Diğer koşullar veriyken, Avro/Dolar paritesinin yön ve dalgalanma aralığını ABD ve Almanya belirliyor. Açıkçası ABD değerli Dolar, Almanya ise değersiz Avro istemiyor. İkisinin de derdi kendi sanayilerini güçlendirip, ihracat potansiyellerini artırarak daha hızlı büyümek ve daha düşük işsizlik oranlarına ulaşmak. Paritenin düşmemesi ABD’nin dış ticaret açığını azaltmasına da yardımcı oluyor.
Almanya’nın neden değerli Avro’dan yana olduğunu daha önce yazmıştık. Birlik içinde politika öncelikleriyle ilgili ciddi sorunlar olduğunu da...
Avrupa Birliği’nin (AB) bu yıl yüzde 1,6, Avrupa Para Bölgesi’ninse (APB) yüzde 1,2 büyümesi bekleniyor.
APB ülkelerinin topralanma hızları farklı. Dahası beklenen büyüme oranları arasındaki fark da kapanmıyor. Örnek Almanya ve çevre ülkelerin (Çek Cumhuriyeti, Avusturya, Slovakya) önümüzdeki iki yıl içinde daha yükek oranlarda büyümesi bekleniyor. Bu ülkelerde önümüzdeki iki yıl içinde işsizlik oranlarında gözle görülür düşüşler bekleniyor. Öte yandan İspanya, Yunanistan, İtalya ve Fransa’da beklenen büyüme ve işsizlik oranları, sancılı toparlanma sürecinin daha uzunca bir süre devam edeceğine işaret ediyor. İşte bu nedenle AB’nin iki önemli ülkesi olan Almanya ve Fransa arasında Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB=ECB) rolü ve Avro’nun geleceğine dair daha sıcak tartışmalar bekleniyor.
AB’nin toparlanması, yani resesyondan çıkması sorunların çözüldüğü anlamına gelmemeli. Daha önce de yazdığımız gibi ülke ekonomileri arasındaki ciddi yapısal farklılıklar, toparlanmayı sağlayıcı para ve maliye politikalarında farklı önceliklere ve tercihlere sebep oluyor.
Gelelim bugünkü toplantılara.
AMB "politika faiz" oranını yüzde 0.25’te tutmaya devam kararı verdi. Nisan ayında Washington’da yapılan IMF ve Dünya Bankası toplantılarında yaptığı konuşmada, uzun bir süredir devam eden düşük enflasyondan kaynaklı sorunlara cevaben, önümüzdeki iki ay içerisinde aksiyon alabileceklerini ima eden Draghi, bugünkü toplantıda biraz temkinli konuştu ve Haziran ayını işaret etti. Biz de Draghi’nin nisan ayında yaptığı konuşmada “AMB işleri oluruna bırakmış değil. Sıradışı para politikası araçlarını kullanma konusunda müttefikiz.” ifadesine dayanarak “Avro/Dolar paritesi ve borsa neden daha fazla yükselmez?” başlıklı bir yazı yazmıştık. Ancak bizim yazıdan sonra Avro/Dolar paritesi Draghi’nin soru cevap faslına kadar yükselmeye devam etti. Parite yükselişi beklentisiyle artan BİS100 günü yüzde 1,09 artışla 75,781 puandan kapattı. Draghi’nin soru cevap faslında Haziran ayını işaret etmesiyle parite düşmeye başladı.
AMB toplantısından faiz indirimi kararının gelmemesinin nedeni APB’nde nisan ayında enflasyon oranının bir miktar yükselmesi olabilir. Malum mart ayında yüzde 0,5 olan enflasyon oranı nisan ayında 0,7’ye çıkmıştı.
Öte yandan BOE (Bank of England=İngiltere Merkez Bankası) Para Politikası Komitesi bugün toplandı ve politika faiz oranını, kurulduğu 1694 yılından bu yana en düşük faiz oranı olan yüzde 0,5’te tutma kararı verdi. Banka aynı zamanda, 375 milyar Pound’luk varlık alım programında da değişikliğe gitmedi.
BOE Para Politikası Komitesi’nin ekonomik projeksiyonlarının 14 Mayıs çarşamba günü yayımlanacak olan Enflasyon Raporu’nda açıklanması bekleniyor. Bankanın bugünkü toplantısının tutanağıysa 21 Mayıs çarşamba günü açıklanacak.
BOE en son faiz indirimi kararını 5 Mart 2009’da vermişti. Bu tarihte politika faiz oranı yüzde 1’den yüzde 0,5’e inmişti. BOE aynı tarihte varlık alım programına başlama kararı da almıştı. Varlık alım programında yapılan son değişiklik 5 Temmuz 2012 tarihinde olmuş ve 50 milyar Pound’luk bir artışla tutar 375 milyar Pound’a çıkarılmıştı.
İngiltere AB içinde en hızlı topralanan ülkelerden birisi oldu. Bu nedenle bugün Pound/Dolar paritesi 1,7’ye yaklaştı ve BOE kararından sonra 1,69’lara doğru geriledi. Hatırlanacağı üzere İngiltere 2014’ün ilk çeyreğinde yüzde 0,8 oranında büyümüştü.
Beş çeyrektir büyüyen İngiltere ekonomisinin motoru hizmet sektörüdür ve İngiltere’de işsizlik oranı yüzde 6,9’dur.