17 Aralık 2021

Hastane deyince Taksim İlkyardım | Sahne deyince Genco | Eğlence deyince Ece

Özgürüz Radyo'dan Ragıp Duran'ın konukları ben, Mick Jagger, Janis Joplin, Nina Simone, John Lennon, Lou Reed. Evet, şanson yok.

Gonzo Tuğrul ve oyuncu Tülay Günal, eyleme destekte - Dostlar'ın Genco Erkal'ı - Janis Joplin, 27'sinde ölenler kulübündendi - Sürer ve Erol'u koyup bir diğer arkadaşım Tamer Levent'i atlayamazdım

***

Eğer bundan on sene önce bir arkadaşım sabah 08:20'de kalkıp yağmur altında eyleme gideceğimi söyleseydi kahkahalarla gülerdim. Ama ne demeli, otoriter rejim insana her şeyi yaptırıyor. Çarşamba günü sabahın dokuzunda bazı mahalle sakinleriyle birlikte Taksim İlkyardım doktorları ile dayanışmak için hastanenin kapısındaydık.

İnanın, elimde pankartla Prof.Dr. Gençay Gürsoy'dan bile daha genç görünüyordum. Sağlıkçılar bizi pandemi sırasında aralıksız mesai yaparak desteklemişlerdi. Biz Cihangirliler de tabii ki onları yalnız bırakamazdık. Bırakmadık da.
08:55, Sıraselviler: Doktorlar ve sağlıkçılarla dayanışmadayız. 
Konumuzla ilgisi yok ama bu ara yolunuz Taksim İlkyardım'a düşerse kendini modern zanneden Dr. İsmet Hazan'ın kendine yarattığı yeni tarzı gözden kaçırmayın. 

Bu Genco hiç yaşlanmaz mı? 

Enka Salonu'nda seyrettiğim, arkadaşlarım oyuncu Tülay Günal ve emekli gazeteci Şengün Kılıç'la birlikte "Genco" belgeseli neredeyse tam bir tiyatro tarihiydi.
 
Ben kendimi AST'ta 1965'de izlediğim "Bir Delinin Hatıra Defteri"den beri Genco Erkal hayranı sanırdım ama ne kadar çok bilmediğim şey varmış. Pera, Beyoğlu ya da şimdiki moda adıyla İstiklal Caddesi neler görmüş neler geçirmiş. Konservatuara gidemeyen Robert Kolejli Genco Erkal, meğersem psikoloji okumuş. Duy da inan! 
 
Belgeselden sonra Enka'cıların plastik bardaklar içinde sunduğu şarap fena değildi ama galiba orta pahalıydı. Özetle "Genco" belgeseli Cihangir'den Enka salonlarına kadar yaptığım 2 saat 10 dakikalık meşakkatli yolculuğa değdi. Hep böyle genç kal Genco Erkal. 
 
Bu arada epeydir görmediğim Yalvaç Ural ve Nejat Yavaşoğulları'yla muhabbet etmek iyi geldi. 
Dostlar Tiyatrosu'nu kuran Genco Erkal'la sizler için bu baş başa fotoğrafı çektirmeye epey savaş verdim.
(Foto: Şengün Kılıç)

Genç gazetecilerle Ece'de

Hafta sonu, konservatuvarı kazanamadığı için olsa gerek, tiyatro yazarlığı ile yetinmek zorunda kalan Hürriyet'ten Bahar Çuhadar'ın (eski Radikalci) doğum günü yemeği için Ece'deydim. Etrafım fena hâlde az ünlü tiyatrocu ve gazeteci orta manalı gençlerle doluydu.
 
Topu topu bir saat yirmi dakika kalabildim. Yemekte herkes kendi parasını ödedi, benim dışımda. İki duble rakı içip, iki tabak zeytinyağlı yaprak ve lahana sarması yedim. Kendisiyle aynı masada oturduğum ve sadece az zengin olduğum için masraflarımı Ece çekti. Benden sonra saatlerce oturmuşlar. 
Arkadaşım Ece Aksoy, Gonzo Tuğrul, Cüneyt Çomoğlu, Kumru Eren, Nazan Özcan, Bahar Çuhadar, İhsan Yılmaz.
(Foto: Dr. Onur Şimşek)

Tarihimden yapraklar

Kırmızılar içinde kardeşim Turhan, yanında 5 numaramız Taner ve yengemiz Seden, mavili olan büyük yengemiz Vildan.
Geçtiğimiz hafta altı Eryılmaz kardeşten birini daha sonsuzluğa yollayıp, dört kardeş kaldık. Artık ailenin tek şoförü olan Turhan Eryılmaz da yok. Vefatının ertesi akşamı Karşıyaka'dan onu rakı içerek yolcu eden arkadaşlarına ben de İstanbul'dan katıldım.
 
Kokuyu alıp bizi gördüğüne adım gibi eminim. Onu hiç unutmayacağız. 

Bu linkler ihmal edilmesin

* Yarım asırdır maalesef bir gram gelişme olmamış. Bu hafta içinde "Barınamıyoruz, geçinemiyoruz" diyen AÜSBF öğrencileri yine polis baskını yemiş.
 
Bizim zamanımızda Cahit Talas, Mümtaz Soysal, Cevat Geray, İlhan Unat gibi dekanlarımız öğrencilerini kollamak için polisin karşısına dikilirlerdi. Bu kez polise davetiye çıkaran yöneticilermiş. Neyse, ağlaşmayı keselim. Mülkiyeliler Birliği'nin kardeşlerimiz için açtığı fon kampanyasına mutlaka katılalım. Atladıklarım kusura bakmasın, ben hızla bazı isimler sayacağım. Hepimiz verdiğim link'i tıklayalım.
 
Hasan Cemal, Macit Akman, Mehmet Y. Yılmaz, Akın Komsuoğlu, Samiye Aydar, Cengiz Tekin, Veka Yaldır, Ahmet Babalıoğlu, Baskın Oran, Işık Alumur, Canset Oral, Ömer Madra, İlber Ortaylı, Ferda Kınacı, Tayfun Kalkan, Günay Kılıç, Kutlay Ebiri, Hale Boysal, Reha Atasagun, Tuğrul Paşaoğlu, Nimet Adalalı, Akın Evren...


 

* İnsan Hakları Derneği (İHD), 18 Aralık'ta adil yargılanma hakkı üzerine çevrimiçi bir çalıştay düzenliyor. Detaylı bilgi için tıklayın.

* Bu hafta DJ Ragıp Duran'ın yancısı benim. Övünmek gibi olmasın, dinlerseniz bana hayır duaSI* edersiniz.

***

Zorunlu bir açıklama

Bazıları bana kızıyor. Halk TV gibi kimi "muhalif" medyaya niye laf sokuyorsun diye. Çünkü onlarda yetersiz de olsa bir gazetecilik yapma çabası var ve buna değiyorlar.

Yandaş medyadan bir iki örnek vereyim; satırlarım lekelenecek ama niye böyle yaptığım daha kolay anlaşılacak. Sabah'ın Mehmet Barlas'ı gazetecilik kisvesi altında İstanbul ve İzmir belediyelerindeki "terörist"lerin avına çıkmış durumda. Yetmezmiş gibi, iktidar değişirse başımıza geleceklerin kehanetini yapıyor. Hepsini bu hafta yazdı. 

Yine bu hafta Yeni Akit her daim Kuran'dan ayetleri kullanarak ölüleri de dirileri de bizden ve terörist diye ayırarak gazetecilik yaptığını düşünüyor. Yılların Yeni Şafak'ı vahşi kapitalizm, liberalizm gibi kavramları unutarak, her türlü "münafıklığı" yaptığı gibi ekonomik krizi, doları "banker ve tefecilere" yıkarak, İslam âlemine yarar sağladığını düşünüyor.
 
Tabii ki bunları kaale alıp uğraşmayacağım. Buna karşılık Halk TV, KRT gibi kanalları, Orta Sayfa, Fatih Altaylı ile Bire Bir, Ayşenur Aslan'ın Medya Mahallesi gibi programları, Yeni Yaşam, Evrensel ve hatta Birgün gibi gazeteleri ve kimi internet gazetelerini asla onlarla aynı kefeye koymayıp, eleştirilerimi sürdüreceğim. Çünkü onlar, ben hainliğimden bayılmasam bile gazetecilik yapmaya çalışıyorlar. Umarım derdimi anlatabilmişimdir.
 
Gelelim Oksijen'e
 
Yok Aydın Doğan'ın, yok Zafer Mutlu'nun "gizli projesi" diye adı geçen haftalık Oksijen'i yeniden almaya başladım.
 
Bunun iki temel nedeni var: Yüzde 90 yandaşla dolu medyamızda çok dikkatli davranıyorlar ama hiç değilse yandaş değiller. İkincisi, Oksijen'de yazan ve bana bu yazıları yazmama iki kurabiye ve bir kadeh şarap karşılığında yardım eden Defne Akman. Eğer Defne beni kandırmadıysa, bu cuma 152 sayfa olarak, New York Times'ın özel dosyası Turning Points Global Agenda'yla birlikte çıkıyor. Tabii ki Türkçe olarak. Umarım Zafer Mutlu, Tayfun Devecioğlu ve Elçin Yahşi bu kıyağımı boş geçmezler. Tabii gönül indirip beni okuyorlarsa. 
 
Bizim T24

T24'ün yazar manşetlerinde bana tuhaf gelen bir durum vardı. Sonunda çözdüm. Neredeyse, hepsi çok da yakışıklı olmayan sakallı bıyıklı erkekler. 

Boşa konuşmayayım diye çarşamba günü saydım. 10 erkeğe karşılık bir tek kadın yazarımız vardı. Üstelik bu yetmiyormuş gibi, Doğan Akın habire Ertuğrul Özkök'ün yazılarını güya çaktırmadan kullanıyor. 

Ve tabii Cumhuriyet

Medya Radar'da okudum (Twitter, Facebook vb. yok bende) Cumhuriyet gazetesinde istifalar, görevden alma depremi sürüyormuş.

Canım arkadaşım Yazgülü Aldoğan "Gazetem sarsılıyor" deyip "Quo Vadis" diye sormuş. Nereye olduğu belli değil mi taa Alev Coşkun'un ilk operasyonundan bu yana? Hiç günahı olmayan ilk taşı atsın diyeceğim ama...

Sıkça sorulan sorular ve cheap shots

- Kıyametler koparan "Camdaki Kız" dizisinde solcu oyuncu arkadaşlarım dizide göründükleri gibi kötü ve yalancı olmadıklarını anlatmakta onlara yardımcı olmamı istediler. Çünkü insanlar onlara yolda pek sempatik bakmıyorlarmış.
 
Sevgili fanlarım, ben de size garanti vereyim ki gerçekten iyi çocuklardır ikisi de. Bildiniz, Nur Sürer ve Şerif Erol. Dün gece (perşembe) neredeyse beni de sizler kadar üzdüler. Ama inanın bunların hepsi "film icabı." İnanmayan fotoğrafa baksın.
Nur Sürer ve Şerif Erol, tek eksik Tamer Levent. 
 
- Üç Kuruş dizisini hâlâ keyifle izliyorum. "Yine ne mi oldu?" diyorsunuz. Son bölümde benim en bayıldığım gruplardan olan Adamlar'dan "Hepinize El Salladım"ı ve Mavi Sakal'dan "İki Yol"u çaldılar. Yani bildiğimiz, harbi Türkçe rock parçaları. 

Advertorial (!)

Bu haftaki Advertorial'ım özellikle kadın fanlarım ve okurlarım için. Ama eminim ki az sayıdaki erkek fanlarım ve okurlarım da dinlerlerse üç beş şey öğrenebilirler.
 
Baştan uyarayım, kadınların ikisinin de Mülkiyeli olması tamamen tesadüf.

Müzik önerisi

Bu haftaki müzik önerimi  BBC6 DJ'i Tom Ravenscroft bilmeden seçti. Türkiye saatiyle 18:00'de Tom's Free - Form Space Jazz Odyssey dinlerken kulağıma anamın dilinden bir şarkı çalındı. Derya Yıldırım & Grup Şimşek'in bu güzel parçasını sizler de duyun istedim. Deniz Dalgasız Olmaz. 

 
 
 

Yazarın Diğer Yazıları

Esad'ın düşüşü ve Suriye'nin perişanlığı dışında tüm haberler burada...

"Sen ağla İstanbul!" başlığını görünce yanlış yazdığımızı düşünmeyin, bile bile yaptık... Zaten bütün diziler çok ağlak, bunu da söylemeden geçmedik! Ayrıca bu magazinde ekrandaki programı terk eden Mülkiye'den sınıf arkadaşım İlber Ortaylı ya da bir filmde oynayan Radikal'den stajyerim İsmail Saymaz yok...

165 yaşındaki Mülkiye ve çok daha fazlası var bu magazinde...

Sevgili hayranlarım ve okurlarım, bir kez daha belirteyim ki hiçbir sosyal medya platformunda hesabım yok; bu yüzden "Biz bunu sosyal medyadan biliyorduk" deyip beni üzmeyin...

78 yaşında hâlâ beni şaşırtıyorlar

Bu hafta fotoğrafım yok çünkü patoloji raporum ancak perşembe öğleden sonra çıktı; daha Taksim İlkyardım doktorumu görmedim ama galiba kanserimle başa çıkmış, tabii kesinleşince size daha iyi bilgi veririm

"
"