03 Ekim 2019

Alt tarafı bir kadın ölmüş, üstelik göçmen ve işçi!

Milletin seçtiği vekil pek tabi 'aslında ne yaşanmıştı'yı anlatmak için parmağının ucunu bile kıpırdatmaya tenezzül etmez!

23 yaşında Nadira Kadirova adlı Özbek kadın, AK Parti Milletvekili Şirin Ünal'ın evinde hizmetli olarak çalıştığı sırada öldü.

Ölümünün intihar olduğu açıklandı.

İntihar vekilin ruhsatlı silahıyla gerçekleşti.

Kadın kalbinden vurulmuştu.

Olay sırasında Şirin Ünal, eşi ve kızı da evdeydi.

Sorguya alınan Kadirova'nın yakınları 'vekilin tacizi' meselesini dillendirirken sorguya 'fuhuş soruları' dahil oldu.

Memleketimizde fuhuş yapanın tacize uğramayacağı, uğrasa da hakkını arayamayacağı hatta ve hatta ona taciz bile denemeyeceğine dair yaygın bir kanı vardır bilirsiniz.

İşte o sebepten midir bilinmez ama bir sebepten sorguya fuhuş hakimiyetini koyuyor. Ve konu fuhuş sisinin arkasına öteleniyor.

Oysa muazzam şüpheli bir olay.

Şüpheler de yenir yutulur cinsten değil hani, cinayet, tecavüz ve örtbas!

İnsan sadece bunlardan birine adı karışsa uyuyamaz, yiyemez, nefes dahi alamaz.

Kendisini aklayana kadar konunun baş takipçisi ve sözcüsü olur...

Peki Şirin Ünal ne yapıyor, cenazenin Özbekistan'a gönderilme sürecinin maddi ayağını üstleniyor ve bu konunun geri kalanına dair ölü taklidi yapıyor.

Konu onun konusu değilmiş, hatta olay onun yaşadığı ülkede dahi geçmiyormuş gibi davranıyor.

Olayın gündeme düşmesiyle sosyal medya hesaplarından hiç durmaksızın Cumhurbaşkanına bağlılık paylaşımları yapıyor. Pardon, o da mı manidar dediniz? Siz de çok şüphecisiniz kardeşim!

Neyse, aslında buraya kadar yaşananlar olağan, esas aksi beklentilerdir sıra dışı olan.

Yav memlekette bir azgın azınlık var sürekli yüksek kriterlerde beklenti pompalıyor.

"Vekil konuya dair açıklama yapsın vatandaşı ikna edemiyorsa, kendisini aklayamıyorsa derhal istifa etsin. Yargı süreci hızla başlatılsın ve sonuca göre bir ihmal bile bulunsa alınan cezanın yanında mutlaka siyaseten men edilme de eklensin" diyor o azınlık. Bak sen şunlara!

Daha neler...

Alt tarafı bir kadın ölmüş, üstelik göçmen ve işçi. Hatta ve hatta fuhuş ihtimali bile var!

Sayın vekilimiz o yüksekten bu gerekçeler için mi indirilsin yani?

Burası Türkiye kardeşler. 

Beklentinin de bir kriteri olmalı!

Velhasıl kelam;

Konuş konuş bitmez,

Giydir giydir bitmez.

Yağdır yağdır bitmez.

Kadın cinayetleri politiktir derken, erklerin tavırları toplumsal cinsiyetleri oluşturur ve nasıl olsa sonucunda caydırıcı bedeller bile ödenmeyen cinayetlerin de arkası kesilmez demiyor muyuz sürekli.

İşte alın size bir erk!

Diyelim ki o da mağduru bu hikâyenin.

Peki ölene kıymet veriyor mu?

Ölümünü aydınlatma ihtiyacı duyuyor mu?

Kendine kamuoyu önünde bir sorumluluk düştüğü düşüncesinde mi?

Bu soruların cevabını ben vereyim,

Ülkemizde kadının bedeni on paralık değer taşımaz.

Hele işçi ise

Hele göçmen ise

Değer hızla dibe vurur...

Milletin seçtiği vekil de pek tabi 'aslında ne yaşanmıştı'yı anlatmak için parmağının ucunu bile kıpırdatmaya tenezzül etmez!

Bizler de her ölen kadının ardından, her öldürülen kadının ardından, her 'aslında fuhuş yapıyormuş' iddiasının ardından haykırırız 'artık yeter' diye.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Nerede o eski savaş muhabirleri!

Suriye’de yaşanan savaşta Türkiye ilk günden beri aktif rol oynuyor. Ve bizim neredeyse hemen hiç savaş muhabirimiz yok!

Olası barış sürecine nasıl destek olabiliriz?

Bilmediğimiz, anlamadığımız, doğrulatamadığımız, muhatapların da anlamaya çalıştığı, belirsiz, ‘ağır çekim’ bir süreçteyiz. Evet barıştan yanayız, aksi düşünülemez bile. Ancak bu koşullarda ve bu aşamada barış için verebileceğimiz tek destek, sadece sessizce izlemek olacaktır…

Yoksa sen de bir kadın düşmanı mısın?

Kadına şiddeti kınamak için eylem yapan kadınlara devlet eliyle yine şiddet uygulandı. Bunlar yaşanırken sokaklarda eyleme katılan kadınlara hırsla saldıran sivil erkekler de vardı… Soruna “ama’lı, fakat’lı” yaklaşan her kim olursa olsun, onu derhal yaptığı kadın düşmanlığıyla yüzleştirmeniz gerekir

"
"