Kamuda ve yerel yönetimlerde görevli üst düzey yöneticilere ayrıcalık yaratması amacıyla makam araçlarına takılan “çakar lamba”ların İçişleri Bakanlığı’nca yasaklaması, kamuoyunda olumlu karşılandı.
Devlet görevlilerine, özel bir statü kazandıran yöntemlerden birisi olan çakar lamba kullanımının 1 Kasım’dan sonra yasaklanacak olması, özellikle büyük kentlerdeki bürokrasiyi etkiledi.
Çakar lambaların, Cumhurbaşkanlığı’nın talimatıyla belirlenen devlet makamlarında bulunan kamu yöneticileri dışındakilerin kullanımına yasaklanması, yasak kapsamına giren pek çok üst düzey bürokratta hoşnutsuzluk yarattı kuşkusuz.
Yasaktan mutsuz olan bazı kamu yöneticileri kendilerinin yasak dışında kalmasını sağlamak amacıyla “torpil aramaya” başladılar bile.
Kimisi Cumhurbaşkanlığı ve İçişleri Bakanlığı üzerinden, kimisi de kendi kişisel gayretleriyle yasak kapsamı dışında kalmak isteyen bürokratlar var.
Bakanlık, geçmişte uygulamaya koyup sonradan vazgeçtiği ya da süresini uzattığı kararları olmasına rağmen, çakar lamba konusunda “şimdilik” dik duruyor. Makam araçlarında çakar lamba kullanma yetkisi verilenlerin listesi henüz delinmedi.
Ancak, bu durum yasağın delinmeyeceği anlamına da gelmiyor elbette!
Her an her şeyin olabildiği ülkemizde, bakarsınız yarın farklı bir uygulamaya da geçilebilir. Örnekleri mevcut.
Sonuçta sürücüler, trafikte araç kullanırken dikiz aynasına yansıyan rahatsız edici çakar lambalardan büyük oranda kurtuldu.
Akıl, bilgi ve yaratıcılıktan ziyade çakar lambaya bağlı olarak statünün kıymetlendirildiği ülkemiz için bu kadarı da önemli bir aşama.
***
Aslında yine kimilerine statü ve karizma sağlayan bir başka uygulama daha var karayolu trafik sisteminde.
Tıpkı çakar lamba gibi, bazı sürücülere özel muafiyet sağlayan uygulama şu:
Plaka tanıma sistemine tanımlı plakalar…
Bu uygulama, sürücülere ya da araç sahiplerine bazı özel şartlarda çakar lamba benzeri trafikte geçiş üstünlüğü sağlıyor.
Yürürlükteki trafik mevzuatına göre, plakaları ülke genelinde kullanılan trafik bilgi sistemine kayıt edilen araçlar, şehir içinde hız limitleri aştıklarında ve kırmızı ışıklarda durmayıp kontrollü olarak yola devam ettiklerinde trafik cezasından muaf oluyorlar.
Keza, bu araçlar şehirlerarası karayollarındaki radarla denetimlerden kurtulabilme olanağına sahipler.
Plakası sisteme kayıtlı araçların sürücüleri, örneğin İstanbul’da kent içi trafikte en sağdaki güvenlik şeridinde rahat biçimde ve trafik cezası ödemeden araç kullanma olanağına sahipler.
Bu durum, İstanbul gibi bir kentte önemli ayrıcalık.
Araçların plaka tanıma sistemine kayıt yapılmasının yetkisi İçişleri Bakanlığı’nda.
Bakanlık, tüm devlet kurumlarından gelen bu yöndeki talepleri tek tek sisteme kayıt ediyor. Veri tabanı zaman zaman güncelleniyor. Kimi zaman sistemden çıkarılan plakalar olduğu gibi yeni sisteme girilen plakalar da oluyor.
İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre halen ülke genelinde 12 bine yakın araç söz konusu muafiyetten yararlanıyor.
Neredeyse tamamına yakını devlete ait araçlar. Ancak, bazen araya “hatırlı” sivil kişiler de giriyor.
Bu durum ortaya çıktığında İçişleri Bakanlığı’nda krize neden olmuştu. İddiaya göre, bakanlığa günlük et tedarik eden bir firmanın sahibine ait aracın plakasının “muafiyet listesi”nde yer aldığı anlaşıldı.
Tamamen tesadüf eseri gün ışığına çıkan bu olaydan sonra plaka işlemlerini yürüten bakanlık yetkilileri, kamuoyuna yansıtılmayan bu olayda plakanın “sehven” kayda girdiği savunmasını yapmıştı.
Sonuç olarak İçişleri Bakanlığı, çakar lamba konusunu şimdilik bir disiplin altına almayı başardı.
Bakalım sahibine ya da sürücüsüne geçiş üstünlüğü imkanı veren plaka tanıma sistemi ayrıcalığı ne zaman ortadan kalkacak?
***
750 milyon dolara kaç VW şirketi kurulur?
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı önceki gece katıldığı bir televizyon programında Ankara’nın kanayan yarası Ankapark’la ilgili önemli bir açıklama yaptı.
Başkan Yavaş, kamuoyu ile ilk kez paylaştığı açıklamasında Ankapark’ın maliyetinin 700-750 milyon dolar olduğunu duyurdu.
Bugünkü dolar kurunu ortalama 5.70 lira olarak aldığımızda Ankapark yatırımının TL karşılığının 3 milyar 990 milyon lira ile 4 milyar 250 milyon lira arasında olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Rakamın eski paradaki karşılığı ise katrilyon cinsinden.
Eski Belediye Başkanı Melih Gökçek’in hatırasının bedeli bu.
Bunu bir tarafa koyalım. Ve madalyonun diğer yüzüne bakalım.
Türkiye’ye yatırım kararı alan Alman otomotiv devi Volkswagen (VW), ilk iş VW Türkiye’yi Manisa’da kurdu. Manisa Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlanan ilâma göre yeni şirketin sermayesi 943.5 milyon lira.
Şimdi her iki rakamı karşılaştıralım. Alman devinin 1.4 milyar Euro’luk yatırım için kurduğu firmanın bedeli 943.5 milyon lirayken, Ankara’da dünyanın sayılı tema eğlence parkı olacağı ifade edilen yatırımın bedeli ise minimum değerle 3.99 milyar lira.
Üstüne üstlük VW’nin yatırımının yaratacağı istihdam nedeniyle siyasi irade son derece memnunken, Ankara’daki yatırımın geleceği meçhul.
İşte Türkiye böyle tuhaflıklar ülkesi maalesef…