22 Haziran 2019

Bir açıklama ardından bazı sorular

Niçin Öcalan, Tayyip Erdoğan'ı desteklemek anlamına geldiğini bildiği bu çıkışı yaptı?

Öcalan'ın açıklaması elbette çok tartışılacak. Bu daha bir başlangıç olarak kabul edilmeli. Dikkatimi çeken hususları sorular biçiminde sıralamak istedim:

1) Öcalan, niçin devletin istihbarat örgütünü DOĞRUDAN kullanarak açıklamada bulundu? Sorunun cevabı basit: Avukatları ve HDP yöneticilerinin 'köylü kurnazlığı' yapıp, açıklamasını saklamaları ve ipe un sermeleri nedeniyle, diyebilirsiniz. 

2) Peki ama, Öcalan bunu niye göze aldı? Seçimlere ilişkin İstihbarat Servisi yardımı ile “İmamoğlu’na oy vermeyin, tarafsız kalın” çağrısını niye yaptı? Eğer İstanbul’da HDP ve Kürt seçmen, İmamoğlu’na oy vermezse Yıldırım kazanır, bunu herkes biliyor. O halde, niçin Öcalan, Tayyip Erdoğan'ı desteklemek anlamına geldiğini bildiği bu çıkışı yaptı?

3) Özellikle Tayyip Erdoğan’ı Öcalan’dan yardım istemeye iten, "her şeyi göze almak", çılgınlığının sebebi nedir?

4) Hem devlet hem de Öcalan bu tutumlarıyla, sıradan insan aklıyla ve zekasıyla alay ettiklerinin farkında mıdırlar?

Belki şu anda ayrıntı gibi duracak olsa da HDP yöneticilerine de benzeri sorular sorulabilir.

5) HDP'yi, "Öcalan yanılıyor" basit cümlesini sarf etmekten alıkoyan nedir? Niye "Öcalan’da bizim gibi düşünüyor" gibi tuhaflık içine giriyorlar? Cevabı elbette basit: Öcalan’ın Kürt seçmen üzerindeki etkisini bilerek, açıktan tavır almak yerine “ama”lı cümleler tercih ediliyor. Önce, “biz de senin gibi düşünüyoruz”, cümlesi ardından da Öcalan’ın önerisini ret eden açıklama… Acaba HDP yöneticileri de bizim zekâ düzeyimizle mi alay ediyorlar? 6) HDP’nin Öcalan ile kurduğu ilişki tarzı aklıma başka bir soruyu getiriyor: AKP tabanının Tayyip Erdoğan ile ilişkisi ile HDP tabanının önemli bir kesiminin "Önder Apo", "Başkan Apo" ile ilişkisi arasında bir benzerlik var mıdır?

7) Acaba HPD yöneticilerinde de "önderlik yanılmaz” kültürünün etkisi, korkusu mu söz konusu? Ve ama bu kültürün demokrasi kültürü açısından yaratacağı tehlikeyi fark etmek daha önemli değil mi?

Benim kanaatim şu: Eğer AKP, Kürt politikasında sürekliliği ve derinliği olan bir çizgiye sahip olsaydı ve Öcalan bu açıklamayı 15-20 gün önce yapmış olsaydı, tüm bu olanların siyasi bir anlamı olurdu.

Ama şimdi yapılan bizimle, yani ortalama akılla alay etmektir.  Bu ciddi bir çaresizlik göstergesidir. Siyasette her şeyi yapın, ama benim gibi sıradan insanların zekalarıyla alay etmeyin ters teper.  İnsanların en kızacakları şey aptal yerine konmaktır. MHP ve Doğu Perinçek, sorunsuz, açık ve net bir biçimde Öcalan'ın açıklamasını desteklediler.

Son derece anlaşılır bir siyasi tavır alıştır bu.

Ve kendilerine yakışanı yapmışlardır. HDP siyaseten doğru olanı yapmaktadır; destekledikleri muhalefet kesiminin (İyi Parti’nin ve CHP’nin büyük bir kesiminin) Kürt insanına yönelik milliyetçi ve hatta ırkçı politikalarına rağmen, kendilerini her türlü siyaset ortamından uzaklaştıran ve dışlayan ayrımcı politikalara rağmen, İmamoğlu’nu destekleyerek büyük bir siyasi basiret örneği göstermektedirler. Kendilerinin bu tutumu, tartışmasız her türlü övgüyü, saygıyı ve desteği hak etmektedir.

Bu nedenle altını tekrar çizmekte fayda vardır: Şu anda yapılan oylama, Belediye Başkanlığı seçimi olmaktan çıkmıştır. Rejim tartışması ve oylaması yapılmaktadır. Ve HDP desteklemez ise sadece İmamoğlu kaybetmez, rejim tartışmasında demokratik güçler kaybeder.

Benim uyarım ve eleştirim, Öcalan’ın açıktan rejimin devamı anlamına gelen bu siyasi çağrısına daha düzgün daha ilkeli karşı çıkmaları noktasındadır.

HPD’ye yakışan "Öcalan yanlış düşünüyor" basit cümlesini kurma basiretine sahip olmaktır.  Bu ülkedeki demokrasi kültürünün gelişmesi açısından bu önemli bir husustur. Öcalan’ın açıklaması, hedeflendiği gibi, İstanbul Kürt seçmenini, İmamoğlu'na oy vermekten vazgeçirir -belki Yıldırım'a yönlendirir ya da sandıktan uzaklaştırır mı? Ben zannetmiyorum...

Sanki aksi daha kuvvetli bir ihtimal gibi gelir bana...  Çünkü hiçbir insan zekasıyla alay edilmesinden hoşlanmaz.

Yazarın Diğer Yazıları

Ermenilerin imha kararı: 1 Aralık 1914

Bugün bölgede barış ve istikrara ilişkin sorunların en temel nedenlerinden birisi, Türkiye’nin kendi tarihi üzerine konuşmuyor olmasıdır

Büyük koalisyon ve Erdoğan’ın seçimleri erteleme veya iptal etme ihtimali

Seçim, Başkanlık Sistemi Referandumu’nun tekrarıdır ve 2017 manupülasyonunu düzeltecektir

Ne ondurmak ne de öldürmek

Kendi sonunu kendi elleriyle hazırlayan bir toplum görünümündeyiz

"
"