan ilişkileri… Bizde bu kadar ucuz.

Güneydoğu Türkiye’nin çok acil, çok çetrefil, çok yönlü sorunu olmakla kalmıyor, AKP içinde de, ayrılık tohumları eken temel bir sorunu oluşturuyor.

Buna rağmen, Güneydoğu’da insan hakları ihlalleri mi, Almanya’da İslam düşmanlığı mı?

Elin adamı “Türkiye bölünme tehlikesinde” diyor, bunlar hala Almanya’daki İslam düşmanlığı peşinde.

Tam akıl tutulması.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

Diyanet imparatorluğunun freni patlamış!

AKP iktidarında artan bütçesi, artan personeli, artan yetkileriyle donatılan Diyanet İşleri Başkanlığı fiili ve sembolik kazanımlarıyla imparatorluk gibi. Kendisine her türlü rolü biçiyor, kendine göre yorumlar icat ediyor, toplumu yanlış yönlendiriyor. Bu kadar yetki tanınırsa, olacağı bu

"
"