29 Ocak 2012

Komik bir seksüel aşk hikâyesi

Ahir zaman âşıkları Ozan ile Zeynep aşkla cinselliği buluşturdukları tatlı komedi '1 Erkek 1 Kadın'lâ bizi her hafta çakırkeyif yapıyor

Ahir zaman âşıkları Ozan ile Zeynep aşkla cinselliği buluşturdukları tatlı komedi '1 Erkek 1 Kadın'lâ bizi her hafta çakırkeyif yapıyor.


Evvel zaman içinde ‘Kerem ile Aslı’ vardı. ‘Ahir zaman’ içinde ‘Ozan ile Zeynep’ var. ‘Bir Erkek Bir Kadın’ın çözümlemesine böyle başlamaya “Ne alâka?” diyen varsa biraz sabır lütfen!..


‘Kerem ile Aslı’, ‘Ferhat ile Şirin’, ‘Leyla ile Mecnun’, ‘Tahir ile Zühre’… Hepsi aşkın cinsellikten arınık anlatıldığı kırsal-pastoral dönem halk hikâyeleriydi. O zamanlar toplumsal düzen aşkın ancak ‘vuslatsız’ına, yani içinde seks olmayanına tasavvur imkânı veriyordu. (Âşık Veysel’in meşhur sözü, malum: “Kavuşamazsın, aşk olur”.)


‘Cinselliksiz aşklar’ın kadim zamanından ‘aşksız cinsellikler’in şimdiki zamanına çıktık. Çağan Irmak’ın ‘Issız Adam’ı bunu şamar gibi patlatır suratımıza. Filmde aşksız başlayan cinsellik aşka evrildiğinde ıssızlığına kaçar bizim adam…


‘1 Erkek 1 Kadın’ bize böyle acı (ama gerçek) bir hikâye sunmuyor. Cinselliksiz aşktan aşksız cinselliğe akan zaman içinde ‘arabulucu’ noktada ‘cinsel aşk’ta duran bir komedi o. Bu haliyle de bir ferahlık… ‘Ferhat’ın, aşkıyla dağı delse de sevdiğiyle birleşememe ıstırabı kadar ‘Issız Adam’ın seksin şehvetinden aşkın şefkatine kanatlanamama ıstırabı da iç bunaltır. ‘Zeynep’ ile ‘Ozan’sa hiç bunaltmadan, aksine bol bol güldürüp bir o kadar da erotize ederek aşkla cinselliği buluşturan tatlı komedide bizi her hafta çakırkeyif yapıyorlar.


İçerikte mutaassıplaşma yok


Bu tabii bir küçük burjuva ‘halk hikâyesi’. Şehirli, ‘profesyonel’ hayatın içinde bir kadınla bir erkek aşkla sevişerek aynı evi, evlenmeden paylaşıyor. Evliliğin değil boşanmaların norm(al) olduğu bir toplumsal aşamanın kurgusu bu. Dizinin orijinali yabancı, ama yerli sürüm de cesur, hatta bir ölçüde ‘hardcore’ içeriğine rağmen tutmuş durumda. Önce uydudan sınırlı bir kitleye sunulurken şimdi ‘STAR’dan her eve giriyor. Üstelik içerikte pek mutaassıplaşma da yok. Demek ki toplumsal bünye bu olup biteni kaldırabiliyor. Gerçi her an evliliğe açılma vaadini kurgunun bir parçası yapmış olmak, ödün sayılabilir. Öyle bile olsa ‘Bir Erkek Bir Kadın’, görünürde alabildiğine muhafazakârlaştığı söylenen Türkiye’nin derinden derine post-endüstriyel kapitalizmin küresel-kültürel yaşam koşullarına uyarlanma içinde olduğuna bir ‘işaret fişeği’ sayılsa yeridir.


Çok mu uçtuk! Bunu artık her eve giren dizinin yayında kalma direnci belirleyecek. Oyuncu kapasitesine bakıldığında bu direncin çok güçlü olacağına kuşku yok. ‘Zeynep’ karakteriyle Demet Evgar bu cinsel aşk komedisi için biçilmiş kaftan. Bir kadın aynı zamanda hem komik hem zeki hem de seksi ancak bu kadar olabilir! Ama ‘Zeynep’, ‘Ozan’ (Emre Karayel) olmadan hiç… Bir ‘küçük burjuva zonta’ya müthiş performansıyla can veren Karayel, dizinin dört dörtlük sürmesini sağlayan yapıtaşı.


Lakin dizi yer yer kusur işlemiyor da değil. Homofobik-heteroseksist söylem bir ara çok öne çıkmıştı mesela. Böylesi ‘çamur’lara bulaşmama yolunda dikkati elden bırakmamak gerek. Muhafazakârlık-karşıtı konum, her bakımdan korunmalı!..

(Radikal - Hayat)
 

Yazarın Diğer Yazıları

Vurun kanatlarınızı karanlığa kuşlarım!

Yöresel ve evrensel düzlemlerde eşzamanlı yaşananları 'insan' gerçeğinde birbirine organikçe bağlamak… Daha iyi bir hayatı var etme umut ve inancıyla gelenekten geleceğe taşınmak… Bunlar, Hasan Hüseyin şiirini bu coğrafyanın en özgün ve özgül yapıtlarından biri kılar

Goebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!"

Bir okurum, siyaseten Refah Partisi - AK Parti çizgisinde yol almış olmakla birlikte bugün gelinen noktada Ak Parti'nin yapıp ettiklerine ve olup bitenlere bağlı olarak bu ideolojik 'gönül bağı'nın nasıl koptuğunu samimi bir eleştirellikle bizimle paylaşıyor

Goebbels'leşme karşısında muhalefeti sorgulamak!

Matbu medyanın hazan mevsiminin, televizüel medyanın da sonbaharının yaşandığı bir dönemde, insanları sıkan, bıktırıp usandıran karakterlere, ağızlara, kabadayılıklara kimse katlanmak zorunda değil. CHP hiç değil

"
"