31 Aralık 2021

Parti marti yok | Yılbaşında Mick'le evdeyim | Ünlü yazarların çoğu arkadaşım

Meslektaşım Cansu Çamlıbel'in benimle yaptığı 2021 podcast'ini sansürlemeyeyim diye ben bile dinlemedim. Cuma günü fanlarım ve okurlarımla birlike dinleyeceğim


Nobel'inden sonra Susam Sokak'a yüz vermeyen Orhan Pamuk - Brechtyan Üç Kuruş'ta nihayet öpüşmeler başladı - 2022’ye Sezen Aksu ile girin - Tiyatro deyince akla arkadaşım Seçkin Selvi gelir.

***

Siz bu Düzeyli Magazin'i "hangi yılbaşı partisine gitsem" hengâmesinden kurtulup herhalde biraz geç okuyacaksınız.
 
Bana gelince Cihangir, Bodrum, Urla ve Moda'dan aldığım bütün parti davetlerini reddettim. Omicron korkusundan kıçımı kırıp, evde oturacağım. Yılbaşı için bana korkudan viski, şarap ve yemek taşıyanlara yarım saatten fazla oturma izni vermeyeceğim. Kapımdaki kuyruk uzarsa yarım saatlik süreyi 15 dakikaya indirebilirim haberiniz olsun. 
 
Tabii bu kimi arkadaşlarımla dışarıda erken yılbaşı kutlaması yapmama engel olmadı. Akşamları için favori mekânım olan 21'de Yeşilçam'ın gözdesi ve benim iyi arkadaşım Sevda Ferdağ ile kadeh tokuşturduk. Ferdağ rakı, ben tabii ki Irish coffee içtim. Yok yok üzülmeyin, çok para harcamadık. 21'in ortaklarından Karaağaç Biraderler'den büyük olanı Deniz, yüzde 70 indirim yaptı.
21'in Deniz Karaağaç'ı, Yeşilçam'ın Sevda Ferdağ'ı ve Gonzo Tuğrul. Maskelere dikkat.
Bu yılbaşı partilere katılmayacağım dedim ama Cihangir'de sokak partileri olursa sizler için 00:05- 00:35 arası fotoğraf çekmeye çıkacağım. Sonra koşarak eve dönüp, arkadaşım Mick Jagger ve Rolling Stones'la olan özel partime intikal edeceğim. 
00:45'den sonra lütfen rahatsız etmeyin çünkü Mick Jagger'la yılbaşı partim başlamış olacak. Kim demiş "yaş 70 iş bitmiş" diye. 

Bodrum'a gidemeyenler

Bütün tahminlerimin aksine Cihangirli YT, ve İB bu yıl Bodrum'a gidemiyorlar. YT ve MÇ'nin mazeretlerini bilmiyorum ama İB, Tennessee Williams'ın bir oyununu hazırlıyormuş. Fakat arkadaşım Deniz Türkali, feminist bilincinin yüksekliğinden olsa gerek 30 Aralık'ta Bodrum'a gidiyor.
 
Yılbaşı partisinden sonra 2 Ocak pazar günü "Deniz Türkali ile Kadın Kadının Yurdudur" söyleşisinde kadınlarla dertleşecek. Bitez'deki Ağaçlı Kadınlar Kahvesi'nde saat 12:00-14:00 arası kafa karıştıracak. 
 
Deniz Türkali ile Cihangir HomeRoom'da. Arka tarafta bizi onaylamadığı için yüzünü saklayan eski Cumhuriyet'çi yeni Tarih'çi Gürsel Göncü var.
(Foto: Emre Erdem)

Tarihimden yapraklar

Nereden nereye

Epey bir zamandır azıcık ses çıkardılar, sendikalaştılar, maaş alamadıkları için şikayet ettiler bahanesiyle medyadan yok 45, yok 8, yok 3 gazeteci habire atılıyor. Kimseden fazla bir ses çıkmıyor, kimse de utanmıyor. Üstelik de yıl 2021.

Şimdi size haftalık Yeni Gündem Dergisi'nin yayın müdürüyken, iki aydır zamlı maaşlarını alamadıkları için derhal itiraz eden Ankara Bürosu'nun genç muhabirlerinin yazdıkları mektubu sunuyorum. Zamlar ne zaman ödendi hatırlamıyorum ama hiç kimseyi bırakın işten atmak, "atarız haa" diye korkutmak bile aklımızdan geçememişti. Şimdi olsaydı herhalde anında Hürriyet ya da Cumhuriyet'ten ya da herhangi bir yandaş kanaldan atılmışlardı. (Mektup için Ankara Bürosu'nda Ümit Sezgin'e teşekkürlerimle)

Bu linkler ihmal edilmesin

* "Direnişin Birinci Yılında Boğaziçi Üniversitesi Bileşenlerinin Yanındayız" imza kampanyası başlatıldı. Kampanya 9 Ocak Pazar'a kadar sürüyor. Tıklayarak imzalayabilirsiniz. 

* IPI Cansu Çamlıbel ve Gonzo Tuğrul karşılıklı döktürüyor. Podcasti dinlemek için tıklayın. 

 

 

 

 

 

 

* Beyoğlu'nda bir kültür-sanat platformu. Sanat Kritik.

***

Gonzo Tuğrul'a haksızlık etmeyin

Kimi yarı düşman, kimi orta hayran önemli sayıda okurum beni kendimi çok önemsemekle hatta megaloman olmakla suçluyorlar. Neymiş efendim, herkesi tanıyormuşum. Çenemi fazla yormadan, onlara sadece cuma günleri satın aldığım Hürriyet'in Kitap-Sanat Eki'yle cevap veriyorum. Çeşitli eleştirmenler ve editörler bir araya gelip bizim zamanımızda "fiction" ve "non-fiction" dediğimiz (şimdilerde kurgu ve kurgu dışı diyorlar) 50'şer kitap seçmişler. Her iki kategoride ilk ona giren 11 kitabın sahipleri yakinen tanıdığım; kimisine bayılıp, kimisine bayılmadığım (onları da bir zahmet siz buluverin) isimlerden oluşuyor.

Nobel ödülünü almadan önce bana röportajlar veren ve Radikal İki'de yazan Susam Sokak'tan komşum Orhan Pamuk, Veba Geceleri ile ilk sırada. 'Kurgu dışı'nda birinci olan ve Radikal Gazetesi'nde ben müdür masasında otururken altı kişiyle birlikte uzun masada oturan Pınar Öğünç, Pandemi Zayiatı ile bir numarada. Kurgu eserlerle devam edersek, ilk 10'daki tanıdıklarımı sayıyorum. Mülkiyeli genç kardeşim ve Müslüm filminin senaryosunda beraber çalıştığımız Hakan Günday - Zamir. Cihangir'de kapı komşum olan ve benden sık sık hayat dersleri alan Seray Şahiner -Ülker AblaNokta Dergisi'de David Bowie'nin Space Oddity'sini birlikte söylediğimiz Hilmi Yavuz - Talan Şiirleri. Her taşın altından çıkan ama nedense benimle program yapmak istemeyen Yekta Kopan - Bana Kuşlar Söyledi. Nasılsa benim gibi İletişim'e düşmüş olan Haymanalı kardeşim Burhan Sönmez - Taş ve Gölge.

'Kurgu dışı'na gelirsek, son yıllarda bir türlü yemek yiyemediğimiz Selim İleri ve Radikal'de stajyerliğinden tanıdığım Burcu Aktaş - Düşüşten Sonra. Çok sevdiğim Seçkin Selvi'yi yazan eski stajyerim şimdi Oksijen'e düşmüş olan Zeynep Miraç - Seçkin. Yıllarca İletişim Yayınları'da ve Yeni Gündem Dergisi'nde bana Ümit Kıvanç'la birlikte kök söktüren Tanıl Bora - Hasan Âli Yücel. Ve T24'de sütundaşım olan Selçuk Demirel - Bir Ağacın Altında.

Ey az düşmanlarım ve orta hayranlarım, bana şimdi inandınız mı? İnanmazsanız adı geçen yazarlara sorabilirsiniz.

Pınar Öğünç - Hakan Günday - Seray Şahiner - Yekta Kopan- Burcu Aktaş - Zeynep Miraç - Tanıl Bora - Selçuk Demirel

Şikayet edene bak

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Türkiye'nin dezenformasyona en fazla maruz kalan ülke olduğundan şikayet etmiş AA'ya. Bence insanda biraz mahcubiyet hissi olmalı.

Açıklama yaptığı AA'dan başlayarak, "büyük" gazetelerden devam ederek ve de televizyon kanallarında virgül koyarak, acaba el koymadıkları mecra kaldı mı diye sormadan edemiyor insan. İnşallah bu soru da suç kapsama girmez. 

Sıkça sorulan sorular ve cheap shots

- Evet, Üç Kuruş hâlâ en favori dizim. Show TV'de pazartesi gecesi gösterilen bu dizi, kadınlar ön plana çıktıkça daha da keyifli bir hâl almaya başladı. Ama bir itirafım var: Dizideki seri katil Ferhan Şensoy (Diren Polatoğulları) karakteri, hayatımda neredeyse ilk kez yakınlık duyduğum bir cani oldu. 

- İktidar sözcüsü TRT'nin en yandaş elemanlarından biri olan Fuat Kozluklu'nun gazeteciliğe Cumhuriyet'te başladığını yazmıştım geçen hafta. Meslektaşım Yazgülü Aldoğan'dan küçük bir hatırlatma geldi. Kozluklu, mesleğe Yeni Asır İstanbul bürosunda Yazgülü Aldoğan'ın yanında fotoğrafçı olarak başlamış. İlk ününü de o sıralarda sabah 05:00'e kadar bekleyip, denizden çıkan Süleyman Demirel'in fotoğrafını çekmekle yapmış. Galiba hatırladım. Demirel karşısında fotoğrafçıyı görünce şaşkınlıktan elleriyle göğüslerini kapatmıştı. Tekrarlayayım, nereden nereye...
 
- Yılbaşı sponsorlarımı haftaya açıklayacağım.

Advertorial (!)

Bir gizli kahraman

 
Advertorial'ın başlığı kafanızı karıştırmasın. Zeynep Miraç'ın Seçkin : Ödünsüz bir yaşam gazeteci komşum Defne Akman'a okuturken bu müthiş kadının ancak yarısını tanımış olduğumu üzülerek farkettim. Tiyatro eleştirmeni, çevirmen, protestocu, anne ... Yaptığı hiçbir şey ötekinden daha az önemli değil.
 
Zeynep Miraç, gazeteci olarak çok parlak bir iş çıkarmış. Bölüm başlıkları birbirinden güzel (Utanmaz adam kira kontratında, Yazan Stalin, yazılan Lenin, çeviren Seçkin, hapishaneye gelin!, Tiyatrocular, tiyatro dergilerini okumazlar!). Hele hele o fotoğraflara bayılacaksınız çünkü Türkiye'nin yakın tarihi.
 
Zeynep Miraç'ı biraz kıskandım ama söylemek zorundayım ki, bu kitabı okumazsanız siz kaybedersiniz. 

Müzik önerisi

Ben de 24.00’te 2022’ye Mick Jagger’la birlikte, arkadaşım Sezen Aksu’yu dinleyerek gireceğim.
 
 

Yazarın Diğer Yazıları

Magazin noir girişimlerine yavaş yavaş başlıyorum

Gonzo gazeteciliğimin bu aşaması en fazla 6-7 ay sürecek, çünkü sizlere veda etmeyi düşünüyorum...

Happy bayrams!

Bayram seyran demeyip Cihangir kafelerini gezerek yazımı yazdırmayı becerdim, etraf pek boş...

Seçimlerle gelen rahatlama...

Yeniden, hafif çekinerek de olsa gülmeye başlamak ne kadar güzel bir şey, değil mi?