Sıfır rakamını ilk Maya’lıların kullandığı söylenir. Sıfırı Avrupa’ya Milattan Sonra yedinci yüzyılda Araplar taşımıştır. Sayıların çift ve tek ayrımı için sıfıra gerek vardır. İkiye bölündüğünde kalanı sıfır olan sayılara çift denir. Diğerlerine ise tek.
İnsan, “kıdem” denilen bir meçhulden “beka” denilen bir başka meçhule “giden” (dönüş de olabilir) zaman “aralığında” (aralık da olmayabilir), iradesi dışında açılan bir paranteze “muhtaç ve tek” düşer. Refakatsiz biçaredir.
İnsanın varoluş amacının bir yaradılış projesine ne kadar uygun bir hayata razı olacağına dair bir sınama olduğu iddiası, kimlerine göre insan icadıdır.
Geçen Cuma ekranlarınızdaki gazetenin sayfalarına “Ateist otobüs kampanyasına misilleme” başlıklı bir haber düşmüştü. Haber şunu diyordu: "Muhtemelen Tanrı yok. Şimdi kaygılanmayı bırakın ve hayatın tadını çıkarın."
İngiliz hümanistleri "Ateist otobüs kampanyası" denilen bir reklam organizasyonu yapmışlar ve derneklerinin tanıtımı amacıyla belediye otobüslerine yukarıdaki ilanı asmışlardı. “Guardian” gazetesine göre şimdi Hıristiyan gruplar 175 otobüste yer alan karşı sloganlarıyla misilleme yapıyorlardı: Hıristiyan Partisi’nin ilanı şöyleydi: "Kesinlikle Tanrı var. Bu yüzden partimize katılıp hayatın tadını çıkarın." Rus Ortodoks kilisesinin ilanı ise şöyleydi: "Bir Tanrı var. İnanın ve hayatınızı yaşayın"...
Aşk; yaradılışa, onun doğasına itirazdır. Sıfır telin sesi, o ise bir müzik harfidir. Kalanın sıfır olmaması için duyulan şiddetli arzudur. İkiye bölündüğünde bizden bir şey kalmamasını istediğimiz kişiyle kurduğumuz “birleşik teklik” halidir. Buna, aşkın bizdeki ilk haline benzeterek inanırız. Çünkü koparak düşeriz paranteze.
Tütün içmek, milattan iki bin yıl öncesinden itibaren varolan, Maya kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır. İngilizce “cigar”, Maya dilinde tütün içmek anlamına gelen “sikar” (kimi kaynaklarda “cıkar”) kelimesinden türemedir.
Puro, refakat ister. O da “birleşik tekliği” arzular. “Partner”, bir bardak soğuk su olabileceği gibi, soğuk veya sıcak herhangi bir içecek de olabilir. Puro yanında içildiğinde tadına doyum olmayan özel yapım sert kahveler vardır. Mesela “Cubita”, “Bustelo” ve “Pilon”. Bunlar Küba’nın bilinen en iyi kahve markalarıdır. Türk kahvesi de ziyadesiyle güzeldir ve “puritoslara” harika refakat eder.
Konyak, puronun en kıdemli tamamlayıcılarından birisidir. Puro severler üzümden yapılan İspanyol “brendisi” ve Fransız konyağını (X.O.) tercih ederler.
Puronun tamamlayıcısı olan içkilerden bir başkası, Portekiz’in dünyaya armağan ettiği “portodur”. Porto çoğu kırmızı olmak üzere 40 çeşit üzümden yapılan bir tür tatlı şaraptır. Soğuk içilir.
Geleneksel içkilerin dışında olup puroya gayet yakışan bir başka içki ise “romdur”. Viski ve “burbona” göre daha hafif ve içimi daha kolaydır.
Şarap, kimilerine göre brendi, konyak ve porto kadar puro dostu bir içki değildir; ancak bize göre kaliteli bir kırmızı şarap her şeyle gider. Portonun aksine, kırmızı şaraba göre beyaz şarap puroya daha çok yakışır. “Chardonnay” ise en yakışan beyaz şarap türüdür.
Viski de puro dostu bir içkidir. Anavatanı İskoçya’dır. Viski, malta dönüştürülmüş tahıldan yapılır. Puro tiryakisinin tartışılmaz tercihi tek bir “damıtma hanede” damıtılan, yani harman olmayan ve arpadan yapılan malt viskidir (single malt whisky).
Bira, belki de en eski alkollü içecektir. Puro tiryakisinin tercihi genelde “pilsener” türü biradır. Pilsener biranın anavatanı Çek Cumhuriyeti’dir; ama Türkiye’de bu tür biranın iddialı üreticilerinden birisidir.
Puro, rakıyla da gayet iyi gider. Son dubleyle yani (!)
Bitirirken otobüs kampanyasına bir katkı da bizden olsun:
“Ne fark eder. Hayatın tadını çıkarın ve sizden ‘kalan’ sıfır olmasın.”